8
Yorum
5
Beğeni
0,0
Puan
1078
Okunma

Gözlerim mavi olsa da bakışlarım karadır
aşka sürgün mavi bir kelebeğin
şiirle hasbihaliydi bu
umuda sevdalı yüreğinde
masmavi gökyüzü
koşup oynuyor
dilinde pelesenk hep aynı
şarkı sözü
"Hangi set hangi barikat hangi yasak tutabilir senin deli tayını"
küçük bir kız
elinde
baba toprağı kokan bir demet
kardelen
koşup oynamakta
herkesten
gizlediği saklı kentin kırlarında
ve
gökyüzünden dökülen şiirleri
toplamakta
hey küçük kız duy sesimi
o şiirlerden bir demet yap
ve
ellerinden öperek
pencerede dönüşünü bekleyen
o güzel anneye
ver
şiir kokulu bir buse
ve
kocaman
gülümseyerek
...
Dostluk bir gül gibidir. Dikeni acıtmaz. Yıllar sonra bile kokusu taptaze kalır...
...
Pikaçu ben seni seçtim!
O kadar sevimliydi ki, çok doğal, samimi ve içten. Kocaman gülümseyerek parmağıyla işaret ederek sarfetmişti bu sözleri. Gönüldaş olarak seçtiği kadın hiç yadırgamadan bu sevimli insana gülerek teşekkür etti:
Ben de seni seçtim diye cevap verdi.
Acaba insanlar ne der?
Çocuksu bulurlar mı?
Pikaçu ne?
Bunları hiç sorgulamadan, görür görmez sevdiği, dost olarak seçtiği insana düşünmeden bu cümleyi kurmuştu... Çocuk değildi bunu söyleyen. Aklı başında otuzlu yaşlarda genç bir kadın. Adı Hamide. Çok özel bir insan. Bir kez gördüğünüz bir insanı ne kadar sevebilirsiniz? Kimi zaman böyle olur, görür görmez güçlü bir dostluğun ilk temelleri atılıverir siz hiç farkına varmadan. Ama bunu daha sonraki günlerde, uzun çok uzun yıllardan sonra anlarsınız. Ama Hamide ilk gördüğü yarım saat içinde temeli kendi özel tavrıyla atıvermişti işte.
Pikaçu ben seni seçtim.
Odada bir başka kadın daha vardı. Ama O kadın değil Pikaçu’yu işaret etmişti gülümseyerek. Minik bir sohbetin akabinde kendisini aynaya bakmış gibi görüvermişti O’nun yüreğinde... Diğer kadından farkını hemen çözüvermişti. Farkı neydi Pikaçu’nun diğer kadından. Leb demeden leblebiyi anlıyordu, Hani konuşmadan anlaşan bakışlar gibi. Gizli bir yerlerde akan çağlayanların sesini duyarsın ve daha gözleri dolmadan omzunu sunarsın ya:
Hadi gel, gel kıyamam sana !
Dersin ve ellerini tutarsın. Çoook uzaklarda olsa bile o kişi, ellerinin sıcaklığını hissedersin. Dost olur, arkadaş olur, yaren olur. Ailenden bile yakın olur zaman zaman. Evladından eşinden bile daha fazla hemhal olur yüreğinle. Ağlarken sesini duyar, göz yaşlarını görmese de ıslaklığını hisseder tüm kalbiyle. Omzunu değil kalbini armağan eder başını yaslayıp ağlaman için adeta.
Hamide böyle bir insan işte, özelliği bundan kaynaklanıyor. Sen çok şey anlatmazsın ama O seni çözmüştür görür görmez. Sürekli dertlerinden dem vuran diğer insanlardan farkı seni kalp gözüyle görmesi ve yürek sağ duyusuyla kulak vermesidir senin sessizliğine.
Pikaçu olmak güzelmiş!
Diyerek arkasını yaslayacak bir dağ bulmuştur adeta Pikaçu.
...
Bu bir masal değildir. Yaşanan bir öyküdür
...