- 669 Okunma
- 1 Yorum
- 1 Beğeni
Sabır
SABIR ETMEYİ OKUYARAK ÖĞRENEN DOSTLUK
Sevgili dostum,
Geçtiğimiz günlerde kendini geliştirmek için çaba harcayan bir Üniversite öğrencisi ile sohbet ederken” Hocam sabrı sadece okuyarak mı elde ettiniz?” dedi. Gülümsedim. “Okumayı sevince sonrasında bu alışkanlık oluyor ve okuma sevgimizle alay edenler ile başa çıkınca da insan sabır küpü oluyor” dedim. O da gülümsedi. “Anladım” dedi.
Sevgili dostum,
Kitaplarımızı takip eden bir engelli dostum da yeni kitabın ne zaman çıkacağını sorduğu zaman “sabırla bekliyoruz” dediğimde, “sizde yıllardır kitabınızın çıkmasını bekleyerek sabır küpü olmuşsunuz “ dedi. Bu diyaloglar aklıma geldikçe, seninle kitap okuyarak gelişmemiz aklıma geldi de bu mektubu yazayım dedim.
Sevgili dostum,
Sabır tabii ki okuyarak elde edilen bir şey, yapılan bir araştırma kitap okumayı sevenlerin ve bunu da öğrenme amacı ile yapanların daha mutlu ve sabırlı olduklarını gösteriyor. Zaten sabır edenlerin her zaman kazanacağını hem dinler hem de psikoloji bilimi tavsiye ediyor. Bu konuda çok yayın var.
Sevgili dostum,
Her zaman söylediğim gibi insanın en büyük eğitmeni gene kendisidir ve eğer kişi öğrenmek ve bunu da sabırla yapmak isterse önce kendisi bunu fark edecek sonra tüm evren, yaradan ve çevresi de fark edecektir. Eğer çevresindekiler onu fark etmiyorsa çevresinde sadece laf olsun diye gezen kalabalıklardır. Çünkü gerçek dost ve ebeveynler çevrelerinde insanlardaki gelişmeleri görerek takdir ederler. Takdiri sadece kuru sözle söylemez onlar geliştirecek kitaplarda armağan ederler. Onları gelişmesi için çaba harcarlar. Çaba harcamayanların sevgisi samimiyetsizdir. Bu samimiyetsizliğe sen de ben de tahammül edemiyoruz zaten. Samimiyetsiz insanlarla haşır neşir olmaktansa sen de bende oturup kitap okumayı ve dolayısı ile sabrımızı olgunlaştırmayı tercih ederiz.
Sevgili dostum,
Bir de şu var “üzüm üzüme baka baka kararır” diyen atalarımız gibi sabreden insanlarla arkadaş olan insan zamanla sabrı öğreniyor. Sen de bana ben de sana sabrı öğretmedik mi? Hem okuyarak hem yaşayarak. Kötülükleri ve kötü davranışları bile sabrederek başımızdan def etmedik mi? Kötü davranış ve söz söyleyenlerden sabrederek beraber uzaklaşmadık mı? Bize bol vaatlerde bulunup ancak hiç icraat yapmayanlara beraber sabretmedik mi? Sabrın sınırını zorladıkları zaman da uzaklaşmadık mı? Demek ki sabır en çok okuyarak ama yaşayarak da öğrenilir. Öğrenmek ise dünyaya gelmemizin nedenini anlamaktır. “Oku” emrini iyi anlamak ile olur. Hz. Ali bunu güzel anlamış ki “ Bana bir kelime öğretenin 40 yıl kölesi olurum” diyor. Ben de “bana sabrı yaşayarak öğretenin kırk yıl gerçek dostu olayım” derim. Çünkü dost olmak köle olmaktan daha üstün değil mi? Bunu da işte dostluğumuzu pekiştirerek gösteriyoruz dosta düşmana karşı. Televizyon filmlerinde sık sık görürüz. Niye sorusunu şöyle cevaplar insanlar “ düşmanımın düşmanı benim dostumdur” cehalete karşı sabreden ve bunu da gençlere öğretenlerde seninle benim dostum değil mi?
Sevgili dostum,
Bizde adettir. Eski kitabını okumasalar da bazen söyleyecek laf bulamayınca “yeni kitabın ne zaman çıkacak? “diye sorarlar. ”Eski kitaplarımızı okudun mu ki, yenisini soruyorsun” desen kızarlar. Saçma sorularına mantıklı cevaplar vermemize sabredemezler. Çünkü saçma soruya saçma cevap değil mantıklı cevap vermek lazım. Okuyan ile okumayanın farkı budur işte. Okumayı seven çıkana kadar sabreder alıp okur, laf etmeyi seven de sadece çıkana kadar sorar ama sonrasında aklına gelmez. Ne almak ne okumak ne de alıp başkalarına hediye etmek. Bize düşende böyle laf ebelerine sabretmektir. Bize “lavuk” derler kızınca ama kendi lavuk olmalarını unuturlar.
Sevgili dostum,
Sabretmesini iyi öğrenememiş insanla dost olmak sert kayaya tane tane toprak atmaya benzer. Belki su olsa kayayı deler ama toprak delemez değil mi?
Sevgili dostum,
Sabır deyince aklıma hep şu söz gelir “ Allah’ım değiştirebileceğim şeyler için(mesela Üniversite okuma, idealindeki mesleğe kavuşma v.b ) bana güç kuvvet, değiştiremeyeceğim şeyler için (cinsiyet, anne ve baba, memleket) bana sabır, ikisi arasındaki farkı bilebilmek için de akıl ver. Çoğu insan bunu karıştırır. Mesela “Çok çalışarak Üniversite kazanılmaz” der. Sabır etmek, emek vermek istemez. Halbuki çok çalışırsa emek verirse büyük oranda bunu başarabilir. “Nereden biliyorsun?” dersen, ben de sana derim ki, “sen de biliyorsun ki benim ve senin hayatından” derim.
Sevgili dostum,
İşte bizlerde zorluklara ve dostluğumuzu pekiştirmem ve geliştirmek için sabretmeye daha gayretle devam edelim ki ilerde bizi tanıyacak olan genç nesillerde “bunlar sabrederek başarmış, bizde sabredelim de en az onlar kadar başarılı olalım” desinler. Sabrı öğretmek sabırlı olmak kadar başarı bence. Bunu sabreden ve okumayı sevenler anlar sadece .
Sevgili dostum,
Gençlere okumayı sevdirmek kadar sabırlı olmayı da tavsiye etmek biliyorsun peygamber tavsiyesidir. Kur’an emridir. Sabretmenin önemi tarih boyunca liderler tarafından da anlatılmış dergahlarda öğretilmiş, sabretmekte usta olmayanlar elenmiştir. Sabır ile okuyanlar, çalışanlar, sabredenlerle dost olanlar senin gibi hep ya kısa zamanda ya uzun vadede sabırlarının mükafatını fazlası ile almışlardır. Bizde umutla sabrederek sabrı öğretmeye devam edersek bunun ödülünü alacağız. Yoksa bu güzel dostluğu kurarak bunun ödülünü peşinen almamış mıyız dostum! Demek ki sabretmenin ödülü bazen önemine göre peşin bazen de sabırdan sonra oluyor. Bunu da sabırla görüyoruz.
Sevgili dostum,
Gençlerde işte böyle soruları ile bizlere ilham veriyorlar ve bizlerde bu ilhamla mektuplar yazıyoruz ve bu da gençlere yeni ufuklar demek. Gençler böyle güzel sorular sorarak bizi gayrete geçirecek ki bizlerde güzel mektuplar yazarak onların ufkunu açalım. Bu yüzden bazen kızsak da gençlik bizim geleceğimiz, sabrederek okuyarak daha çok ülkemiz için umut olmalarını diliyorum her zaman.
YORUMLAR
çok değerli tavsiyeler
düşünerek okunulacak bir yazı
sabrettiğim ne varsa hiç birine pişman olmamış bir insan olarak ben de herkese sabretmeyi tavsiye ediyorum
yazınız da zaten okura bunu anlatıyor
sabredip sonuna kadar okuyun diyorum ben de
saygılarımla