- 564 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
(ben muhalif değilim)
’Ben muhalif değilim sadece bir kötülük gördüğüm zaman elimle düzeltmeye çabalıyorum.’
Kötü diye nitelendirdiğimiz bütün olayların insan kaynaklı olduğunu bilerek, ve her şeyden önce kendimi düzeltme çabası içerisinde saatlerimi ve günlerimi geçiriyorum. İç savaşlarım sürüp giderken, geride bıraktığım çocukluğum ve gençliğime üzülmekten başka bir şey gelmiyor içimden. Eski günler, eski bayramlar, eski ramazanlar, eski dostlar, eski dostluklar derken hayatın karşıma çıkardığı yeni olan her şeye haksızlık yapıyorum. Okuduğum her kitap, izlediğim her film, katıldığım her program(panel,söyleşi ve benzerleri) beni kendi iç dünyamın karanlığına hapis edip düşünmeye sevk ederken, yaşadığım dış dünyada bedenime aydınlanma vasıfları yakıştırılıyor. Akletmenin karanlık derhizlerinde boğulurken, bedenimde ki ışığın farkına varmıyorum. Bu sadece beni takip eden okuyucuların yaptığı benzetmeler, ben ise bu benzetmelere şaşırıyorum.
Kabul etmediğim eskilerin yerini, özel tekniklerle eskittikleri yenilerini sokuyorlar,hayatıma ve hayatlarımıza. Oysa farkındayım her şeyin, gülmekle yetiniyorum. Farkında olmak ne büyük nimet.
Şükrediyorum.
Lakaplar, yakıştırmalar,şucu bucu diye anmalar.
Ne uzağım gerçekte beni zannettiklerinizden. Anlamak mı, ihtiyaç duymuyorum ki, içinizden geçenleri görmeye. Anlaşılmak gibi bir derdin içerisinde de değilim.
Bende yaşamış diğer bütün canlılar gibi geldim,geçiyorum, dünya denen bahçeden. Önce bir tohumdum, bilmiyordum kendimin kendim olduğunu, sonra bir fidan oldum büyümeye çabalayan, şimdi ise meyvelerine sahip olmaya çalışan bir ağaç.
Ektiğim tohumlar fidan oldu, meyveleri olacak belli de, ben görebilecekmiyim bilmiyorum.
Babamla konuşmalarımızdan hatırımda kalan hep çalışmış adamcağız, ne fidan olduğunun farkında olmuş, ne meyvesi olan ağaç olduğunun.
Yıllar sonra sormuşlar o kadar çalıştın,
"neyin var"
hatırlamış babam meyvelerini ve demişki
"üç oğlum var, daha ne olsun"
evet o bilmesede hep bizim için çalıştı, biz ondan şanslıydık, o babamız olduğu için. Babam şimdilerde büyütüp meyve veren ağaçlara dönüştürdüğü, fidanlarının, fidanları ile eğleniyor, oynuyor, mutlu oluyor. O da geldi, geçiyor. Oğulları ve onların oğulları da.
Yazımın başında, muhalif olmadığımı sadece "bir kötülük gördüğümde elimle düzeltmeye çabaladığımı" söylemiştim. İşte bu özelliğimi köklerime ve daha fidanken köklerimdem aldığım suya borçluyum, yani babama. Selam olsun, "bir kötülük gördüğünde eliyle düzeltmek için çaba harcayanlara ve bu özelliklerde fidanlar yetiştirebilen çınarlara.
Gazeteci yazar
Tankut Alp Altunsoy