- 554 Okunma
- 2 Yorum
- 1 Beğeni
KÜÇÜK GELİN, çocuk k...adın...
Hiç kimseye engel olmayın. En büyük kötülük insanların hayallerini öldürmektir.
’ Artık hayal bile kuramıyorum!’
Elinden oyuncağı alınmış bir çocuk gibi dudağını büken arkadaşım neden acaba hayallerine sığınıyor. Bir insanın sevdiği ile evlenmesine izin verilmiyorsa, bir insan istediği mesleği yapamıyorsa, bir insan istediği şehirde oturamıyorsa...
Bu saydıklarımı çoğaltabiliriz. Peki bu insanların vebalini kim ödeyecek. Mutsuz hayatlara doğan, umutsuz yaşamlara yelken açan yüzlerce binlerce çocuğun günahını kim yüklenecek. Ağlayan gözler o kadar çok ki... Susan yüreğinin en ıssız yerlerine pusan o kadar çok ruh var ki...
Avaz avaz bağıran dilleri değil belki ama, göz bebeklerine kadar çığlık atan bu bedenler, yorgun ruhlarını taşımaktan artık bitap düşmüşler, ne yazık ki...
Ne olacak bu insanların hali. Ne anne olur ne de baba olur bu insanlardan. Her zaman bir tarafları eksik, her daim akılları yarım kalan hayallerinde, bir elleri işlerinde diğer elleri mutsuzluğun bahçesi olmuş yüreklerinde özlemlerinin başını okşamakta. Bu insanlardan ne bekleyebiliriz. İyi bir doktor, mükemmel bir öğretmen, harika bir anne, muhteşem bir baba...
Hayır hepsinin bir tarafları eksik olduğu sürece, bir yerlerde her zaman eksik, noksan insancıklar olmaya mahkumlar maalesef...
Bırakın ne olmak istiyorlarsa onu olsunlar. Bırakın istedikleri kişiyle evlensinler. Bırakın hangi okulu okumak istiyorlarsa o okula gitsinler. Engel olmayın hiç kimseye. Senelerce size ah ederek yaşamasınlar. Keşke, karışmasaydım demeyin yıllar yıllar sonra... Yönlendirin ama önüne set çekmeyin.
Ayaklarınızı uzatıp, hiç kimseye çelme takmayın. Düşürmeyin yüzlerinin üstüne. Bırakın kanatlansınlar masmavi ufuklara. Yaşamak istedikleri hayatın çevresini duvarlarla çevirmeyin.
Çocuklarınızı korumaya çalışırken, hayatı zehir etmeyin onlara. Ve anlayın artık o hayat onların, sizin değil.
Siz yaşadınız, sıra onlarda...
...
Mutlu olma fırsatı elinden alınmış kadınlar vardır. Küçük gelinler...
her kadının içinde
kendisine ait bir gökyüzü olurmuş
özgürce kanat çırparmış
mavinin tüm tonlarıyla bezenmiş
uçsuz bucaksız ufuklarında
süzülürmüş duvaklı bir gelin gibi
kimi zaman
beyaz bir güvercin olurmuş
kimi zaman minik bir serçe
gökyüzü
onun koynunda uyurmuş her gece
özgürlüğu çalınmış yüreği
her kanadığında
hayallerinden biri daha ölü bir kuş olup düşermiş yanaklarından
tüm bulutlar gözlerine yağarmış
kadın uyuduğunda
uyurkan bile akarmış gözyaşları
uyurken ağlarmış
ya da ağlarken uyurmuş
işte böyle büyürmüş küçük gelin
içinde ki çocuk öldüğünde
...