- 599 Okunma
- 1 Yorum
- 1 Beğeni
MARTIYA İNAT
Gökyüzü masmavi..Birkaç pamuksu bulutda o manzaraya eşlik ediyor..Güneş tatlı bir sıcaklık gönderiyor..Gözlerime tek başına bir güvercin takılıyor...Bazen süzülüyor,bazen dansediyor..Aşağı,yukarı keyifle iniyor çıkıyor..Bense altıncı katta çayımı almış penceremin önündeyim..Pencere pervazı sehpam,çayımı yudumluyorum..
Bir süre sonra güvercin penceremin önünde süzülmeye başladı,sonra kanatlarını çırparak dış pervaza kondu..Sağı solu kontrol ettikten sonrakafasını kanatlarının altına gömdü..Kafa daireler çizmeye başladı ...Kanatlar bir yükseliyor bir alçalıyordu..Sanki dünyanın en keyifli işini yapıyordu..
Sonra tekrar kafasını çıkardı..Gagasının üzerinde beyaz bir bant vardı.Siyah gözbebeklerini açık kahve bir hale çeviriyordu..Canlı bir tondaydı o renkler.Boynunda parlak,koyu renkli bir halkası vardı..Griyle güzel bir uyum oluşturmuştu..Boynunu sağa sola çevirdikce griyle yeşilin tatlı bir dansı vardı.Diğer tüyler gri ve beyaz tonda,Zaman zaman dalgalanarak ayaklarına kadar iniyor..Kanat çırptıkça beyaz hakim oluyor,tüneyince gri...
Ayaklarda da gri beyaz hakim..Belli,belirsiz paçaları var..
Sonra gözgöze geliyoruz..Hiç kıpırdamadan birbirimizi süzüyoruz..Lisanımız farklı olsada gözlerimizle konuşmaya çalışıyoruz..
Birden bir martı ok gibi geçiyor penceremin önünden..Tanışamadığım güvercinde ona inat edercesine havalanıyor..Onu kovalıyor..Bense mavi dekorda o kanat çırpmalara dalıyorum..Sonra ufkumdan çıkıp kayboluyorlar...
Bende tekrar özüme dönüp,çayımı bitiriyorum..