...BAZEN BÖYLE OLUYOR..
...BAZEN BÖYLE OLUYOR..
.Hani bir şey aranırsın da bir türlü ne aradığını bulamazsın; tam da dilinin ucundadır ama söyleyemezsin. İçinde bir boşluk- bir derinlik varmış gibi.
Atıyorsun, yutuyorsun, konuşuyor, unutmaya çalışıyorsun ama olmuyor- olmuyor yapamıyorsun...
..Ne unutabiliyor, ne uzaklaşabiliyor, ne de yakınlaşabiliyorsun. Aşağıya düşmek an meselesi. Hani hep canın yemek ister ama lokmayı bir türlü yutamazsın bu durum midenin açlığından kaynaklı olan bir şey değildir. Yemişsin yiyebildiğin kadar ama hala içinde bir şeyler var nedense onu geçiştiremiyor ikna edemiyorsun… inatçı bir çocuk gibi durmadan bağırıyor- ağlıyor -zırlıyor ve hep onunla ilgilenmeni istiyor, işte tam da böyle bir şey..
Tam olarak ne olduğunu bilmesen de durmadan yemeğe devam ediyorsun ve içimde ki o boşluğa rüzgâr doluyormuş gibi içerini kasıp kavuruyor, fırtınalar kopartıyor, her yerin her yerde ve o an kaçacak yer ararsın ya, işte bende tam da bunu yapıyor çocukluğuma kaçıyorum, çocukluğumun masumluğuma sığınıyorum.
Hani bir türlü ne yana gittiğini bilmeden dolaşan ve hiçbir zaman doyasıya yaşayamadığım çocukluğuma..
çocukluğum ve ben bir de elime bir çubuk, hem yürüyorum hem de yol kenarlarındaki otların kafalarını uçuruyorum, sen çok uzunsun
sen çok yiyorsun bak yanındaki aç kaldığı için kısa kalmış, deyip kendi kendime konuşuyorum o yaşayamadığım çocukluğumla.. Otlar bitince de oturuyorum bir çimenliğe, başlıyorum bu kez de çimleri yolmaya, bir inanışa göre de çimleri yolmak yağmuru getirirmiş sanki yağmurun yağmadığı gün varmış gibi. :) Yaramazlık- haylazlık yapmak istiyorum ama olmuyor. Her nereye gidersem gideyim o içimi de benimle götürüyorm sonra kendimi kandırdığımı fark edince de işte o zaman yine suratım asılıyor, karamsarlıklar başlıyor hayatın gerçeğine dönüp gerçeklerle boğuşmaya devam diyorum…
Anlatmakta gereksiz bunu da biliyorum da işte laf olsun benimkisi işte
Bir Kış gecesindeyim, her akşam soluduğum gibi bu akşamın da karanlığını yalnız başıma soluyorum, yalnızım..
Buz gibi bir evde, buz gibi düşüncelerimle sarılı haldeyim. Yaprakları dökülmüş Gürgen ağacıyım sanki ve bir ormanda terk edilmiş bir ceylan yavrusu konumundaymışım gibi bir düşünce var kafamda
Kafamda deli sorular var diyemem, çünkü hepsini sildim bütün cevaplarıyla birlikte. Kalanlar var mıdır aranıyorum bir süre bulamıyorum…,Boş kalan cümlelerimi derliyor bir araya toplayıp onları da tüketiyorum yenilerini katmadan, bu şekilde geçip gidiyorum önümden,ömrümden ne kadarını sildi zaman hiç hesap etmiyorum..
’’İNSANLAR’ tercihleriyle’ yaşarlar bu hayatta. Ya tozu dumana katarsın Ya Da tozu dumanı yutarsın. Seçim senin. ’Hayal ettiğin hayatı yaşayamıyorsan, yaşadığın hayat sana ait değildir’.GÖZÜNÜ hayal ettiğin hayata dik ve yürü! Gölgen,peşinden isterse gelmesin.SEN SANA YETERSİN’’..
Gündüz Yavuz…
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.