Gözlerini kapat
Bölüm 1
Sayfa2
Okuldan bahsetmiyorum tabi. Aile toplantılarını, yemeklerini, kutlamalarını sevmezdim.Bir bahanem her zaman vardı. Zaten benim yokluğumu önemseyen olmazdı. Odamdan günlük ihtiyaçlar dışında çıkmazdım. Yüksek ses müzik dinler ve kağıtlara döktüyüm yalnızlığımla karşılıklı otururduk. Melankolik ruh halim beni hiç terk etmedi. Kafamın içinde ürkütücü seslerle yaşamak bir hayli zordu. Bunların hepsine bir de garip rüyalar eklendi evet fazla uyumasam da hep rüya görür ve uyandığım zaman ruhumun bedenimden çekildiğini sanar değişik ruh hali içinde günü tamamladım. Günü tamamlamak dediysem normal insanların yaptığı türden deyil. Evde her gördüyüme bağırıp çağırır kavga başlatır odama gidip anlam veremediyim sinirimi zayıf bedenimden çıkarırdım. Bir defasında bileklerimi bile kestim. Vücuduma verdiyim zararlar bana tuhaf sakinlikler verirdi. Hasta deyilim bunu düşündüm çok . Bunları çözmek için yardım bile almaya başladım ama yetmedi zaten doktor da psikolojik sorunumun olmadığını onayladı. Bir halta yaramayan ilaçlarla eczaneden eve sinirli ve sürüngen şeklinde yürüyorum. Sınıftan bir kızı gördüm ama görmesin diye saklanmaya çalışıyorum. Sosyal biri deyilim konuşmak gibi sheyler anlamsız. Zaten bir faydasını görmedim. Evet kesin bir şekilde yaralandım. Şu an ölüm fermanım yaklaşıyor. Çok uzun sürmesin bu işkence diye dua edemem bir inanca sahip deyilim sonuçta. Her dine saygım sonsuz ama ben kendimi bir yere bir dine ait hissetmedikten sonra bir anlamı yok. Hala çok güzel kahve rengi uzun saçlar ve o guzelim kahve rengi gözler utangaç pembe yanaklarla işkencem yaklaşıyor. Dünyada büyükannem dışında sevdiğim tek kişi.
Onu gördüyüm zaman hayatımın bir anlam kazandığını biliyordum. Yağmurlu bir gündü. Kahve rengi saçlı kıza bak dedi arkadaşım Mark. O sırada hoca bize ceza niyetine yağmurda antreman yapacağımızı haber vermişti. Hocayı beklerken aşık olacağım kimin aklına gelirdi ki Kafamı çevirip bakmadım önce arkadaş benden azar yiyecekti. Donuyoruz dedim.. Ergen gibi davranacaksan oyundan attırayım bizim için daha iyi. Mark: Chase yapma oğlum kıza bakmadın bile! Dön kafanı bir gör bana hak vereceksin. Bana ismimle seslenmesi sinirimi bozsa da cevap vermedim. Arkamı döndüyüm an gözlerimiz buluştuğu an gülümsedi. Kalbim göğsümü parçalayacak gibi çarpıyordu. Konuşa bildiyimi unuttum o an. Mark: Aşık mı oluyoruz sanki. Chase: Kes sesini. Bizim okulda onu gördüyümü sanmıyorum. Ismi ne? Mark: Dur bir dakika. Sen gerçekten ciddi misin? Chase Marion bir kızla mı ilgileniyor? Chase: Palyaçoluğu kesip bana cevap verecek misin ? Yoksa gidip ona mı sorayım? Mark: Tamam tamam. Anlatayım o zaman. Okula dün kayıt yaptı. Yani babam okulun sahibi olduğu için şanslısın. Numarasını bile alabilirim. Chase: Hayır buna gerek yok. Bana kendisinin söylemesi lazım. Benden korkmazsa tabi. Mark: Saçmalama kız sana resmen gülümsedi. Diğerleri gibi aptal olmadığı kesin. Ayrıca adı Mary. Mary Mcmany. Chase: Mary Mcmany...Mary Marion. Mark: Oğlum sen harbiden ciddisin. Chase: Gidip konuşmaya çalışacağım. Sen beni idare et Mark: Her zaman.
Sahadan ayrılıp güçlenen yağmurda ona doğru yürüdüm. Beni farketmedi arkadaşıyla konuşuyor. Okulumuza hoş geldin dedim. Mary: Ah teşekkür ederim. Chase: Ismim Chase. Buraya taşınmak senin için zor olmalı. Mary: Aksine çok sevindim diye bilirim. Sıkı gözetimden uzak olmak güzel. Prag güzeldir..orayı seviyorum ama burada özgürlük var. Chase: Prag güzeli.. Seni bu yağmurda tutan ne bakalım? Mary: Birini bekliyorum da. Yolu bulması zor olmuş anlaşılan. Chase: Istersen birlikte gidelim yoldan mesaj atarsın nerde olduğunu. Mary: Olur ama antreman yapman gerek sanrım. Arkadaşın buraya bakıp duruyor. Chase: Bana sadece 5dk ver. Arabam şu eski Cadillac. Al anahtarı içerde bekle yeterince islandın bence. Mary: Tm o zaman görüşürüz. Işte hayatımın işkencesi yaklaşırken tanışma hikayemiz aklıma geldi. O zaman böyle olacağını bilmiyordum. Her sheyi mahv ettim.. Saklanmam bir işe yaramadı. Onu çok özlediğimi görünce anladım. Mary: Mrb..shey rahatsız etmiyorum umarım. Eczaneye gidiyordum. Chase: Etmiyorsun..Nasılsın? Her shey yolunda mı? Mary: Biraz hastayım ama iyiyim merak etme. Chase: Seninle yürümemi ister misin? Mary: Hayır. Hayır bunu yapmana gerek yok. Ben iyiyim. gerçekten. Chase: Seni gördüyüme sevindim.. shey kendine iyi bak. Mary: Hoşçakal. Bana ne zaman yalan söylese anlarım. Yalan söylemesini beceremez zaten. Hiç iyi değil. Yüzü solgun ve çok zayıflamış. Onun için endişeliyim ama elimden bir şey gelmez. Takip edersem fena delirir beni de delirtir. Ruh hallerinin hepsine hakimim. Neyi ne zaman yapar..alarjisine ne iyi gelmez.. ona dair her bilgiyi kalbime kazıdım. Yaptığım şey çok yanlış bilyorum ama bu onun iyiliği için. Kalbinizi çıkarıp başka birinin kalbiyle yaşamak çok zor. Bazen delirecek gibi oluyorum.Mary ile olan her anımı her gün milyarlarca kez hatırlamak beni mahvediyor. Her yer bana onu hatırlatmakla kalmıyor kokusunu bile duyuruyor. Benim onu sevdiyimi unutmadığımı bilse ne yapar diye düşünüp durmak içmeye sürüklüyor. Acı insanı öldürmüyor evet.. lakin ben bir ölüyüm.Mary olmadan yaşamanın bir anlamı yok. Ama onu üzmeye de hiç hakkım yok. Kapana kısıldım ne yapacağımı bilmiyorum.
"Gözler insana çok şey anlatır ama sen bunun farkında deyilsin"
Arabama yaklaşırken dediyim gibi içerde beklediyini gördüm. Bu beni gülümsetti. eh söz dinletmeyi severim. Mary: Bu havada araba kullanmak pek akıllıca deyil sanki Chase: Gerçekten? Beni tanısaydın bunu hiç söylemezdin Mary: Nesin sen? Araba yarışına katılan tiplerden mi ? Chase: Komiksin Prag güzeli Mary: Bana Prag güzeli demeyi kesersen sevinirim Chase: Biraz gülseydin bana büyük bir iyilik yapmış olurdun Mary: Gülümsemek ilgimi çekmiyor Chase: Değişik bir kişiliğin var Mary: Bu kötü anlamda söylenmiş bir laf Chase: Tam tersi. Bu yüzden seni merak ediyorum Mary: Yani? Hayatın son günler sıkıcı geçti ve yeni bir heyecan peşindesin? Chase: Bu fena acitti.. Sence benim gibi birinin hayatı sıkıcı geçer yani? Mary: Konuşmak yerine araba sürmeye devam etsen bir süreliğine hayatta kala biliriz bence Chase: Konuşkan biri deyilim normalde. Senle konuşmak iyi geliyor Mary: Tanışalı daha bir saat bile olmadı Chase: En kötü yanım bu.. Çabuk alışırım birine ama kolay kolay da vazgeçmem Mary: Mmmm.. garipsin Chase: Sense çok güzelsin Praglı kız Mary: Sanırım nerden olduğumu söylemek iyi bir fikir deyildi. Sürekli Praglı demekten vazgeçmen gerek Chase: Ahaha.. işte geldik Mary: Evimin adresini söylemedim ki Chase: Ben her şeyi bilirim Mary: Senden korkmam lazım mı? Chase: Korkak birine benzemiyorsun Mary: Ne yazık ki haklısınız bayım Chase: Işte tam şurada bir gülümseme gördüm sanki.
Mary: Öyle mi? Chase: Seni öpmek istiyorum desem? Mary: Delisinmiş gibisin desem? Chase: Seni ilk gördüyüm andan bunu istedim desem? Mary: Mmmm.bence durman gerek Chase: Neden? Sevdiyin biri mi var? Mary: Evet Chase: Ben ... Şey bunu bilmiyordum Mary: Beni buraktığın için teşekkür ederim. Istersen sana kahve ismarlaya bilirim Chase: Sevgilin kızmasın .. Mary: Öyle biri deyildir. Koyun: Haha Mary: Ne? Chase: Yok bir şey Mary’nin evi tam hayal ettiyim gibiydi. Her yer kitaplarla çevrili. Köşede mavi bir koltuk..mor bir kitaplık.gri bir duvar..Her duvar H.i.M grup posterleri ve modern sanat dedikleri garip resimlerle kaplı. Anakartım kadryla mavi, mor ve gri en sevdiyi renkler. En sevdiyi grup H.i.M. Boş bulduğu her vakti kitap okumakla ve ya film izlemekle geçirdiyi çok açık. Bu kız gizemli ama aynı zamanda çok açık. nasıl desem okunması kolay olduğu gibi zor da. Işte benim kızım dediyim an bu. Odaya bakmaya o kadar dalmışım ki Meryem: Ah teşekkürler. Chase: Hayır gerçekten hoşuma gitti Mary: Sevindim buna .. Benimle aynı fikirde olman güzel. Chase: Erkek arkadaş buna sıcak bakmıyor ha? Mary: Hiç söylemedi ama gözler bilmek istediyimiz her şeyi anlatır. Sen ne düşünüyorsun? Chase: Bunu bir ara yapalım diye düşünüyorum
Mary: Nasıl? Chase: Bir oyun gibi düşün Mary: Bayıldım buna Chase: Anlaştık o zaman Mary: Zaman ve yer söyle yeter Chase: Bunu sana düşünüp söylesem? Bunun için numaran da gerek Mary: Mmmm... Numaramı alma çabanı takdir ediyorum Chase: Yakalandım. Cezama razıyım Mary: Numaranı yazarsan ne tür bir ceza olacağını düşünüp sana geri dönerim Chase: Şu seksi heykele dayanamadı Mary: HaHa çok komik Chase: Tm al bakalım.Isim olarak ne yazayım? Seksi şey? Dur..şu nasıl? Benim? Mary: Erkek arkadaşım olduğunu unutuyorsunuz bayım Chase: Itiraf et benden hoşlandın Mary: Ahem..gitme vakti Chase: Kaç bakalım. Yarın görüşürüz? Mary: Tm. Görüşürüz Chase: Iyi geceler öpücüğü? Mary: Daha neler Chase: Dahası da isteniyor... Mary: Hey tm iyi geceler O gün aklımdan hiç çıkmıyor. Yağmurun islattığı saçlar. gülümsediyi ilk an. pembemsi dudaklar. o doğal güzelliği. Benim için ondan güzeli yoktu. Erkek arkadaşı olması üzücü ama onun bana ait olduğunu biliyorum. Nasıl mı? Bunu açıklamak çok zor. Aranızda bir şey yaşanmadığı halde nasıl size ait olduğunu söyletir bu kalp? Onu gördüyüm ilk andan frekanslar karıştı. Doğrularımın doğru gibi gelmediyi..bildiyimi sandığım her şeyin aslında koca bir yalandan ibaret olduğu bir zaman dilimine düştüm sanki. çok karışık Gece uyuyamadım motoruma binip kulübe gittim. Tanıdık birilerini gördüm ama havamda deyilim. Neden aklımdan çkmıyor ki? Yeni tanıştığın birini neden aklından atması zor? Üstelik erkek arkadaşı var. Kendime gelmem için içmem gerek. Toparlanmam için daha çok içmem gerek. iyi olmam için tahmin bile edemeyeceğin kadar çok içmem gerek... Hayır alkolik olmadığımı söylemiştim sanırım. Sadece ihtiyaç duyduğum zaman alkol almam lazım o kadar. Bu kız fena halde çuvalladığımın kanıtıdır. Yarın onu görmezsem ölecekmişim gibi geliyor. Okula gitmemem gerek. Birine daha bağlanamam.benim için bu ölümün kıyısında yüzmek demek. Zaten akşamdan kalma halde okula gidemem. Eminim ki okuldan sonra Mark başımın etini yeme görevini üstlenir.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.