- 567 Okunma
- 1 Yorum
- 1 Beğeni
Bir dilek tut
Ormanda bacasından ince bir duman tüten kulübe… Güneş ağaçların yükselen dallarının üzerinde parlıyordu. Kulübenin kapısı açıldı. Kız çocuğu gözlerini silerek dışarı fırladı. Ayakları çıplak üst başı yırtık söküktü. Hıçkıra hıçkıra ağlayarak kulübeden uzaklaşırken kapıda iri yarı çirkin bir kadın belirdi. Yüzünde sert bir ifade… Bir an çocuğun arkasından bakıp içeri döndü. Kapı çarpıldı. Kulübe gözden kayboluncaya kadar çocuk koştu. Islak toprağa basan ayakları çamurlanmıştı. Devrilmiş bir ağacın gövdesini gördü. Yanaşıp oturdu. Gözyaşları dinmiş, yanakları kızarmıştı. Çevresine bakarken sapsarı güzel bir çiçeği fark etti. Çevresinde ışıldayan bir şey uçuyordu. Kelebek ya da bir kuş değildi. Merakla gövdeden kayıp toprağa bastı. Çiçeğe doğru yürüdü. Bakışlarını çiçeğin üzerinde havada asılı kalmış şeyden alamıyordu. Eğildi. Dikkatle bakınca uçan şeyin bir çiçek perisi olduğunu anladı. Peri sevgi dolu bir sesle “Bir dilek tut.” Çocuk heyecanlandı. Aklından bir dilek geçirdi. “Tuttum.” Peri “Çiçeğin adını bana söylersen dileğin gerçekleşecek.” Çocuk çiçeğe baktı. Gözlerinden bilmediği anlaşılıyordu. “Öğrenip gelsem.” Peri gülümseyerek başıyla onayladı. Çocuk çiçeği köküne yakın bir yerden kopardı. Coşkuyla geldiği yoldan geri koştu. Kulübenin yanından hızla geçti. Nehrin kenarında gövdesi kocaman, dalları kalın, yaprakları geniş çınar ağacının önünde durdu. Çiçeği ağaca doğru kaldırıp “Adını söyler misin?” Ağacın çatlamış kabuklarının arasında bir çift göz belirdi. Çiçeğe baktı.
Fotoğraftaki çiçeğin adını biliyor musunuz?
Çocuk ne dilemiş olabilir?