Kadınları anlamak gerçekten zor zanaat;İslam dünyası kadını cennetin kapıcısıdır.
Hatta annenin ayaklarının altındadır cennet.
Kapının arkasında ki durum biraz karışık ve üstüne çok muhabbet dönmese de halin özeti böyledir.

Erkekler için vaziyet biraz daha farklıdır. Öncesinde cennete gidiş bölümüyle ilgili ifadeler biraz daha karanlıktır. Ancak girdik mi! gerisi günlük güneşliktir. Hele cennetteki hatunlar üzerine ciltlerle kitap yazılır. Gerçek İslam’la alakası olmayan uydurdukları dinde.
Oysa ne cennet üç beş huriden ibaret, nede cehennem yalnızca ateşten. Bu dünyada durum çok daha içinden çıkılmaz vaziyettedir;

Kadın dayağını yer, itaat eder, evi idare eder, örtünür, en ufak kural ihlalinde kapı dışındadır.Kendi içlerinde açıklar ve kapalılar olarak ayrılırlar. Açık olanlar düzenli kınanır ama erkeğin gözdesi de odur.
Gönül için tercihan bunlar kullanılır.
Kapalı şerran yapamayacağı yasaklı işlerde çalışsa da caizdir.
Erkeğin bu acayip denklemde yeri "uydurulmuş dini pompalamak, keyfine toz kondurmamak ve işine bakmaktır.

"Cumhuriyet kuralları içinde oy kullanmak dâhil, hâkimlik mesleğine kadar ‘uydurulmuş dinin kanunlarına göre şerran caiz olmayan’ her işi yapabilen kadının en anlaşılmaz tarafı, pozisyonunu elde ettiği çanağa tükürme merakıdır.

Mesela miras hakkını kullanırken medeni hakları konusunda panter kesilenler hiç şeriatı sorgulamaz.
Hani şerran kadının hakkı üçte birdi.
Neden kabul etmiyorsun hanım abla.
İş hangisinin namusu kutsaldır bölümüne gelince ise yargılar tamamen şerridir.
Şerri uygulamanın erkekler elinde oyuncağa çevrildiği yerlerdeki kadınlara acıyarak bakanlarda yine bu Cumhuriyet tesettürlüsü hanım ablalardır.
Yıllarca başörtüsü eylemleri içinde, haklarını almaları için mücadele eden ben.
Bu haklarını alıp onun gibi düşünmeyenlerin; haklarına da göz dikenleri görünce,"ben ne halt yedim?" diye soruyorum kendime…

Şimdi soruyorum,Uzaktan yakından Kur’an ile, İslam ile alakası olmayan, birilerinin keyfini yerine getirmek için, Cumhuriyeti yıkmak için ‘İngiliz ve Amerikan ajanları tarafından uydurulmuş dinin’ kuralları ile yönetilmek mi istiyorsunuz?
Siz Allah’tan korktuğunu iddia eden bacılar; gerçekten bu rahat halinizden,Cumhuriyetten vazgeçip, tüm ipleri ve kaderinizi biz dört kadın meraklısı, her şeyi şiddetle halleden erkeklerin eline bırakmak mı istiyorsunuz?
Bizim gerçekten şerri hükümleri adilane uygulayacağımıza inanıyor musunuz?
Bize verdiğiniz eğitimden emin misiniz?Cennet kapısındaki bekçiliğinize saygı duyacağımıza ve içerdekiler için sizi satmayacağımıza emin misiniz?

Yaşadığımız sistemin tüm kuralları içinde bile dini rayından çıkaran, menfaat ve arzularımız adına mevcut tüm kurallara su katan biz sahte Müslüman erkeklere gerçekten güveniyor musunuz?
Lütfen özünüze dönün, Kur’an’a dönün, Kuran ayetlerine göre biz erkekleri yetiştirin önce, Allah’tan korkan bir nesil meydana gelsin elinizden, sonrası zaten gelir.

Saygılarımla.
Gazeteci yazar
Tankutalp Altunsoy