3
Yorum
9
Beğeni
0,0
Puan
1635
Okunma
Dil denince yalnızca ses çıkaran, konuşan dil akla gelmez.
Dil aslında beynin uzantısıdır.
Yüz yıllarca bir dili yasaklarsanız, buyurun konuşun dendiğinde, hiç bir şey olmamış gibi konuşulmaz.
Yüz yıllarca yasaklamanın neden olduğu sonuçlarla karşılaşmanız kaçınılmaz olur.
Beyinle dil arasındaki ilişki üzerinden sayısız teoriler üretilebilir.
Dil hakkında düşündüğünüzde, şaşırır kalırsınız.
Her şeyden önce konuşulmayan dil unutulur, çünkü dil nankördür.
Ülkemizde dil yasaklanmıştır, ancak buna rağmen konuşulmuştur.
Yasakların gölgesinde bu konuşma, dilin ortadan kalkmasına yetmemiştir.
Ancak çok zayıflamasına neden olmuştur.
Kürtçe dilde yazma durumunu ise adeta ortadan kaldırılmış, silip süpürülmüştür.
Türkiyede Kürtlerin tamamına yakını, şöyle böyle Kürtçe konuşur. Ama, kürtçe yazabilenin sayısı çok az hata yok denilecek kadar azdır.
Dil, sanıldığı gibi ev ortamında, ya da bir kaç kişi arasındaki iletişimi sağlamaz.
Dil anlaşmak için okur yazar olmak gerek.
Bu kaşıktır, bu çataldır, bu ekmektir, bu sudur, biçiminde öğrenilmez.
Dil annelerin rahmindeyken annelerin söylediği ninnilerde, radyoda çalan bir ezgide, bir söylevden, bir meselden, bir hikayeden kısacası her şeyden gıdasını alarak beslenir.
Saydığım ve sayamadıklarımdan birini tıkarsanız, dilin yaşam damarlarından bir kaçını kesmişsiniz demektir.
Bizim ülkemizde yapılan tam anlamıyla dilin yaşam damarları kesmek olmuş.
Sonra karşılaşacağınız kelimeler şaşırtır sizi.
Gelmişke, gitmişke, sevmişke, bakmişke haline getirirsiniz. Ve tüm olanlara rağmen bu gelmişke gitmişke sevmişke diye konuşmakta ısrar edenlerin inatlarındaki asil duruşlarını anlatamazsınız.
Siz ne düşünürsünüz bilmem ama, ben dünyanın en yetenekli insanların şairler olduğunu düşünüyorum.
Çünkü ancak yetenekli ve gelişmiş bir beyin kelimeleri gümüşçü ustasının gümüşü işlemesinden daha titizce işleyerek resim yapar gibi bir kurguda sunabilir kendini ve derdini.
Bir şairden abuk subuk bir konuşma, bir mesaj alamazsınız.
Bir filozoftan cümlenin başı sonu beli olmayan bir sunum bekleyemezsiniz.
Bu tür örnekleri çoğaltmak mümkün ancak gereği yok.
Dil beynin uzantısıdır dediğinizden her şey anlaşılır.
Ancak dil beynin uzantısıdırla kalmaz. Dil, beynin gelişmesinin en önemli aracıdır.
Hikaye yoksa, roman yoksa, tiyatro yoksa, folklor yoksa, gazete yoksa, bunları öğrenmek için okul da yoksa dil nasıl gelişecek.
En önemlisi, beyin nasıl gelişecek. Anlaşamamanızın sebebi bu olmasın...
11 Haziran 2020
Hüseyin Taşdemir