- 501 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
"Kaktüs Aşklar"
"Kaktüs Aşklar"
Şimdi yazının başlığını okuyanlar ne alaka diyecekler,bence de ne alaka :)
"hayat=aşk" denkleminin üçüncü kısmına geçtik arkadaşlar.
Geçenlerde bir arkadaşım doğru-gerçek ilişkisini sosyal medya platformlarından birinde irdelemişti.
Ve gerçekten çok güzel yorumlarda geldi naçizane bir yorumda ben yapmıştım.
"Bana göre "doğru" kişilerin yorumu iken "gerçek" var olan durumdu.
Ve yorum götürmezdi."
Bu benim için hep böyle olmuştur.
Doğrular kişiden kişiye ,toplumdan topluma, veya inanıştan inanışa(din) değişirken,içinde bulunduğumuz var olan durum hep sabittir.
Yani "gerçek".
Bazan gerçeklik kavramını sorgular insan neyin ne olduğunu bilerek.
Yani öyle inanmak ister.
Bu hale gelen "gerçeklik" yoruma açık hale geldiği için kişinin doğrusu olurken "gerçek" olmaktan çıkar.
Buraya kadar anlattıklarım biraz sonra anlatacaklarım için kısa bir doğrulama açıklaması olacak.
Çok uzatmadan konumuza dönelim.
"kaktüs aşklar"
hayat=aşk denkleminde bende ki yeri oldukça önemli.
Genelde sevdiğimi düşündüğüm insanları benzettiğim çiçektir.
Neden gül değil,
Açelya veya menekşe değil dediğinizi duyar gibiyim.
İşte oda "şairşizofren" farkı olsun.
Gerçek hayatta da kaktüs besleyen,biri olarak bazan gerçeklikle,doğruyu karıştırıyorum.
Buda benim felsefem.
Konunun asıl can alıcı noktası ise, bende ne zaman başladı bu kaktüs aşk’ı bilemiyorum.
Belki kaktüsleri çok emek istemediği için seviyorumdur.
Onca emeğinize karşılık beklememeniz gereken,
Yılda bir kere açan ve en önemlisi sürekli yanı başınızda var olduklarını bildiğiniz çiçeklerdir.
Siz atmadıkça sizi terk etmezler.
Ve onların var olduğunu bilmek, var olacaklarını bilmek ayrı bir huzur verir içime.
Bu vakayı insanlara indirgediğim de ise sadece bir kaç kişi benim kaktüsüm olabildi bu güne kadar.
Varlıklarından sıkılmadığım bir elin beş parmağının sayısını geçmeyecek insanlar.
İçinizi dökebileceğiniz,
Birlikte vakit geçirirken eğlenebileceğiniz, (ki ben geçenlerde yeni bir arkadaş edinmek isterken bir buçuk saat oturdum bir mekanda bir buçuk saat, bir buçuk sene gibi geldi öyle müthiş sıkıldım.)
Yanlarında zamanın nasıl geçtiğini anlamayamadığınız insanlardan bahis ediyorum ve ben o insanları seviyorum.
Hep var olsunlar.
Şimdi birazda bu "kaktüs aşk’ların" kötü yanlarını anlatayım.
Bunları severken çok ama çok dikkat edeceksiniz.
Kaktüs sevmenin en önemli nirengi noktası uzaktan ve temassız sevmektir.
Dikkat etmediniz mi dikenleri batar ve canınız yanar.
Ben epeyce bu konuda canı yanmış bir kişi olarak üstüne basa basa anlatıyorum.
Buraya kadar anlattıklarım benim için olan doğrulardı(şairşizoferen’in doğruları.)
Bundan sonra anlatacaklarım "gerçekler" olacak.
"Kimseye içinizde ki sokakları gezdirmeyin, her birinde size unutmanız gereken bir hatıra bırakacaklar."
Bazan insan boş bulunur, boş konuşur, çok konuşur.
Bu durumlarda,
Karşınızda ki kim olursa olsun kafanızda sizinle ilgili bir düşüncesi ve bilgisi bulunur, bu da karşınızdakinin sizin "gerçek’liğinize" yorumudur.(onun "doğru’su")
Bu onları bağlar,sizi değil.
Fakat "doğru’larını" sizin "gerçekliğinizle çakıştırdıkları vakit canınız yanar.
Demedi demeyin.
Bende tecrübeyle sabittir bu olay.
" sokak kedisi gibisin gönlüm,nerede şevkat görsen orada kalasın geliyor"
hayat=aşk denkleminde hayatınıza giren herkes sizin gibi birer yolcudur.
Bu gerçek’le yaşamaya başladığınızda,( ben her ne kadar deneyip de yapamasam da), yolcunun durması gereken yeri belirliyorsunuz.
Herkes kendi durağında iniyor(ölüyor) sizinde durağınıza geldiğinizde ineceğiniz gibi.
Önemli olan yolculuk boyunca mutlu olabilmeyi amaç edinmek.
İç huzuru yakalamayı başardığınızda görüyorsunuz ki yolculuk arkadaşlarınız kaktüs de olsa eğlenebiliyorsunuz. Ki ben kaktüslerimle mutluyum :)
Doğru’larımızdan(hayat=aşk) mutlak gerçekliğe(aşk=yaratıcı) yolcu olduğumuzu bilmenin farkındalığında diyorum ki.
"Sen iyi ol.
Her iyi’nin Rabbi,
Her kötünün Cehennem’i var.
Saygılarımla.
Tankutalp ALTUNSOY (şairşizofren)
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.