- 1001 Okunma
- 3 Yorum
- 2 Beğeni
ÇAĞIMIZIN KARACAOĞLANI: ÜMİT ZEKİ SOYUDURU
İçimizden biriydi Zeki Bey…
Yaklaşık on iki yıl, aynı kurumda çalışmıştık onunla.
Kısa boylu, gözlüklü, sakin, candan tavırlarıyla dikkat çeken bir dost, bir abi idi o.
Belki mali işlerle ilgili bir birimde çalışması, belki tevazu sahibi bir insan olması nedeniyle; onun şiirle
bu kadar yakından ilgili bir kişilik olduğunu fark edememiştik o yıllarda.
Ne olduysa 2004 yılında olmuştu…
Beraber çalıştığımız Diyanet İşleri Başkanlığı’ndan birdenbire ayrılmış, başka bir devlet kurumuna
geçmişti.
Ama ne geçiş…
Sessiz, suskun, kendi hâlinde bir memur olan Zeki abimiz, yorgun yakamozlarla süslü bir akşam vakti
birdenbire batışa geçen dargın bir güneş gibi kayboluvermiş; sessiz sedasız bir yükselişle, şiir
semamızın parlak yıldızlarından biri olarak doğuvermişti.
Şair, Zeki Soyuduru’dan bahsediyorum.
Yazdığı şiirlerde ve yayınladığı üç şiir kitabında kullandığı adıyla, Ümit Zeki Soyuduru
üstadımızdan…
Derin duruşlu, ağır olduğu kadar rahat, tutkulu bir dış görünüşü vardır onun…
Ancak iç coğrafyası oldukça aktif ve hareketlidir…
Kimi zaman bulutlu ve şimşekli, kimi zaman ışıl ışıl ve güneşli, kimi zaman da bir kelebeğin
kanadından daha zarif ve nazik inceliklerle bezeli ve renklidir.
1956 yılında, Yozgat ilinin Sarıkaya ilçesine bağlı Kadılı mahallesinde doğmuştur Ümit Zeki
Soyuduru.
Kadılı mahallesi İlkokulu, Yozgat İmam Hatip Lisesi, Eskişehir Anadolu Üniversitesi İşletme
Fakültesi mezunudur.
Edebiyat hayatına, ortaokul yıllarında amatör olarak yazdığı şiirlerle başlamıştır.
2012 yılında “Seni Bana Verseler”, 2015 yılında “Sevgi Sensin”, 2017 yılında da “Sana Geldim”
başlıklarını taşıyan üç adet şiir kitabı yayınlanmıştır.
Ayrıca onun, Kelâmi Akdemir ile ortak “Sevdamız Sarıkaya Şiir Antolojisi” adlı bir çalışması vardır.
Bütün bunların yanında, Senden Kalan ve Sözün Özü adında iki şiir kitabı daha basıma hazırdır.
Birçok basılı ve elektronik antoloji ile edebiyat ve kültür portalında yüzlerce şiiri, onlarca biyografisi
yayınlanan Ümit Zeki Soyuduru’nun, Mehmet Çetin tarafından seslendirilen “Aşk Beklemez” adlı
albümde de, dört güftesi yer almaktadır.
Tam bir aşk ve anlam ozanıdır Ümit Zeki Soyuduru…
Aşk; kıymetli bir maden, bir altındır onun için.
Bundan böyle onun poetikasının nabzı, yalnız sevgi için atar desek, konuyu abartmış sayılmayız.
Zira sevgi; aynen Karacaoğlan’ın, Yunus’un ve Mevlana’nın dizelerinde olduğu gibi; varlığın can
suyu, yaratılışın mayasıdır onun şiirlerinde.
Dahası, insani sevgiden ilahi sevgiye, beşerî aşktan süperi aşan aşka yelken açan bir denizdir...
Mana hamurunun karılması için su ve maya ne kadar lazımsa, varlık âleminin anlaşılıp kavranması
için de, sevgi ve muhabbet o kadar lazımdır, gereklidir.
Birbirinden güzel şiirlerinde, hep bir sevgili arar Ümit Zeki Soyuduru…
Karacaoğlan kadar rint tütsülü ve tutkulu, gürül gürül akan çağlayanlar kadar duru ve coşkulu bir
arayıştır bu…
Âdeta dermanı derdinde, tadı çilesinde, hazzı ulaşılmaz oluşundadır…
Bir güzeller güzeli çıkagelse, al işte geldim, benim o aradığın dese…
Kim bilir, belki de “İstemeeem!” çığlıklarıyla yankılanır yer gök, dere tepe…
Çünkü sınırlı ve sonlu bir aşkın temsilcisidir onun karşısına çıkagelen...
Oysa onun peşinden koştuğu sevgi; hudutsuzluk, sonsuzluk ve ulaşılmazlık kadar büyüktür.
Bundan böyle o, Karacaoğlan misali “Acep ela gözlüm var’mola” deyip Bor’u ve Niğde’yi gezse
de… Ankara’dan Koçhisar’a gitse de… Hasan Dağı’nın ardından dolaşıp gelse de… En nihayet
Trablus’a, Halep’e ve koca Mısır’a seyahat etse de, aradığı sevgiliyi bir türlü bulamaz…
Her ne kadar zamanın akışı itibariyle birbirlerinden bir hayli uzak olsalar da, yazdıkları şiir ve dizeler
itibariyle Karacaoğlan ile çağdaş denecek kadar yakındır o…
Sadece farklı olan, belki de Ümit Zeki üstadımızın elinde saz olmaması, bir de şiirlerinin sonuna
genellikle “Ümit” mahlası koymasıdır.
Bu iki farklılığın dışında; duyguları, coşkuları, sevgiliye olan vuruluş ve teslim oluşları; neredeyse
Karacaoğlan ile hep aynıdır onun.
Hatta sevgiliye olan deruni aşklarının, psikolojileri üzerinde oluşturduğu toplumsal baskıya kadar…
Bundan böyle Karacaoğlan bir koşmasının sonunda:
“Karacaoğlan der ki ismim överler/ Ağu oldu bildiğimiz şekerler/ Güzel sever diye bühtan
ederler/ Benim Hak’tan özge sevdiğim mi var” dizelerini kullanırken, Ümit Zeki Soyuduru da:
“Zindanda Yusuf’un düşüdür aşkım/ Aslı’nın, Şirin’in aşıdır aşkım/ Her yerde her şeyin başıdır
aşkım/ Mevla için çalar sazım sultanım!” mısralarını sayfalarına aktarır.
Hem aşk, hem halk, hem Hak şairidir Ümit Zeki Soyuduru.
Onun yazdıklarının yaklaşık yüzde doksanı, aşk temalı şiirlerden meydana gelmiştir.
Az da olsa onun bazı şiirlerinde; “Hem dini yaşamayız hem de bekleriz nusret/ Bu gidişle felaha
hasret kalırız hasret!” dizelerinde olduğu gibi, Mehmet Akif’in içtenlikli üslubunu çağrıştıran bir
retoriğin dayanılmaz serzenişleri görülür.
Bazı şiirleri ise, tıpkı “Oğul” şiirinde olduğu gibi; Doğu’nun klasik öğüt türlerini akla getiren didaktik ve
samimiyet dolu mesajlar içerir:
“Boş geçirme gençlik en güzel çağın!/ Adaletten şaşma batar ocağın/ Türlü belalarla dolar
kucağın/ Boğazına haram dizdirme oğul!”
Kısacası, Ümit Zeki Soyuduru; duvar gibi örülü şiirleri, lirik deyişleri, zengin kafiyeleri ile ünlü bir şairdir.
Bundan böyle o; Ankara Sanat Platformu’nun 2015 yılı "Başarı Onur Ödülü" ile Türk Dünyası 2015 yılı
"Hizmet Şeref Ödülü"nün yanında; çok sayıda dernek, kuruluş ve sivil toplum örgütü tarafından
plaket ve teşekkür belgesi ile ödüllendirilmiştir.
İnternetin, dijital teknolojinin ve sosyal medyanın ülkemizde hızla yaygınlık kazanması, Ümit Zeki
Soyuduru’nun tanınırlığını daha da artırmıştır.
Bir nevi o; dijital çağın, dahası modern zamanların Karacaoğlan’ıdır.
Güzel ve uzun bir ömürle daha nice yıllar yaşaması, Türkçemizin dil lezzetine daha çok eserler ve
şiirler kazandırması; yazdıklarının karaca, yaşadıklarının akça olması dilek ve duasıyla.
Mesut ÖZÜNLÜ
YORUMLAR
Ümit Hocamizi taniyorduk fakat sayenizde daha detayli tanimis olduk.Vefali yüreginize saglik
Mesut Özünlü
Mesut Özünlü
Teşekkür ederim Mesut Bey, teveccüh buyurmuşsunuz. Saygı ve hürmetlerimle.