- 1061 Okunma
- 0 Yorum
- 2 Beğeni
MUTLULUK
Mutluluk, her canlının dünyadaki yegâne yaşam gayesidir. Mutluluk insanı huzurlu ve mutmain kılmaktır. Kişinin felah ve refah içinde olmasıdır. Aslına bakarsanız insan iki dünyada da mutlu olmak için yaşar.
Dünyada yaşadığımız çile ve refahın arkasında yatan eşsiz hazine mutluluktur. İnsan mutluluğa ulaşmak için çile, yokluk ve sefalet çeker. Sabrederek sonunda istemiş olduğu bu mutluluğu yakalar. Hayatımızda yaşadığımız aşkın, sevginin gayesi de mutluluğa ulaşmaktır. Mutluluğa ulaştırmayan yaşam beyhude bir yaşamdır.
Mutluluk sizin kapınıza, ıslık çalarak veya koşarak gelmez. Onu zorla da getirmezsiniz. Onu zorladıkça o sizden daha da uzaklaşır. Sizin ona ulaşmanız için çaba sarf etmeniz gerekir. Onun yolu kıldan ince, kalıçtan keskindir. Aşksız, sevgisiz, çilesiz, emeksiz mutluluk olmaz.
Dinin gayesi de insanı mutlu kılmaktır. Hem de iki dünyada mutlu kılmaktır. Materyalistten farklı olarak insanı iki dünyada da mutlu kılmaktır. Materyalistler sadece ve sadece bu dünyayı düşünürler. Kendilerini mutlu etmek için başkalarının acı çekmesini isterler. Mutluluklarını başkalarının mutsuzlukları üzerine kurarlar. Onlara acımadan kıyarlar, onları öldürürler. Etrafı yakıp yıkarlar. Din ise şahsın dünya ve ahiret mutluğuna ulaşmasını hedef alır.
Dünyada elde ettiğimiz mutluluk, yaşamsal bir olgu olduğu kadar görecelidir de. Yıllarca çabalayıp elde ettiğiniz mutluluk, bir anda kuş gibi elinize uçup gidebilir. Sonra acı, ıstırap yüklü bir hayat kapınızı sonsuza dek çalabilir. Bu mutsuzluk olgusu sizi korkmadan kuşatır. Belki de ömrünüzün sonuna kadar böyle yaşamak zorunda kalabilirsiniz. İnsan inancı sayesinde bu olumsuz olguları kendi lehine çevirir. Bir anda mutluluk onu kuşatır ve mutlu olur. Malın, mülkün, paranın, makam ve mevkiinin size sunduğu mutluluk bâki olmayabilir. Siz, varlık ve yokluk içindeyken mutlu olmalısınız. Bunun mücadelesini vermelisiniz. İşler çok iyi gidiyorken bir anda mutsuzluk yakanıza yapılaşabilir. Hayatın zorluklarına her zaman hazır olmalısınız.
Dünya hayatı bir imtihan yeridir. Rabbimiz bizleri, sevdiklerimizle ve sevmediklerimizle imtihan eder. Mallarımızla, mülklerimizle, canlarımızla, çocuklarımızla, makamlarımızla vb. durumlarla hepimizi imtihan eder. Bu imtihanın sonunda mutluluk ve mutsuzluk gelmektedir. Bir anda çok mutlu iken, eşimiz, çocuğumuz vb. yakınlarımızı kaybettiğimizde hüznün yoğunluğunda kendimizi bulabiliriz. Ya da iflas edip bütün mal varlığımızı bir anda kaybedebiliriz. İnancımız yoksa mutluluğumuzun buzullar gibi her gün eriyerek yok olması kaçınılmazdır. Böylece biz, ne bu dünyada ne de ahirette mutlu oluruz.
İnsan, inancı sayesinde bu dünyadaki bütün olumsuzlukları hanesine sevap olarak yazdırır. Mutluluğun yolunda, sabretmek, sebat göstermek ve yılmadan tükenmez bir enerji ile hak yolda yürümek gerekir. Allah’a teslim olmak, onun sünnetullahına boyun eğmek, Kur’an ve Sünnet yolundan gitmek ve son peygamber Hz. Muhammed (sav)’e uymak mutluluğun anahtarını ellerimize verir.
Biz bütün yaratıkları aşk ve sevgi ile severiz. Bu sevgi, bize sirayet eden bütün engelleri ortadan kaldırır. Biz, Allah’ın rızasına nail olarak yaşarsak, Rabbimizin uçsuz bucaksız nimetleriyle baş başa kalırız ve de mutlu oluruz. Allah’ın rızasına uymak ise cennete varmaktır. Cennetin göyesi de insanın mutlu etmektir. Böylece cennetin nimetleri dizilir önümüze bir bir...
Mutluluk üzerine çok sayıda kitap yazılmıştır. Pek çoğunu da okumuşsunuzdur. Ama kitaplardaki mutluluk sizi gerçek yaşamda mutlu kılmayabilir. Görünmeyen, bilinmeyen bir tarafa doğru yolculuk yaparsanız, bu konuyla ilgili ne kadar çok kitap okursanız okuyun sizi mutluluğun kolları arsına atmaz.
Mutluluğun kitabı Kur’an-ı Kerim ve peygamberimizin sünnetidir. Bunları anlayıp yaşamak sizin iki dünya mutluluğunuzu ellerinize verecektir. Siz, bu hazineden mahrum kalırsanız mutsuzluğa mahkûm olursunuz. Safınızı belli etmelisiniz ya mutlu olmayı ya da mutsuzluğu tercih etmelisiniz. Yoksa beyhude hayallerin peşinden koşarsınız. Mutluluk kapısı yerine, mutsuzluk bataklığının içinde bulursunuz kendinizi. Burada yuvarlandıkça yuvarlanırsınız.
Bütün peygamberler insanı iki cihanda da mutlu etmek için gönderilmişlerdir. Peygamberlerin yaşamlarını, inançlarını takip edenler mutluluğu yakalamış demektir. Şunu da sakın unutmayın; dünyada peygamberlerini yalanlayanlar mutsuzluğun pençesinden kurtulamamışlardır.
Size verilen akıl nimeti ile hakikat anahtarını alıp kapıyı açmanız birinci görevinizdir. Siz, yakınınızdaki sevdiklerinizle beraber mutluluğu başka yerde aramayın. En büyük mutluluk senin içinde, senin damarlarında ve senin kalbindedir. Mutlu olmak için başka arayışa çıkmayın. O, sizin dizinizin dibinde oturmaktadır yeter ki siz onu keşfedin. Onu yakalamak ve ona sahip olmak için çaba sarf edin. Rabbinizden size gelen Kur’an’a ve Hz. Peygamberin sünnetine bağlanıp yaşamak sizi her iki cihanda da mutlu edecektir. Ne mutlu! Allah’ın rızasına uyarak iki cihanda da mutluluğu yakalayanlara…
19.01.2018
Yozgat
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.