- 341 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
Kesik Baş Cinayeti
Her zaman inip çıktığı bu yokuşu bu defa daha güç adımlarla çıkıyordu adam. Kahve gözleri çok da yakışıyordu kumrak saçı ve sakalına. Uzun boyluydu, güçlü bir yapısı vardı. Hiç ödün vermezken kendi halinden bu defa eser kalmamıştı boyundan posundan.
Yokuş bittiğinde bir sigara yaktı her zamanki gibi. Yine çok az sigarası kalmıştı ama bu defa hiç dert etmedi. Normalde nefesi değişirdi, değişmedi. Donuklaştı dünya gibi adam da. Durağa doğru yürüdü. Gerçekten de normalleşmiş bir gündü. Kalabalıklar ve içinde yalnızlıklar. Bu koşuşturmada yine hala aynı başıboş bakışlar. Tek bir fark vardı. Bu durağa artık bir daha gelmeyecekti. Hiç tanımadığı insanlarla vedalaştı. Çünkü az önce aldatılmıştı.
Yolculuk her zamankinden uzun, yol her zamankinden çirkin. Önce düşünmeye sonra düşünmemeye çalıştı. Önce verilen sözler sonra dilenen özürlerle evinde buldu kendini.
Doğrusunu yapmanın verdiği huzur ve doğru olmayanın huzursuzluğuyla bir kahvaltı hazırladı kendine. Yine yapayalnız oturdu sofraya. Ne peynire dokundu ne yumurtaya. Çay bile demlememişti. Bir sigara daha yaktı. Gözlerinde yaş yoktu ama ağlıyordu.
Başı ağrıdı. En sevdiği türküyü dinledi. Olanı biteni hiç düşünmedi. Öncesi ve sonrası öylece kaldı. Tek bir an vardı o da bu andı. Muhtac bir insanın dilenmesi gibi yazmaya koyuldu.
Baş ağrısı da başıyla beraber geçti.
Normalleşmenin ilk günüydü.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.