- 360 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Fena faniyi vareder
"Eğer vücuduna itimad edersen ademe düşersin. Çünkü ancak vücudun terkiyle vücut bulunabilir."
Mesnevî-i Nuriye’den.
Işığına inandırmak istiyorsan karanlığını itiraf et. Çünkü her varlığın, varlığını gösterebilmek için, yokluğa ihtiyacı var. Bir tasavvur kadarcık olsun. İhtimal olsun. Hayal olsun. Vehmolsun. Yeter ki varolsun. İsterse yokolsun. "Yok ’yok’ ise o vardır." Yok ’yok’ olsun da varolsun. Herşey zıttıyla bilinir. Siyaha beyazı yazarsan okunur. Beyaza siyahı kazırsan görünür. Grafikerler derler ki: "Tasarım boşluk yönetimidir." Bahçenin güzelleşmek için çiçekler kadar kayalara da ihtiyacı var. Bu vücudun, vücudda kalabilmek için, ademe açlığıdır. Cennetin cehenneme muhtaçlığıdır.
"Nefsini ıslah etmeyen başkasını ıslah edemez!" diyor mürşidim. Demek önce okutacak siyahlık lazım sana. Sırf yazmak yeterli değil. Söylenmek dinlenmeyi garanti etmiyor. Yaraların var. Karaların var. Onların üstüne konulursa ışıldar nurdan devaların var. Aman. Sakın. Eyvah. Kendini aradan çekmemelisin. Bahçendeki çiçekleri güzelleştirecek ancak o yoz kayalar. Harflerini zeminsiz bırakmamalısın. Tasarımın eksilir. "Nefsim kudret elinde olan Allah’a yemin ederim ki!" demelisin o Muallim-i Ekmel aleyhissalatuvesselamın öğrettiği gibi. Kureyş’ten kuru et yiyen bir kadının oğlu olmayı gocunmadan yüklenebilmelisin. Karşındakinin titremesi geçer böyle. Yazılarını seçer böyle.
Okumak tasarımı çözmek demektir. Boşluğu varlıkla beraber görebilmek demektir. Sadece varlığını görenin gözleri kör olur. Kibir olur, gurur olur, ucb olur. Firavun olur, Hâmân olur, Karun olur. Musa aleyhisselamsa kendi okur-yazarlığını bize böyle anlatmıyor. "Ya Rabbi vereceğin her hayra muhtacım!" diyor. Önce varını yokediyor. Sonra yokunu varediyor. Dolu elleri hangi cömert doldurabilir? Ganî-i Mutlak verebilmek için bizden yalnız boş eller istiyor. "Duanız olmasa ne ehemmiyetiniz var!" buyuruyor. Evet. Öyle ya. Sahi. Yokun yokluktan başka ne ehemmiyeti var?
Ademin ademîlikten başka hangi hüneri var? Başka neyi sahiplense üzerinde sırıtmaz? Hem başka hangi şey yoku vareder? Fena faniyi vareder. Kusurlarını üzerine almaktan utanma arkadaşım. Allah’tan utan. "Ben nefsime zulmettim!" demekten sıkılma tıpkı Yunus aleyhisselamın ders verdiği gibi. "Sen kusurlardan münezzehsin!" dememekten sıkıl. Gerekiyorsa kendini içinde batır. Balçığını başından aşır. Kalbin sana haraplıktan ibaret görünsün. Bu yıkımdır o Sânî-i Hakîm’i hanene davet eden. O Sultan-ı Ezelî’ye rahmet kapısından başka bütün yollar uzundur. Tokmağıysa acz u fakrdır.
Samed olana neyi hediye edebilirsin? Neyi yaratmaya gücü yetmez ki verebilirsin? Neye açlığı vardır ki karnını doyurabilirsin? Herşey yaratmasıyla varolana yaratılan hiçbirşey ilahlık taslayamaz. Başkalarına karşı kurduğun varlık çadırlarının direklerini tekmele. Devir. Ona el açarken yalnız ellerini kaldır. Varlık iddiasında insanlık hep-herkes yalnızdır. Yaralarına yaklaştıkça kardeş olurlar. Kardeşlerini yaralarına çağır. Çağırdıkça kardeşin olurlar. Yokluğunu görenler de aslında kendilerini görürler. Siyahının üzerine Şâfî-i Hakiki’nin lütfettiği beyazdan sür. "Ben okuma bilmem!" de. Aczine sarıl. Cebrail efendim ona sarılanı görünce dayanamaz. Kendi haline bırakamaz. Sana sarılır. Sonra bir meleğin insana sarıldığını duyanlar hep-heryerden koşar gelirler. Siyahından beyazlarını seçerler.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.