Hakiki sevgi, herkesin bahsettiği, fakat pek az kimsenin gördüğü hayaletlere benzer. -- anatole franse
şairşizofren
şairşizofren

Müslüman mısın, Müslüman 'cık' mı?

Yorum

Müslüman mısın, Müslüman 'cık' mı?

5

Yorum

1

Beğeni

0,0

Puan

650

Okunma

Müslüman mısın, Müslüman 'cık' mı?

Sorduğum soruyu anlamadınız mı?
Açalım o halde biraz konuyu. Bu soruyu sorduğunuzda; bir insan size, ‘Ben Müslüman’ım’ deyip farklı dini gruplara bağlı olduğunu söylüyorsa o kişi Müslümanlığı temsil etmiyor; ağzıyla söylediği dini kurumunu temsil ediyordur. Bu tip insanların beyni yıkanmış, köleleştirilmiştir. Bu kişilerin Müslümanlığına da itibar etmemek gerekir diye düşünüyorum. Bölücülüğüne  dini  alet edenler bu gruplardır. Bu kurum ve kuruluşlarda bulunan insanlar, diğer Müslüman grupların içindeki tek Cennetlik grup olduklarını düşünürler. Bu ısrarla empoze edilir. Yani Cennet’in anahtarı hocalarının iki dudağı arasındadır onlar için. Çünkü bu insanlar hocalarının yarı tanrı olduğuna inanacak kadar düşüncesizlerdir. Bazı İslami grup ve topluluklarda bu böyledir. Uygulamalar farklı olsa da birçoğunda amaç aynıdır. Bugün tehlike FETÖ idi. İnsanımız dini konularda bu kadar bilgisiz ve bilgi edinebileceği kaynaktan yoksunken, yarın bir başka dini grubun olmayacağının garantisi var mı? Zaman, zaman öz kardeşlerimle bile ayrı düştüğüm olmuştur bu konuda.

Atatürk’ün ‘tekke ve zaviyeleri’ kapatırken amacı; bugün ‘FETÖ’nün’ okullarını kapatan AK Parti’den farklı değildi. O dönemde de bu tip kuruluşlar Müslüman görünümlü, Türk kimlikli ‘ABD-Alman-İngiliz Fransız’ ajanlarını yetiştiriyordu; bugün de durum aynı. Yani grupların tek Cennetlik cemaat olduklarına iman etmeleri ve Cenneti kazanmak için kendini yarı tanrı ilan eden zatların her dediğini doğru-yanlış ayırmadan yerine getirmeleri, bağlı oldukları grubun veya hocasının dış mihraklara bağlı olması bu gruplara inanan ve destek veren normal insanları  bile  haberleri olmadan dış ülke ajanı haline getirmektedir.
Günümüz Türkiye’sinin en büyük sorunu budur maalesef.
Dünyaya bütün dinlerin ve peygamberlerin gönderilme sebebi işte tam da yukarıda anlattığımız bu konudur. Yani insanoğlunun kendini ilahlaştırma çabası...
Allah, indirdiği bütün dinlerde açık açık ‘Tek olduğunu, yaratılmadığını, varlığının başlangıcı ve sonu olmadığını, doğrulmadığını ve doğurmadığını açıklamıştır’ yani Allah birdir. Bu özellikler bütün indirilmiş dinlerde suiistimal edilmiş. Gönderilenler değiştirilmiş, insanlar kendi sapık idealarını kutsal kitaplara sokmuşlardır.
Bu maalesef İslam dininde de mevcuttur.
Şimdi buraya dikkat’ evet yanlış okumadınız İslam dininde de böyledir.
Sebebi haşa Kur’an-ı Kerim’in değiştirilmesi değil; her dini grubun kendi emeline göre dini kitabı yorumlamasıdır.

Kendi zamanında Atatürk bunun önüne geçebilmek için birçok icraat yapmış, bu konu üzerinde ısrarla durmuştur.

Bunun en büyük delili parasını cebinden vererek ‘Kur’an-ı Kerim’i’ Türkçe’ye çevirtmesidir. Böylelikle kendisinden sonra bile Türk halkı, dini kaynağından öğrenebilecekti. Zamanın şartları gereği ve kendisinden sonra gelenlerin durumu suiistimal etmesinden dolayı pek de başarılı olduğunu söyleyemeyiz.
Ne yaparsa yapsın onun da yapacaklarının bir sınırı vardı ve din tüccarlarını tam manası ile temizleyemedi.

Şehit Lider Muhsin Yazıcıoğlu’nun dediği gibi, “Bizim çocuklar pek okumayı sevmez.”

Halkımızın geneli okumayı sevmediği için illa okumuş veya o alanda kendini geliştirmiş insanlara hürmet edildi ve inanıldı.

Halk, din tüccarlığı yapanlarla din düşmanlığı yapanların arasında kaldı ve kullanıldıkça kullanıldı.

Peki, gelelim günümüze.
Ne yapmamız lazım?
Her şeyden önce güzel kardeşim, İslam’ın ilk emrini yerine getirip okumak lazım. Kendi eksikliklerimizi kendimizin tamamlaması, kendi sorularımızın cevabını kendimizin bulması lazım.
Nasıl mı?
Sadece okuyarak. Birey olarak öncelikle kendimizden başlayarak değişmek ve aydınlanmak lazım.
Sonra aile, mahalle, ilçe, il ve tüm Türkiye.
Sen kendini eğitmeden tüm Türkiye aydınlansın istiyorsun.
Yok, öyle olmaz.
Zamanla ve sabırla.
Önce kendinden başla. Kendin anla ve şu soruyu sor kendine. Devlete veya devleti ele geçirmeye çalışanlara kızmadan evvel sen neredeyse 100 yıla yakın Türkçesi mevcut olan Kur’an-ı kaç kere açtın, kaç sayfa okudun? Neredeyse hiç öyle değil mi?
Sen okumuş olsaydın senin çocuğunu, kardeşini, kuzenini, amcanı, dayını, teyzeni, halanı kandıramazlardı bu din tüccarları.
Sen anlatır engel olurdun.
Yıllarca zekatını, fitreni, kurban bağışını ‘Bu sahte hocalar krallar gibi yaşasın diye’ vermezdin.
Çok uzatmadan son sözlerimizi yazıp bitirelim.
Müslüman Allah’a itaat ve ibadet eder; kendini hoca veya yarı tanrı ilan eden (şeyh-tan) sahtekarlara değil...

Gazeteci Yazar
Tankutalp Altunsoy

Paylaş:
1 Beğeni
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Müslüman mısın, müslüman 'cık' mı? Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Müslüman mısın, müslüman 'cık' mı? yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Müslüman mısın, Müslüman 'cık' mı? yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
şairşizofren
şairşizofren, @sairsizofren
11.6.2020 13:38:10
Her söz her yerde söylenemiyor maalesef diye yorumuma başlayım. Bu yazım gazetede yayınlandığı için bir çok yerini yazı işleri müdürü ya kesti ya değiştirdi. Evet günümüz iktidarı Fetö ile işbirliği içindeydi belki hala da içindeler. Devlet işlerinin iç kısımlarını çok iyi bilsem de yazıp yayınlayamıyorum. Laikliğe gelince o kısıma yaptığınız yorum Türkiye için doğru değil bizde hiç bir zaman jakoben laiklik olmadı, ama diyorum ki keşke olsa idi. Günümüzde daha iyi koşullarda yaşıyor olurduk. Tekke ve zaviyelerin kapatılması konusu tamamiyle doğruydu. Bence bu günde aynısı yapılsa tamamen doğru olur. Nihayetinde bu tür kuruluşlar islama hizmet etmekten çok uzaklar. dünde böyleydi bugünde böyle.
Etkili Yorum
levent taner
levent taner, @leventtaner
11.6.2020 10:34:26
Merhaba Değerli Hocam

Genel olarak önemli hususların altını çizdiğiniz muhakkak

Dinin özü ile beşeriyetin şirretliklerini ayırmak yönündeki çabanız takdire şayan

Kanaatimce tekke ve tarikatlar asırlar boyu İslam Tasavvufunun yaşandığı mekânlar olarak öne çıkar ve dahi önem arz eder

Şu kadar ki gerek dinin yaşandığı, gerekse sosyoekonomik hayata yön veren bir hüviyete sahip olmaktadır

Ne ki son devirde erozyona uğramakta ve yozlaşmaktadır

Atatürk"ün tekke ve zaviyeleri kapatması noktasında ıslah edilebilir miydi sorusu elbet sorulabilir ve tartışmaya açıktır da
Kanımca o günün şartları ve inkılabın ruhu içerisinde bu mümkün olmazdı
Laiklik Laisizm farkı üzerinde durmak elbette gerekir
Fransız ihtilali döneminin Jakoben laiklik vurgusu dünya geneliyle beraber ülkemizi de etkiler

Bu noktada Anglosakson liberal laiklik anlayışı daha verimli kılardı kanımca, kuşkusuz bize uyarlanmak suretiyle, hiçbir modeli kalıp almak fayda etmez son tahlilde, bir bakıma tercümenin asıl hüviyeti taşımaması

Yine hocam, İnkılabın sert ve otoriter yapısı toplumsal dirençle karşılaşır, siyasal süreçler buna bağlıdır

Şüphesiz 20”inci asrın ilk yarısının dünya genelinde totaliter yapılanmasıyla 1945 sonrasının demokratik Trendleri farklılık arz eder. Rüzgârların esiş yönü değişir hani.
İçerideki popülist siyaseti de yabana atmamalı elbet

*Zamanın şartları gereği ve kendisinden sonra gelenlerin durumu suiistimal etmesinden dolayı pek de başarılı olduğunu söyleyemeyiz.* cümleniz bunlara bağlı zannımca

*Atatürk’ün ‘tekke ve zaviyeleri’ kapatırken amacı; bugün ‘FETÖ’nün’ okullarını kapatan AK Parti’den farklı değildi.* yaklaşımınızı ise doğru bulduğumu söyleyemem
AKP, FETÖ ile birlikte hareket etti yıllarca. Birlikte yürüdüler bu yollarda. Aldandık, aldatıldık söylemleri koftur. *Öküz öldü ortaklık bozuldu* havası estirir açıkça

*Müslüman mısın, müslüman 'cık' mı?* başlığı da yazı içeriğine gitmemiş bence, taşımıyor açıkçası

Başlık vurucudur çünkü. İşi bitirir de, bozar da. *Ne İsa”ya ne Musa”ya* hesabı havada kalmış.

Efendim! *Bunun en büyük delili parasını cebinden vererek ‘Kur’an-ı Kerim’i’ Türkçe’ye çevirtmesidir.* söylemi de tutarsız ve dengesiz bence. Kur”anı Türkçeye çevirtmek için cepten para vermek bir devlet ve başkanı adına züldür derim.


Nihayet Hocam
Yüreğinize, emeğinize, kaleminize, kelamınıza bereket
Saygı ve selamlarımla.





Yinsani
Yinsani, @yinsani2
10.6.2020 15:50:49
Daha derin bir yazı beklenir, yazının altına "gazeteci yazar" sözü düşenlerden. Yoksa nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa??

sağlık saygı ve huzurla efendim.
eksik olmayın.
MÜSLÜM BAYRAM
MÜSLÜM BAYRAM, @m-sl-mcbayram
10.6.2020 14:59:58
Hocam Atatürk Tekke ve zaviyeleri kapatırken hiçbir ayrım gözetmedi
Devlet yönetiminde liyakati esas aldı

Günümüz gerçeğinden çok uzak bir yazı olmuş
saygılarımla
Den(iz)
Den(iz), @den-iz
10.6.2020 13:32:36
Atatürk'ü anladığınızı hiç sanmıyorum!

Sevgilerimle...
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.