- 449 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
Ve Aşk
Ve kalemimde konuştu Aşk.........
Yazan; NURTEN TARIM
Ve Aşk
Aşkın masalımsı yolunda ya hüzün gülleri olarak sararacaksın ki bahar damlaları adını yazsın Yada pes etmeden yüreğine söz geçiremeyen kalbinde dua çiçeklerinin sonucu olarak yediveren gülü olacaksın ki mevsimi tanımayan Bu kalbin ilahi dilidir o nedenle aşk kral ve kural tanımaz kendi kurallarını kendi yazar Peki yüreğe kalan nedir beklentisiz bir beklemektir Aslında aranan manevi alemden maddi aleme gelirken özdeki ateşi tekrar bulmaktır özündeki suyu doya doya içmektir Yaradılışın kalp imzasıdır Bu nedenle evren dilinde çırılçıplak dili kişi kelimeleri giydirip süsler Çünkü süs ruhun mevsimidir Eğer ki sonbahara düşmüş bir hayal peşine düşerse ruh aşk peşine düşmüş bir gecedir aslında Amaç genine yakın karşıt bir cinsin kalp kapılarını kırıp içine sonsuzluğa kadar kalmaktır Bu nedenle aşk yaşlanmaz yaşanır martı kanadında uçan bir kelebek inceliğindedir
Toplumsal sınıflandırmalar, inanç kurallarına tutuklu kalan üşüyen beynin kalp sıcaklığını araması ne kadar aşama kaydetti yaşanan zaman olgusunda İnsanlık kademesi duygularda ne kadar mesafe kaydetti Gözyaşı renginin değişmemesi gibi bunlarda değişmeyip aynı mı kaldı ....
Yada evren gerçekliğin yaşanılmasının bulunması mı kadar yuvarlanıp gidecek ....
Tarihin aradığı gerçekler tiyatrosu gün ve gün ne kadar kurulacak Kuran ve oynayan kalp değil mi İnsanı terleten sorular grileştirmedi mi Havva’nın gözyaşını Yada bir günahın ödenişi mi bu nesilden nesile akıp giden Yüreğin hükümsüz yükselişi ve çöküş hikayesi değil midir adına aşk denilen kavuşulamayanlar Adaklar dualar hatta büyüler o gizemli duyguyu tatmaya yönelik bir bencilliktir Kadını güzel ve etkileyici yapan karşıt cinsin bir bakışı değil midir Sahiplenmek olgusunda ölümü tatmaktır terk edilişlerde Bir yangının külünde arar o zaman yüzünü gösteren aynayı Yada kendini bulmak ve cevaplarını kendi içinde aramaktır tarihsel uykulara yatırmaktır gözlerini
İşte değişmeyen bir döngü içine girmek isteyen ve cevaplarını arayan tutkularının takipçisi karşı cinslerin dikkatini çekmeyen bayan tarihçi bir kazı çalışmalarına katılır İlgi alanı bulutların itelediği mavi hayaletler di bu nedenle yüksek okulda antik çağ aşkları ve inançlar araştırma konusunu ele almıştı Kazıya katılma amacı o dönemlerdeki yaşanmışlık dokusuna dokunup unutulmuşluğun uykusuzluğunda tanrılaştırılmanın efsunlu soluğunu solumaktır
buğulu bir hava dişlerini gösterircesine esen bir rüzgar kar mantosunu giymiş bir gece Çıplak ayakların yorgunluğundan sanki kaçıyordu yollar sanki yamaçlar ağlıyordu dönemeçlerin haline Dolanırken düş sokaklarda bir kadın karşıladı sözlerini bakışlarına taşımış Sevmenin yüceliğinde karşılaştığı ihanette çökmüş Çöküntüsünde mevsimin soyunan kırların yeşil ışığını yakarak dimdik ayakta kalıp aşkına kelimelerin grisini düşürmemiş Sanki tarih sayfaları yıldızlara birden uzandı Ak sakallı ermiş soluğunda sayfalar birden canlandı Bir adım attım ürkekçe kadına Kadın dedi ben tecrübe Duyguların küflenmeden avucundaki ışık taşını at sulara ki sular çağlasın Perenna olsun her damlası
ve tecrübe anlatmaya başladı
yaşam haritası yok ki hiçbir canlıda yanlışı yaşamadan doğruyu bilsin Gel benim zaman tünelimin geçmişine gidelim Gönül gözün seni saran benlikten uzak olsun ki keşkelerin özündeki gerçeği görebilesin
Küçük mini minnacıkken içini titreten güneşte sanki gömülmüş tarihi ararcasına güneşin saçlarına tutunup sallanırdım Ve bir gün evimizin geniş balkonunda günahı yakalarcasına sorduğum sorular çevremin bana yönelik ilgisini çekmişti Birden karşı evin tavanında gün ışığının gözleri kamaştırdığı öğlen zamanında uzun sakallı ayakları çıplak ve ağaç dalından bastonundan desek alarak yürüyen orta yaşlı bir erkek gördüm İşin ilginç yanı benim etrafımdakilerin onu görememesiydi O günden sonra uykularım sanki el yordamıyla geceyi arar oldu Tahminler yüze bakıp neler olacağını içine doğmalar ve de tanımadık mevtaların ebedi alemi tanıtmaları Sanki uyku tramvayına binmiş bir öğrenci gibi ..
Sonbahar şarkıların fısıltısı gibiydi yanındaki takipçisi gölge Sanki ondan kurtulamıyordum Bilinmeyen mitolojik efsaneler yüreğimi ateşlerken fal bakan biri olmuştum Artık yalancı saygınlığım vardı Sabahı bekleyen yüreği daralanların çam ağacını arayışında tutanaktım Sanki Kibele’ydim günahını haykıran Sahili vuran dalganın intiharında güneşi yakalamaya çalışan kumsalın kum tanesine yazıyordum sanki isteklerimi
Ama içimdeki öksüzlüğüm aranıyordu nedeni niçini.. Birde yaşam ırmağı akıp gidiyordu delta da yapsa gün yatağında Lise bitmişti Üniversite sınavını da kazanmıştım Ama bu bana yetmezdi Birden bir müzik kuruluşunda buldum kendimi Artık beyazın içine sinen renkleri koklamaya başlamıştım İcra ettiğimiz Mozart Yada Betofanın nota rüzgarı ruhumu alıp sürüklüyordu Bu zamana kadar pek güzelliğime güvenemediğim için zamanın kırılmış aynasının kırıklarında yaralanmamak için pek karşı cinslerimle ilgilenmedim Ve duygularım zaten gece uykularında büyüyordu Yüzüm gök sinesi sivilcelerim gece düşüncelerimin yıldızıydı sanki Ve ani çalan bir telefon benimde genç bir kız olduğumu ateşleyen kıvılcımdı sanki
Hani varya anasını dedirten zaman Hani umulmadık bir anda kesitleşir gönlün
Bir küs bir barışık mermerleşen bakışın konuşur birden ve birden bakışların dalar yere düşen yağmur damlalarına Sanki dur diyemediğin biri gönül tarlana girer anlamaya çalışırken sevilmeyi kırmızlara dalar duyguların birden tarumar olursun kaçamaz bakışların hep onu görmek ister gözlerin İhanete tövbe ederken yazılı keder bu mu der gibi göz kırpar yıldızlara kaldırımın gözleri Aşka aşık pırıldayan yıldızlar söndürmemek için ışığı sevişircesine dans eder sularda Derin ayrılıklara sanki derman bir günlük aşk için kelebeklerin süsü Sor aynaya bakmadan önce kendine kalbimin sahibi bu mu diye yoksa uzayan gecelerde kaldırım süsü olmasın iz yaşları yoksa gözünden acıları söker gurbet rüzgarları Yaşamı keşfet keşfet hatta aşk ile keşfet umut yıldızları kaymadan kendini keşfetmektir asıl aşk Yoksa can sularına dalar gözleri yaştan delinmiş martılar Ve aşk nisan yağmuru gibi bahar güneşini arayan yıldızlarla öpüşen gece gibidir ve de gün gelir adımsız anda uyanır insan....
Nurten Tarım
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.