- 513 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
YAŞAM ANILARI 2
Yine zor zamanlar yine zorlu yıllar.
Gençliğimizde Bir kaç arkadaş harçlığımızı çıkarmak için,
eğer o sene okuldan beklemeli isek, yada okula gidiyorsak doğalgazın olmadığı, şofbeninde yeterince bulunmadığı ve odunun çok değerli olduğu ve herkesin odun için üç ay önceden sıraya girip ismini yazdırdığı odun ardiyelerinde odun kırıcılığı yapıyoruz sigortamız olmasada iyi para kazanıyoruz.
Üstümüz başımız toz, talaş olsada bazen elimize parmağımıza nacak vurup, hafif yaralansakda çalıştığımıza değiyor, sonra temizlenip aklanıp paklanıyoruz Ceplerimizi para dolu lakin sigara, şu bu derken harcayıp bitiriyoruz.
Cebimizde paramız varya lokantalarda yemek yiyoruz para biriktirmek çoğumuzun,Aklına bile gelmiyor.
Bir gün yine bir lokantada yemek yiyorum,
bir kaç bir şey istedim kuru fasulye, pirinç pilavı filan yemek parasını ödeyeceğim zaman masana fişini getirirlerdi o zaman.
Yemeğin bittiğinde bende her yemekten sonra bayağı bol bahşiş verirdim,bunlarda emekçi bizim gibi diye,
yalnız başka günler tekrar yemeğe gittiğimde garsonlar bana buyur abi, buyur diye çok ilgi gösterirlerdi,bir kaç metre öteden beni tanırlardı.
Bir gün yine lokantada yemek yiyorum garsonlar tahminim merak ediyor bu kadar bahşış veren bu zengin genç acaba nerenin sahibi diye,birisi dayanamadı sordu küçükte olsan müşteriye abi derler çok yerde,
abi sen ne iş yapıyorsun diye sordu,
bende dedim ki, şimdi söylesem inanmayacaksın
ben odun ardiyesinde odun kıran, oradan harçlığını çıkaran biriyim,
her iki garsonun yüzünde inanmadıklarını belirten bir şaşkınlık,
abi bizimle dalgamı geçiyorsun dediler,
bende hayır doğru söylüyorum dedim.
Çalıştığım yerin adresini onlara verebileceğimi söyledim.
Adresi verip beni orda bulabileceklerinin söyleyip, ordan ayrılırken hala hayret eden gözlerle bakıyor ve beni takip ediyorlardı.
Sonuç mu, Hiç bir şeyin göründüğü gibi olmadığına bir örnek bizimkisi anlayana.
Cengiz AKSU
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.