Senden nefret edenleri sev; iyilikten başka üstünlük alameti tanımıyorum. -- ludwig van beethoven
Gülüm Çamlısoy
Gülüm Çamlısoy
@gulum-camlisoy

OLMUYOR...

16 Haziran 2020 Salı
Yorum

OLMUYOR...

3

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

1098

Okunma

OLMUYOR...

OLMUYOR...




Ölümü d/işleyebilir miyim, bayım? Hani, siz aşkla maytap geçerken öykündüğüm mutluluk mu bana bir beden büyük gelecek olan? Eh, ne de olsa bir ömür perhiz yaptım ve nefsim sonunda lanetin çukurunda yandı kül oldu.

Boyum kadar acılarım var, bayım hani size anlatmaktan haz etmediğim gel gör ki hayatın da mefkûresi tüm olup biten bir de kabından taşan elbet fukara yüreğimde domdom kurşunu önce seken sonra gözümün içine içine sokan ve kırık büyüteç camını kâğıdın üzerine tutup da yalnızlığın odasının penceresinde bir yangına mahal verdiğim.

Her şey gelip geçiyor mu sahi?

İyi de bizim buralardan gelip de geçenlere hiç şahit olmadım ve Tanrının büyüklüğü dışında nemalandığım hiçbir büyüklük de yok.

Kul yapımı ne varsa tamir görüyor bense kırık yüreğimle iştigal ederken kalemin d/okunaklı tınısı ile kendimce onarıyorum sefil benliğimin kırık müdavimlerini tıpkı aşkın asasına konan kırık kelebek gibi bir de kırıp da dişlerimi yeniden onaran dişçinin koltuğunda çektiğim acı gibi.

Dokunulmazlığım olduğunu söylemeden geçemeyeceğim bir de görünmezliğime şahit iken sadece Yaratan nezdinde görünürüm ben bir de kim ise onay verdiğim randevu sistemi ile iki çift kelam ederim.

Sözcüklerimse hürriyetimin şafağında yanan bir gece lambası tıpkı gecenin ferinde ışıldak misali çırpınan pervanenin küskün kanatlarında konup da yok olmamın an meselesi olduğu.

Öykündüğüm hiç kimse yok ki öncemden ayrı tutayım ve öldürmekle yükümlüyüm elbet az evvel düşünce iklimimde seken rüzgâr gibi nereye savruluyorsa sözcüklerim ve dikiş tutmaz yeminlerine düş mimarlarının, gönderme yapıyorum. Az evvel kondular içimdeki avlunun duvarına ve nöbetçi gardiyan saat tuttu.

Bir gök cismi olma ihtimalim de var ne de olsa metaforlar ve meteorlar sayesinde var oluyor içimdeki kaçkın şair ne de olsa tabularını sadece yazarken yıkıyor ve sadece yazarken âşık onun sefil yüreği hem de evreni titreten ve tütsüleyen gözlerinde aşkın maviden sağanaklar örüyor bilinmezin giriftinde bilindik bir teamül olma ihtimali ile altı üstü sancağına seriyor sefil yüreğini ve kanlı sözcüklerini bir vampir gibi emip içine çekiyor tıpkı kanlı gözyaşı ile beslenirken içindeki humuslu toprak.

Her doğrum yaptığım yanlışlarla geçerlilik kazanıyor bu yüzden yaptığım yanlışlara minnettarım ve bu yanlışlar sayesinde doğuyor yüreğimin güneşi hem de sabrımın sonsuz olduğu şükrüne doyamadığım.

Sevginin gölgesinde uzanan nice yeis ve tohuma kaçan nice şiir elbet gün yüzüne çıkmaya asla teşebbüs etmeyen binlerce cümlem kilit vurduğum yüreğimin ambarında tozlanan ve küflenen ve binlerce alt geçit kimselerin ruhu dahi duymazken kimsesizliğimle sürüyorum yine içimdeki o humuslu toprağı.

Benzemeye çalışıyorum kimi zaman çevremde kim varsa prim yapan…

Olmuyor, bayım çünkü ben hisse senedi ya da külçe altın gibi kar gütmüyorum sadece zararına sevip zararına kendimi tüketiyorum elbet himayesinde Rabbimin düş kuvözümde iyi kötü şiir yüzlü bebekler büyütüyorum sonra da onları boşluğa salıyorum artık kimse kapışan benden çıktılar bir kere o yüzden içimden düşen taşlarla biliyorum ki mezarımı da genişletiyorum ve her yeni şiir yeni bir hayal kırıklığı taşırken küfe küfe içten pazarlıklı tüm şiirleri de sonsuzluğa uğurluyorum.

Olmuyor, bayım.

Ne senle oluyor ne sensiz.

Olmuyor, bayım.

Ne şiirlerle oluyorum ne de şiirsiz geçiyor ömrün ve akşam pazarında el sıkışıyorum imgelerle hani, reddi güç kabulü güç ta ki…

Ol, dedi mi Rabbim.

İşte o zaman seviyorum ben.

Yürü ya kulum, dedi mi…

Koşuyorum ki çığlıklarım arşa çıkmışken…

Sahi gün yüzü görecek miyim bayım belki de sen asla benim güneşim olmadın ve olmayacaksın da gel gör ki kendimi kandırmayı hep sevdim.

Ta ki; asla batmayacak ve beni kandırmayacak bir güneşe rastlayana değin sen, benim güneşimsin, bayım: ister kabul et ister etme ta ki solana değin içimdeki ışık ve yeni bir ben doğurana değin…




Paylaş
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Olmuyor... Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Olmuyor... yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
OLMUYOR... yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
HASAN ÇAPRAZ
HASAN ÇAPRAZ, @hasancapraz
16.6.2020 22:13:09
10 puan verdi
Olmuyor, bayım çünkü ben hisse senedi ya da külçe altın gibi kar gütmüyorum sadece zararına sevip zararına kendimi tüketiyorum elbet himayesinde Rabbimin düş kuvözümde iyi kötü şiir yüzlü bebekler büyütüyorum sonra da onları boşluğa salıyorum artık kimse kapışan benden çıktılar bir kere o yüzden içimden düşen taşlarla biliyorum ki mezarımı da genişletiyorum ve her yeni şiir yeni bir hayal kırıklığı taşırken küfe küfe içten pazarlıklı tüm şiirleri de sonsuzluğa uğurluyorum.


Ta ki; asla batmayacak ve beni kandırmayacak bir güneşe rastlayana değin sen, benim güneşimsin, bayım: ister kabul et ister etme ta ki solana değin içimdeki ışık ve yeni bir ben doğurana değin…


Her harfi gözden kaçmaması için mercekle okunması gereken bir eserdi


İlhamın güneşler doğurmaya,kalemin hep zengin ve engin olmaya devam etsin değerli kalemim

Herşey güzel gönlünce olsun
Etkili Yorum
ersinbaşeğmez
ersinbaşeğmez, @ersinbasegmez
16.6.2020 21:51:59
“Bir gök cismi olma ihtimalim de var ne de olsa metaforlar ve meteorlar sayesinde var oluyor içimdeki kaçkın şair ne de olsa tabularını sadece yazarken yıkıyor ve sadece yazarken âşık onun sefil yüreği hem de evreni titreten ve tütsüleyen gözlerinde aşkın maviden sağanaklar örüyor bilinmezin giriftinde bilindik bir teamül olma ihtimali ile altı üstü sancağına seriyor sefil yüreğini ve kanlı sözcüklerini bir vampir gibi emip içine çekiyor tıpkı kanlı gözyaşı ile beslenirken içindeki humuslu toprak.“

Labirentin merkezine burayı oturtmuş yazar. Dolaşıyor fikirlerinin arasında. İç ses olarak bayım’ı seçmiş. Böylece yazar; yazıya hafif tebessüm eklemiş.

Güzel olan, ben’i hataları ve sevaplarıyla kabul ediyor ve hatta doğrulara, geçmişte yaptığı yanlışların çıkarımlarından ulaştığını anlatarak onlara teşekkürlerini de özellikle sunarken öz’de insanın devamlı(kendini) değişim içinde olduğunu ve bu değişimlerin ömür boyu süreceğini ve her değişimle doğru insana biraz daha yaklaşılacağını üzerine basa basa anlatıyor.

Tebriklerimle dost yazarım

saf şiir
saf şiir, @safsiir
16.6.2020 21:50:28
10 puan verdi
Bu dünyada olmayan bir şey mi var ki... Ümidini kaybetme... Güzel yazını tebrik ediyorum. Beğeniyle okudum. Kutluyorum Kardeşim. Selam ve dua ile...
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.