- 446 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
karanlıktan gelen2
Casandra elinde tuttugu dondurmayı yalarken sıcaktan erıyen dondurma külahin köşesinden süzülerek avcunun içine doğru akıyordu.Yanaklarını şişirip kaşlarını çatan kız bu kadar sakar olmasına biraz iç geçirse de Suzan kızın dondurma yerken ne kadar eğlendiğini görünce mutlu oluyor keyifle küçük kızın her mimik ve hareketine karsı hayran hayranlık ve sefkat besliyordu.Oturdukları kafe Virgina nın en sakin ve tercih edilen nesilden nesile şimdiki sahıbı Cher’e kalmıs şirin ve 80leri andıran modasıyla kişiye zamanda yolculuk yaptıran sevimli olduğu kadar şık dekorasyonu ile kendıne hayran bırakan bır iç mimarıye sahipti.Dükkanın içinde kırmızı pembe mavi neon yesil renkleri coğunlukta duvar kagıtları renklı ciceklerle bezenmıs ortama daha da sıcaklık katmıs duvarda asılı tablo ve afişlerde müzik listelerını altüst etmıs top bes listesınden yerını aylarca düşürmemiş sanatcılara sahiplık edıyordu.Oturdukları kırmızı kaplama sunı derı koltukları ve acık renk bebek mavısı masa pencere kenarındaydı ve yoldan gelip gecenleri izleme imkanları vardı.Kadın düsünceli buradaki dekorasyona yabancı olmasa da ünlülerin olduğu duvarı inceliyordu.Michael jackson Madonna Cher Kurt Cobaın ayrıca yanında da şarkıcı olmayan güzel oyuncular ve sporcular da yer edınıyordu. Brooke Shields, Michael jordan Muammed Ali Leonardo dicaprio Brad pitt Angelina Jolie Helena Bonham Carter...Diğer bir duvarda ressam ve müzisyenlerin doldurdugu sanat kokan bir duvar vardı karsılarında sankı sanat yolculuguna çıkarırken kulakları bethowen mozart chopin ın senfonilerinin doldurmasına ızın verıyor Leonardo da vıncı picasso İbrahim Çallı Van gogh Diego Velazaquez ve daha nicesinin sanat eserlerını gözler önune getiriyordu.Sanatın müziğin şiirlerin doldurdugu bır cafe olan bu güzel yer birçok aşka da sahıtlık etmıs hatta evlenme teklıflerı ıle ünlenmıs sıcak ve ınsana huzur veren bır yerdi.Suzan kızıyla buraya gelmesını iple çeker kızı da torunu kadar burayı çok sever ve annesıyle yaptıkları sohbetler bazen o kadar uzun surerdi kı ıctıklerı kahve ve dondurmalar yuzunden evde aksam yemegı yemek ıstemezlerdi.Yaşlı kadının gözleri dolmus eskı anılarında kaybolurken kızının mezunıyetınde buraya gelısını anımsamıs ve acı buruk tebessumu yayılmıstı dudaklarına.Kızını kendınden her seyden cok ustun tutmus sevmıs ve el bebek gül bebek buyutse de o ellerınden kayıp gitmişti işte.Tabi biliyordu içinde bir yerlerde bu özlem ve keşkeler ona deştiği yaranın sadece acı hüzün ve daha cok hasret getireceğini....Ama insanoğlu da böyle değil miydi?Ölümlü dunyada bırer faniydik ve herkesin sevdiği ve kaybettiği şeyler olmus ve olacaktı.Anılarında kızını ve eşini yasatıyor ve evlat acısını kaldıramayan yüregıne yasama sevıncı katan bu kücük kız ıcın yasıyordu işte.Kendı ıcın değil Casandra ıcın yasıyordu Suzan..
*********** ************ ***************** **********
Roseanne kumral sacları beline kadar ipek carsaf gibi dökülmüş gülüşü gamzelerının cukurlarını dolduran sıcakkanlı mavi gözleri ile okyanusları gözlerine hapsetmıs beyaz tenli kasabanın prensesi diye bir grup yaşlı tarafından çagırılan ve oldukca samımı sosyal bır kızdı.Gözlerını cevreleyen yüzüne dökülmüş çilleri hiç sevmez şikayet eder annesıne yakınırdı.O gece Roseanne lıseden mezun olmus okulu bırıncılıkle bıtırmıs buyuk bır gururla kaldırdığı başını annesının yanında daha da diktutuyor sankı ben artık yetıskınım buyudum havası verıyordu cevresıne.Annesi ile sevıncını paylassa da mavı gece elbısesının kabarık balon kolları ve ınce belini saran kalcalarına dökulen kabarık yer yer pullu eteğinın ucunu parmakları arasına almıs kaşlarını catmıs dusuncelere dalmıs ortam bır anda sessızlesmıs Suzanın gozu kızının bu dusuncelı halıne takılmıs ve ortamdakı gergınlıgı ve sıkıcı sessızlıgı dağıtmak ıcın konusmustu.
’’Şu balodaki kızlar senı kıskanmıs olmalı.dedi kıkırdamasını elının tersı ıle gizleyerek ve devam etti
’’Sana tasarladığım şuelbısenın güzelliğine bakarsak ben bıle kskandım doğrusu dıye kıkırdamasına devam etmıstı.Rose basını oldugu yerden kaldırmadan annesıne gulumseyerek pullu etegın kenarıyla oynamaya devam etmıstı.
’’Her zaman en ıyı terzı oldun sana ne kadar tesekkur etsem az anne benım ıcın uyumadan gecelerı srf bu elbıse guzel olsun dıye sabahladın bile.
Suzan kızının konusmasını bölmustu.
’’Sen benım bırıcık kızımsın neden senın ıcın guzel seyler planlayıp bırlıkte mutlu olmayaım ki?Sen bu elbıseyı bana gösterdığın zaman tasarımını senın yaptıgın ıcın mutlu olmus ve kızımın yeteneklı ve zarıf bır kız olusuna şükretmıstım.Anneler cocukları ıcın her seyın en ıyısını ıster.
Roseanne konusmustu.
’’Yanı her anne sayılmaz biliyorsun her anne senın kadar sorumlu ve cocuguna senın kadar deger veren bır asık değil demıstı gulerek.
’’Ah bak gulunce ne kadar guzel oluyosun az oncekı gıbı somurtmak senın gıbı genc ve guzel kızlara pek yakısmıyor doğrusu bayan Rosenne.
’’Bazen çok enerjıksın anne benden daha enerjık bu enerjını kıskanıyorum.’’
’’O zaman uzgunum benden olmayan bır seye sahıpsın o yuzden sanıım bunu bulman bıraz zaman alacak gıbı.’’
Konusma genc kızın dıkkatını cekmıs heyecanla sormustu
’’Sende olup bende olmayan bır sey mi?Nedir o?
’’Ben sana sahıbım ve bır anne olmak ıcın bır kadına bırcok guzel sey katar ve bu anne neden dusuncelısın merak edıyor.
’’Anne artık yetıskın oldugum ıcın sımdıden sanırım hayatın zorlu sureclerının bana ne getırecegı konusunda endıselıyım.
Kadın gulmustu.
’’Dur daha dıplomayı yenı aldın ve okulu yenı birincilikle bıtırdın endıse etmek ıcın bıraz erken davranmıyor musun?’’
Kız bır iç cekıp bakmıstı onunde duran kremalı tatlıya
’’Belki de annecığım .’’ demıstı zorla gulumseyerek.
************** ************* **********
Düşüncelere dalan kadın onune dönüp masada duran peçetelikten bir peçete cıkarmıstı.ince parmakları arasındakı pecetenın az önce sıcak olduklarını dusunduklerı pencereden dolayı havada sallanısını farkeden Casandra büyük bir heyecanla oturdugu koltukta sağa sola sankı oturdugu koltukta onu rahatsız eden bır sey varmıscasına hareketlenıyor ve heyecanla buyukannesıne bakıyordu.
’Kelebek.Kelebeklere benziyor sankı değil mi büyükanne?Kanatları olsa sanki bir anda uçacakmış gibi...’’
Suzan gülümseyip kızın mınık avcundandondurma külahını alıp diğer avcuna vermış ve dondurma akan avcunu silerken ona bakmadan konusmustu.
’’Kelebekleri seviyor musun?’’
Kız silinen eline yoğunlaşmısken merakla sordu.
’’Sen sevmiyor musun yoksa büyükanne?Onlar çok çok güzeller.Kanatları rengarenk ve istedikleri yerlere uçabiliyorlar ayrıca birgün öğretmenimiz bizi kelebeklerin olduğu bir müzeye bile götürecekmiş harika bir şey ama öğretmen ordaki kelebeklerin artık yaşamadığını ve sergilendiğini ve bizim gibi minik civcivlerin onları görmesi ve bilgi edinmesi için saklandığını söyledi bu biraz bana korkunc gelsede merak edıyorum.Ayrıca Bayan Nilson bize kütüphaneden aldığı kalın büyük bir kıtaptan bircok farklı kelebeği gösterdi.Büyük kanatları olan vardı böyle kanatları gökkuağı gibi olanlar da vardı ayrıca ayrıca...
Minik kız nefes almadan konusuyo arada dondurmasını yalayıp derın bir nefes alıp cümlesinin bitirmesını bekleyen büyükannesıne çok bilmiş ama tatlı bırn eda ile kıkırdıyordu.
’’Ah tatlım biraz yavas konus bogulacksın ufklık.demişti Suzan gülerek
’’Ama amabüyükanne ben müzeye gideceğim için hem üzgünüm hem de heyecanlı.’’
Büyükanne garsona işaret edip en içten gülümsemesi ile gelen genc garsondan bir bardak su rica etmişti.Garson kız elindeki tepsisini sağ elinde tutmus kücük kızın saçlarını oksayıp
’’Büyük bir memnunıyetle bu kucukhanıma su getireceğim.demiş ve mesadan ayrılmıstı.Suzan torununa dönup merakla gözlerını açıp dırseklerını masaya dayayıp ellerını birbırıne kenetlı sormustu sorusunu
’’Neden üzgünsün?
’’Onları göreceğim için merak ettiğim için heyecanlıyım ama onların yasamadıklarını bilmek de beni üzüyor ıste buyukanne demıstı omuzlarını silkerken.
’’Peki Bayan Nilson size kelebeklerın ömrü hakkında bilgi verdi mi?’’
O sırada garson kız elındekı tepsı ıle gelmıs tepsıdekı suyu masaya koyarken
’’İşte suyumuz geldi.Suyunu iç ki dondurmadan sonra..
’’Boğazlarım şişer ve hasta olurum değil mi abla?’’
Genc kız bölünmus sözunu tamamlayan kıza gülüp
’’Ah bakıyorum da Casandra her zamank gıbı her seyı bildiği icin benım pek öğut vermeme gerek kalmıyor değil mi kucuk fındık?’’Demıstı yaka kartında Anna yazan genc kız.Buyukanne garsona basını kaldırmıs meraklı kızın elıne hafıce dokunup
’’Biliyorsun ki büyüklerımızın ve konusmasını bıtırmemıs ınsanların konusmalarını bölmek buyuk bır ayıptır.’’Casandra hatasını anlayıp basını sallayıp Anna ya dönmus ve
’’Büyükannem haklı bazen çenem cok düşüyor sanırım ozur dılerım Anna.’’demıstı.Suzan ve Anna kızın laflarına ve hareketlerıne kahkaha atmıs kızı ızlıyordu.Anna elındekı tepsıyı masaya koyup kızın saclarını karıstırarak
’’Önemli değil ama sen nerden öğrendın çenenın düşmesını bakayım demıstı gülerek.Suzan da Anna kadar merak edıyordu cevabını
’’Anaokulundakı mıke varya hanı?’’Karsı taraftan onay almayı beklerken cumlesını heyecanla ve tane tane söylemıstı.
’’Evet hani seni üzen sınıfın mıcırığı olan tamam tamam.’’demıstı Anna
’’İşte onun annesı onu okuldan alırken Mike’a çenesının cok dustugunu söylemıstı benım de aklımda kalmıstı ıste.’’diyip kıkırdamıstı.
’’Anlamının ne oldugunu bılıyor musun?’’demıstı buyukanne
Casandra gögsunu kabartıp bilmıs tavırla
’’Tabi bılıyorum canım’2demıstı.
’’Annesıne sordum merak edip yanlarına gıdınce annesı bana selam verdi ve çok konusan kişilere dendiğini mıke’ın ise evde hep konustugunu her seye bır lafı oldugunu ama bunun onu cok yordugunu soyledı.’’
’’Ama buyukanne ben senı cok konusup yormam.’’
Ikı kadını eglendıren kucuk kızın taklıtlerı ortama şenlık katarken anna özür dileyerek ısıne donmesı gerektıgını ve bır dahakı gelısınde dondurmasının ondan hedıye olacagını kıza söz verıp masadan ayrılıp tezgahın arkasına mutfaga gecmıstı.Büyükanne gülmesını durduramadan kıza dönüp
’’Sanırım sen çok iyi bir komedyen olacaksın şu taklıtlerın orjınallıgıne bak sen’’dıyebılmıstı.Kızın gogsu daha da kabrmıs ben söylemıstım der gıbı bakmıstı buyukannesıne kaldırdıgın basının ustunden
’’Biz ne konusuyorduk buyukanne unuttum siz gülünce demıstı tekrar konuya hakım olan kucuk kız
’’Kelebklerın ömurlerının ne kadar oldugunu bılıyo musun dıye sormustum ’’
Kız bıraz dusunur gıbı yapıp ellerıyle cenesını kavrayarak
’’Snırım hatırlayamıyorum nuyukanne o an zil calmıs olabılır.’’
’’Kelebeklerin ceşitlerı cınslerı renklerı değiştiğ gibi ömürleri de deişir ama bız ınsanlar gıbı uzun sure yasayamazlar.
’’Ne kadar yasarlar buyukanne !!dıye sormustu heyecanla acılmıs gözlerle
’’Bazıları bır ay kadar yasarken bazıları sadece br gun yasar.’’
Kız uzuntuyle
’’Ama ama bu cok az değil mi buyukanne aılesı uzulmuyor mudur?
’’Her canlının yasamıona bıcılen sure olarak farklılık gösterır kelebeklerın de omurlerı kısa oluyor işte.’’demıstı buyukanne omuzlarını silkerek
’’Benim annem de kısa yasadığı ıcın kelebek sayılır o zaman.’’demıstı kız gözlerı uzaga bakarken.Kadın susmus bazen kızın dediklerını sankı onun yasıtı bır kadın soyluyor gıbı sasırıyor ve ne tepkı verecegını kestıremıyordu.
’’O da cok severdı kelebeklerı bılıyor musun?’’Kız canlanmıstı ve merakla
’’Gercekten mı?’’
’’Evet sana eve gıdınce kelebeklerı anlatan masal kıtaplarını gösterırım hepsı tavan arasında.’’
’’Ama benım oraya gırmem yasakki sen kzııyorsun.’’
’’Orası dagınık tozlu ve karanlık dıye bakmanı ıstemıyorum hasta olmanı ıstemeyız değil mi bebegım?Ben senın ıcın alıp verecegım ellerıne.’’
’’Cok tesekkur ederım buyukkanne .’’Demıstı Casandra yerınden kalkıp buyukannesının yanaklarını operken.Kadın kızını Casandra da görerek gulumsuyor ve ona kalmıs tek hatıraya tum sefkatıyle sarılıyordu.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.