- 536 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
YÖRESEL ŞİVELİ KONUŞMALAR
Bıldır Orak ayında köye vardım yolda Müzevir ibrahama rastladım;
-Ola mıstaha hoş geldin sefa geldin ıstanbullar da ne var ne yoh bi yaramazlıh yohdur inşallah,
-Hoşbulduk İbrahim emmi soranlara herkesin selamı var sizler nasılsınız,
-Ve Aleyküm selam yiğenim bizlerde ne olsun bah görüyon işte reçberlihler başladı işler güçler, Orak ayındayız ekinler biçileceh, kızahlarla saplar harmana götürüleceh harmanda düvenle sürüleceh yabayla garıştılacah samanlarla deneleri ayırmah için kürekle savurup patozlara çekecez samanlarla deneleri ayırıp samanları samanlığa deneleri anbara goyacağız, senin anlayacan işimiz çoh, Allah yardımcımız olsun,
Kolay gelsin İbrahim emmi diyerek yanından zor ayrıldım. Evimize epeyce yaklaştım bir an önce eve varmak için adımlarımı sıklaştırdım aylardır görmediğim anamın yanına varıp kucaklayıp ellerinden gözlerinden öpme hasretiyle bir koşuda evimize vardım.
-Anacığım bak kim geldi diyerek Annemin boynuna sarılıp gözlerimden sevinç göz yaşlarını dökerek ellerinden gözlerinden hasretle öptüm biçare naçar zavallı anam,
-Hoş geldin gözümün nuru diyerek beni hasretle kucakladı ,Oğlum yorgunsundur hele şu mahadın üstündeki mitile uzan da saa bi şeyler hazırlayam diyerek ocağın başına geçti ocakta yanmakta olan omaçı başladı karıştırmaya diğer yandan da hazırladığı öymeçin üstüne soharıcı döktü. Bense mahatta ki mitile uzandım birazcık kestirip üzerimdeki yol yorgunluğunu üzerimden attım.
-Gözümün nuru oğlum galhtın mı ?
-Kalktım anacığım,
-Hele oğul şu gahvaltını yapda şu sabiyi ırahatlaşturah. ocağın yanına höllük elediydim onu getüde sabiyi palazlayım .saa bi bohça
azuh yapam , gostil haşladuydum yanıada ; gilik,fetil goyum sonacıma barabar ahbunun yanındaki harmana gideh malları alaflıyah tavuhları, cücühleri,ferihleri dışarı çıhardıp yemleyeh,kırık’ı ,tohluları,yaşarları al Aygıra da binersin bizim tumpun başındaki hozana
götü. Eksik etek Anam daha yeni geldim ne kadar iş buyurdu diyerek aygıra bindim söylediklerini sıralayıp başladım türküye.
Şip gelsene be oğul
Sünme ocah başına
Osmadın mı sen oğul
Ezcük bi şey yiyiver
Öymeçin üstüne
Soharaçı ekledim
Bi tike sohumlan da
Sıracalı komşumdan
Höllük alda geliver
Sabiyi palazlayım
Üvezleri kişkirle
Gel başında üğürle
Yöreğide ört üstüne
Ondan sonracıma
Aygır’ı al da biniver
Yaşar ile tohluyu
Tumpun başına götür
Hozan da gözel yayıver
Tepe fıstık atarak
Tös tömbelek dönme
Kimselere ilişme
Sağda solda elleşme
Tezden eve geliver…
Diye türkümü mırıldanarak yola koyuldum, vardım tumpun başına Yaşar ile Tohluyu Hozana salıverdim, Kırık ile Aygırı da bir kazığa bağladım.Etrafıma baktım az ötemde ki tarlada gelinler türkü söyleyerek orakla ekin biçiyorlar.
Çemberimi yan bağladım
Yar söyledi ben ağladım
Löbüt oldum ben aşkından
Tirperirsin sen karşımda
Tez gel kiraz ayları
Yârin gara gaşları
Yalınız da yatılmaz
Soğuk olur gışları
Yemenisi ayağında
Şişme benim garşımda
Yarımağız aşk olmaz
Yârim heç hatır sormaz
Durmadan büngüldersin
İstersin dingildemek
Ağamlar izin versin
Avara da evlenek
Gelinler bir yandan sallanarak orakla ekin biçiyor, bir yandan da türkü söylüyorlar tarlayı yarı ettiler, derken vakit öğle oldu gelinlerin büyüğü Hanife seslendi;
-Hele getürün bahalım şu azuh bohcalarızı da garnımızı doyurah.
”Bu arada beni de gördüler”
Ola mıstaha hoş geldin gel barabar yemeh yiyeh.
-Kolay gelsin siz yiyin anam bana azık hazırladı.
- O zaman getüde azuhlarımızı birleştürüp barabar yiyeh,
-Tamam getiriyorum Anam gostil haşladı yanına da gilikle fetil koydu.
-Fadime gız şuradaki gözeden bahraca su doldu da getü.
-Ben celecöşünen fetil getüdüm.
Fadime:
-Bende kuru ekmeğinen köremez getüdüm,
Anşa:
-Ben de deneli herle ile yufka getüdüm.
Hanife:
-Hadin gızlar ostum acıma gerçi tarlayı gabala almadıh ama bi kesik yerimiz galdı şu yememizi yiyehte işe goyulah.
Başladık azıklarımızdaki nevaleleri yemeğe,”Dişe dokunan bir şey oldu mu başladılar bir birlerine şakayla karışık atışmaya”
-Bi dinnah ezücük versen ne olur,
Diğeri şakayla karışık:
-Kör olasıca al da zıhımın kökünü ye,
Diğerinin hiç sesi çıkmayınca:
-ÖvendIre mi battı gız heç sesin çıkmıyor,
Diğeride ona:
-Zıvanadan çıktın bu gün bes belli,diyerek azıklarımızı afiyetle yedik.
Tam da bu anda daldığım bu güzel Rüyadan yatakta uyandım. Şöylece bir düşünüyorum da eskiden yokluk vardı istediğin bir şeyi alma imkanın yoktu imkanlar kısıtlıydı,fakat insanlar birbirlerine kenetlenmiş birinin bir eksiğini diğeri gideriyor yardımlaşma had safhada, mesela sen tarlanı biçiyorsun fakat daha çok işin var tarlayı biçmeyi yarı edemedin, yan tarafındaki komşun tarlasını biçti fakat seni orada biçare naçar bırakmadan senin tarlayı da beraberce girişip biçerek hep beraber güle oynaya köyün yolunu tutarlardı…