Şeytan 2
Parşömenlerin bazıları bekçiler denilen bir melek grubu tarafından başlatılan isyanını anlatan Enok kitabının parçalarından oluşuyor.
Enok kitabının en ünlü bölümlerinden biri bekçilerin hikayesini anlatır. İnsanlığın ilk yıllarına bekçilik etmekle görevli olan bize bakan bize göz kulak olan 200 meleğin hikayesidir bu.
Bekçiler, insanlara bekçilik etmek, insanlara yardım etmek için gönderilmiş bir grup melektir. Şimdi bu bekçiler çok ilginç, çünkü bunlar insanlarla temas kuran melekler.
Yaratılış kitabında kısa bir gönderme vardır buna. Ancak Enok kitabı bu hikayeyi genişletir ve tamamını anlatır. Kilisenin ilk yıllarında Canondan çıkarılmıştır ama bir süre için olmuştur bu.
Bu bekçiler insanlarla ilişki kurduktan sonra, bu yeni türe fazlasıyla bağlanır. Bu yeni türe şehvet duymaya başlar. Birden bire de asıl fikri unuturlar. Kendilerine verilen asıl emre pek de aldırmaz olurlar.
Öyle bir an gelir ki kendilerine eş edinip çocuk yapmak isterler. Bunun üzerine isyan etmeye, bedenler yaratmaya, evlenmeye ve çocuk yapmaya karar verirler.
Enok kitabına göre bu isyanın lideri Şemyaza veya Şeytanel denilen biridir. Bizim Şeytan diye bildiğimiz karakterin ta kendisi olabilir.
Bizim Şemyaza veya bekçiler öyküsünde gördüğümüz olay meleklerin başı Lucifer hikayesine çok benziyor. Her iki durumda da türler hiyerarşisiyle karşı karşıyayız. Yani biz ve Tanrı, lider; Tanrıyla ters düşüyor ve aslında insanların arasında yaşamak istiyor.
Enok kitabının farklı versiyonlarına baktığımızda hepsinde ortak olan şey Bekçilerdir. Gökten gelen bekçiler. Bunlar bize bilgi taşıyanlardır. Şimdi ben gökten gelen bekçiler terimine baktığım zaman, bunu kişisel olarak Uzaylılar olabilir olarak yorumluyorum.
Şemyaza isyanına ve Luciferin insanı yozlaştırdığı için cennet bahçesinden kovulduğuna dair çok eski anlatılar aslında, insana yasak bilginin verilmesine dair bir kalkışmayı anlatıyor belki de.
Belki de bu efsaneler mitolojiye değil tarihi olaylara dayanıyor. Uzaylı ziyaretçilerin de karıştıkları bazı olaylara.
Antik astronot kuramcıları Enok kitabının yakından incelenmesinin Şeytanın Tanrıya karşı başlattığı bu meşhur isyanın nerede yaşanmış olabileceğini, gösterebileceğini düşünüyorlar.
Lübnandaki Hermon dağı, Suriye sınırında bulunan bu efsanevi dağ, Enok kitabında anlatıldığı üzere Şemyaza ve Bekçilerin dünyaya indiği zirve.
Enok kitabında Hermon dağından söz edilir. Meleklerin Hermon dağına indiklerini görürüz, yani Hermon dağı cennetle bağlantılı bir yerdir. Dünya ile cennet arasında bir limandır.
Bekçiler Cennetin bilimine vakıf, gökten gelen meleklerdir, Şemyaza ise büyü ve kök çıkarma konusunda uzmandır. Bunun tamamen cadılık olduğunu düşünebilirsiniz, büyüler yapmak, sihirler yapmak ve iksir yapmakta kökler çıkarmak.
Enok kitabında insanlara bekçiler tarafından bilgeliklerini insanlarla paylaşmaya başlamış meleklerin insanlara öğrettikleri konuların listesi vardır.
Enok kitabında Hermon dağının Şemyazanın insanlara büyü ve ilaçları öğrettiği yer olduğunu söyler. Diğer güçlü melekler ise, meteoroloji, silah, astroloji, fen ve hatta savaş konusunda bilgiler verirler.
Bekçiler insanlığa Tanrının yasak bilgisini aktarırlar. Antik kültürlere ait bütün hikayelerde karşıt kültürlerde Tanrıların yasak bilgisini insanlara taşıyan varlıklardan bahsedilir. Bu varlıklar bu yüzden lanetlenmişlerdir.
Bekçiler Şemyaza aracılığı ile bize olağanüstü araçlar verirler, bu sayede dünyadaki hayatımız çok daha güzeldir, Peki o zaman Şemyaza gerçekten kötü biri midir yoksa insanlığı cehaletten mi kurtarır. Eğer Şemyaza şeytanın atasıysa acaba Şeytan bunca yıl boyunca yanlış mı yorumlanmıştır.
Acaba Şemyazayla diğer bekçilerin insan uygarlığının temellerini kuran uzaylılar olmaları mümkün mü? Eğer öyleyse Şeytan, Tarih tarafından yanlış anlaşılmış ve yorumlanmış olabilir.
Eğer Şemyazayla Şeytanı eşitlersek daha geniş bir çerçevede karşımıza çıkan şudur. Bize der ki Şemyaza- Şeytan bizi uygarlaştırmaya geldi. Bekçiler uygarlaştıran varlıklardır. Uygarlık kurma becerimize yardım etmişlerdir. Burada karşımıza çıkan şey ise şu bizim bildiğimiz uygarlık öyle ilahi bir şey değil, kelimenin tam anlamıyla Şeytansı. Bize uygarlığın araçlarını veren şeytandır.
Şeytan gerçekten de bazı antik astronot kuramcılarının inandıkları gibi uygarlaştıran bir güç müydü? Eğer öyleyse diğer antik mitlerin ve efsanelerin incelenmesiyle başka kanıtlar da bulmak mümkün mü?
Eski Sümerde Anunnakilerle ilgili çok ilginç hikayeler vardır. Anunnakiler yıldızlardan gelme yarı tanrı yarı insan varlıklardır, sümerlere çeşitli uygulaştırıcı sanatlar öğretirler. Tuhaf görünüşlüdürler, uzun kafaları vardır, böceğe benzer insanlardır neredeyse ya da sürüngensi özellikleri vardır, İncilde anlatılan bekçiler gibi engereğe benzerler bazılarına göre.
Çeşitli kültürlerde yeryüzüne gelen ve insanlığı yücelten veya aşağılayan dev göksel varlıklarla karşılaşırız, şeytanın bir serafim veya kanatlı bir yılan veya ateş saçan yılan olduğu düşünülür. Ama serafim kelimesi ser kökünden geliyor, yani yılan, rafimse dev demek..
Şeytan denilen karakter gerçekten de uzaylı bir varlık olabilir mi, kendi türü tarafından uzak atalarımız arasında yaşasın diye bırakılmış olabilir mi? Acaba diğer düşmüş melekler gibi Tanrıya sadece kibri yüzünden değil de insanlığa yardım etmek için karşı çıkmış olabilir mi? Daha fazla ipucu bir uçan yılan adama dair efsanede ve acımasızca ebediyen cezalandırılmış bir Titanın öyküsünde bulunabilir mi acaba?
Yucatan yarımadası, Güney Meksikanın çangılları arasında büyük Maya Şehri Çiçenhitsanın harabeleri yer alıyor. 1000 küsür yıl önce yapılmış olan Çiçenhitsa Maya dünyasının en büyük ve en güçlü şehirlerinden biriydi. Şehre büyük piramit Elcastiyyo yani mayaların yılan tanrısı Kukulkanın onuruna yapılmış tapınak egemen.
Kukulkan şeytanın veya kanatlı yılanın adı. Daima bilgelik getiren insanlığa kozmik bilgileri sağlayan olarak resmedilmiş. Kukulkanı genellikle yarı yılan yarı insan veya yılanın ağzından çıkan bir insan olarak resmedilmiş olarak görüyoruz. Hristiyanlığın geleneksel olarak şeytanı bir ejderha figürü olarak ya da yılansı bir varlık olarak resmetmesi gibi.
Mesele neden bu şekilde resmedildiği. Bana sorarsanız bu bağlama özgün bir varlık değildir.
Maya pantionunun en güçlü Tanrılarından biri olan Kukulkanın yıldızlardan geldiğine inanılıyordu, insanlığa astronomi ,matematik ve tarımı öğrettiğine inanılıyor.
Hristiyan geleneğinde şeytanın bilgi ağacında insanlığa yasak bir bilgiyi verenin yılanın aynı.
Enok kitabında bekçilerin yılan yüzlü veya engerek kılığında olduğu ve insanlığa güç sağlayan bu bilgiyi taşıdığı anlatılır.
Yani bizim bu enstantenelerin hepsinde hep aynı figürü ya da aynı melek kabilesini şeytansı varlıkları veya yılana benzer meleksi varlıkları görüyor olmamız pekala mümkündür.
Antik astronot kuramcılarının çoğunun inandıkları üzere Şeytanlar Kukulkanın aslında aynı varlıktan kaynaklanmış olmaları mümkün mü? Eğer öyleyse Bu karakter acaba diğer antik kültürlerin hangilerinin efsanelerinde veya mitolojilerinde karşımıza çıkıyor.
Birden bire ortaya çıkıp da insanların arasında yaşamaya başlayan ve öğreten şeytan sadece İncille sınırlı değildir. Dünyadaki bir çok gelenekte rastlıyoruz ona.
Antik Yunan efsaneleri göre Prometeus adındaki Titan ,ateşi gizlice çalıp insanlara verdiği için Tanrılara karşı günah işlemişti. Bu kabahati yüzünden korkunç ve ebediyen sürecek bir cezaya çarptırıldı, bir kayaya zincirlendi ve karaciğerini kartallar yedi, karaciğer bir gece içinde yenilenen tek organdı, bu yüzden kartal her defasında gelip kendine ciğerle ziyafet çekebilirdi.
O insanlarla iş birliği yapmış bir Tanrıydı, insanların sevgilisi bir Tanrıydı, evet mitolojik hikayelerde prometeusun aslında onların temsilcisi olduğu anlatılır.
Buna benzer bir başka Tanrı da Virakoça. Eski İnkalar ve And dağları bölgesindeki halklar tarafından tapılan Virakoça, dünyaya göklerin bilgisini vermek için gelmiş yaratıcı bir tanrıdır. Bu İnka tanrısı Prometeus gibi ışığı getirir ve antik İnka heykellerinde ellerinde iki şimşek taşıyan ve başında taç olarak güneşi taşıyan bir varlık olarak gösterilir.
İnkalar Virakoka veya Virakoça adındaki ….. tıp, astronomi, ve diğer ilimlere sahip ışıklı bir varlıktan söz ederler. Virakoçanın Şemyaza veya Şeytanla aynı kişi olması mümkün. İnsanoğluna özgürleştirici bilgiyi taşıyan bize ilerleme ve aydınlanma yoluna çıkaran bir varlık. İnsan kendine sormadan edemiyor, neden acaba bu kadar ayrı kültürlerin mitolojileri birbirlerine bu kadar benziyor,
Virokoça meselesinde gördüğümüz şey, kendisini dünyada gösteren insanlığın arasında yaşayan bir Tanrı. Bize bilgi getirmiş ve bir süre sonra ortadan kaybolmuş.
Eski Mısırlılarda Tanrı Sete yani şeytan gibi karanlığa ve kaosa hükmeden ilahi bir varlığa tapan bir tarikat vardı.
Dolaşıp bizleri uygarlaştıran, eğiten geleneksel uygarlaştırıcı tanrıları bütün geleneklerde görüyoruz. İster Mısır, İnka veya Maya imparatorlukları gibi büyük kültürlerde olsun, ister evrenin başka yerlerinde bulunan daha küçük kültürlerde olsun her yerde varlar. Böylece şeytan hikayesinin özgün olmayan uygarlaştırıcı tanrı hikayesi olduğunu görüyoruz. Bütün dünyada gayet net bir çerçevenin içinde oturuyor. Şeytanın öneminin sadece İncille sınırlı olmadığını gösteriyor bize bu ve uygarlığın bir bütün olarak önemini fazlasıyla anlatıyor.
Not:
"Enok": İslamda Hz. "İdris" olarak bilinir.
kaynak :
hdbelgesel.tv/filmizle/antik-uzaylilar-51.html
Kaynakta linki verilen 39 dakika 35 saniyelik belgeselin
yaklaşık olarak 11 dakika ile 26 dakika arasında kalan bölümünün yazıya dökülmüş halidir.
YORUMLAR
Neredeyse şeytana aşık oldum ha bu yazıyla;)))))))
İşin esprisi bir yana gerçekten ayrıntılı bir inceleme yazısı olmuş kardeş
eline sağlı
nice sevgi ve saygılarımla
Yinsani
okuyan düşünen yorumlayan ve yorum bırakan insana sağlık ve huzur dileklerimle:)
Hikâye tarzında güzel bir yazı fakat harut ile maruttan sonra insanlar ve şeytanlar büyü konusunda ortak çalışmaya başladılar.Buyunun esas sahibi Yahudiler ve halen de türlü şekilde devam ediyorlar.
Gördüğünüz yüz insandan 99 u şeytan olma ihtimali çok yüksek bir durumdur.
Baht-ı Siyah tarafından 6/4/2020 5:22:42 PM zamanında düzenlenmiştir.
Yinsani
Bu bağlamda yahudi hristiyan ve müslümanlar birbirinden besleniyor demek ne derece yanlış olabilir. Ülkemizde ve tarihimizde 40-50 yıldır veya daha eski siyon ve yahudi söylentilerine de o gözle bakıyorum. tehlikeli bir toplum. 2000 yıl sonra öyle ya da böyle geriye döndüler kenan'a. buna ister kutsaliyet atfedilsin ister siyaset densin.. tehlikeliler..
Kutsal kitaplarda ruhlara da şeytan karıştığını veya cinsel birleşim esnasında şeytanın sulbe ortak olduğu söylentileri ve ne denir ayetleri de malumunuz olmalı...
bilemiyorum , çok çetrefilli konular..
aşırı dindarlardan korkmak gerek..
düz ters her tür anlam ve yazı stili üzerinde upraşıyorlar durmadan..
büyü kara büyü sadece ortadoğu kökenli değil diye biliyorum. hangi coğrafya ve kıtaya bakarsak bakalım bir karanlık taraf söylencesi var olmuş.
lakin yeni çağda belki teknoloji sihri veya büyüyü yenecektir.
saygılarımla efendim.
en sevdiğinize emanet olun.
oku oku bitmiyor
yazar nasıl kaleme almış acaba dedim bir an
şeytan nerdeysen çık ortaya
yoksa bekçi’lere vereceğim seni, dedim
tebriklerimle yazar
Yinsani
zor oluyor.. konuşma hızına klavye hızı yetişemiyor..konuşma hızını yavaşlatınca otomatik olarak da çok garip oluyor.. :)
10 parmağı 3-4 parmak yazıma düşürünce bir de Q klavye olunca, durdur yaz, anlamadığın yeri geri sar yeniden kontrol et..vb...
dünyada ne den farklı diller var, onu da araştırmıştım ama unuttum.. hepsi şeytanlığından şeytanın sanki..
ya da şeytanın farklı farklı olmasından mı acaba??
katkılarınız için teşekkür ediyorum.
saygı ve huzurla..