- 547 Okunma
- 7 Yorum
- 2 Beğeni
BİR ZAMANLAR; Herkes iyiydi..
Yedi yaşında bir kız çocuğu...Yüreği yumruğu kadar, içinde ki iyilik; bir cihan kadar...
Gözlerinde; hiç hilaf yok! Dilinde yalansız kelamlar...
Kötülük henüz filizlenmemiş.
Muhtemelen; tohumlar atılmış, büyüklerin elleriyle...
Belki...
Bir gün büyüdüğün de, o tohumlar ağaç olacak.
Kimbilir; belki de, iyilik kazanacak...
Mayası bozulmazsa, annesinin ak sütü gibi, tertemiz kalacak...
İnsanın mayasında kötülüğün olmadığını düşünüyorum. Acıma hissi, merhamet duygusu ile doğar tüm yürekler. Masum değil midir, tüm bebekler?
Bebeğin doğarken getirdiği, o cennet kokusunu bilirsiniz değil mi? Mis gibi güzellik kokar, iyilik kokar. Aşk kokar, sevgi kokar, merhamet kokar...
Yüzlerine baktığımız zaman, dudaklarımızı tatlı bir gülümseme alır ve sanki hafifler ruhumuz.
Adeta kalbimiz gülümser, umutlara yelken açmış minik bir yelkenli gibi süzülürüz, çarşaflar gibi masmavi denizin üzerinde. Sukunet ve huzur duyarız. Saliselik belki, ama mutluluktur sadece hissettiklerimiz; bir bebeği severken.
Şöyle mis gibi kokladığımız, kadife gibi tenini okşarken, hangimizin aklına ’’ O’ nun bir gün büyüdüğünde zalim bir insan olacağı’’ gelir.
Şu minicik eller, bir cana kıyacak, insanlğın yüz karası olacak... Savaşlar planlayacak, silahlar, bombalar yapacak.
Bir bebeğin göz bebeklerinde kin, nefret okuyamazsınız. Fındık kadar kalbinde asla kötülük barınmaz. Anlamaz hiç, kıskançlıktan, çekememezlikten.
Bebekler ne canidir, ne de zalim!
İnsanın tabiatında iyilik ve güzellik vardır. Öyle yaratılmıştır. Kötülük; mayamızın bozulmasına sebebiyet veren, sonradan ruhumuza bulaşan, kanserden daha da kötü bir hastalıktır.
Ve en kötü tarafı ise bulaşıcı olmasıdır.
Hani bir takım eşyaların kullanma kılavuzunda yazar, nerede nasıl kullanacağız. Ve ikaz edilir.
Tarif edilen şekilde kullanılmadığında bozulur, arıza verir.
Söylenilen şekilde temizlemezsek, ağzı burnu bir tarafa kayar, eciş bücüş olur. Biz insanların da mayasına, kötülük karışırsa; bozuluruz ve kokarız.
İnsan; yaradılışına ters düşünce, garip bir ucubeye dönüşür. Ne insan gibidir artık. Ne de hayvan.
O güzelim bebeğin yerinde yeller esiyordur artık.
Ama ben inanıyorum ki tekrar kendimize gelecek, kim olduğumuzu, nasıl doğduğumuzu ve nasıl ölmemiz gerektiğini idrak ederek, devam edeceğiz yolumuza...
Ne dersiniz?
Umut tohumları atalım mı yüreklerimize?
YORUMLAR
Nefes aldığımız müddetçe umut var olacka elbette lakin..öze dönmek meselesi çetrefilli bir mesele. Bu kadar uzaklaşmışken kendimizden, aramıza en uzun mesafeleri dayamışken kendimizle..zor tabii, ama imkansız değil. Keşke..bırakıyorum buraya yuregine kalemine saglık. iyilik ve ve kötülük tıpkı o kızıldereli masalında ki gibi..içimizde iki kurt var biri iyilik diğeri kötülük, siz hangisini daha çok beslerseniz üstün olan odur. Beyaz doğar her bebek..safii
asude_vuslat
iyiydik yani
ne zaman büyüdük
büyü bozuldu
denizceeee masalları sevelim masalları sevmekten hiç bir zarar gelmez ki
(: masallar insanları uyuturlar
olsun...
uyumak kötü bir eylem değil ki
demek ki masallar faydalı
sahi en çok hangi masalı seversin?
Den(iz)
:)
Ha bir de Türk işi efsaneler edebiyat açısından iyidir. Ezop veya fabl da okunur tabi yabana atmamak gerek.
Inanmak istersen habil le kabilden beri dünya kadar masal var. Dinle dinle uyu dostum.
Sevgilerimle
Masumdur yemin ederim :)
İnsan hatırlanması gereken bir bilgi ile doğuyor.Temiz boş bir sayfa fikrine hiç bir zaman katılmıyorum .Donanımlı ve hazır yavaş yavaş açılması gereken ,icra ve ifşası lazım gelen yetenekleri ile hayata hazırlanabiliyor.
Yeryüzüne gelen her çocuk Allah ın insanoğlundan umudunu kesmediğinin bir işaretdir diyordu bir düşünür ,umut baki .
Sevgilerimle...
Canan Köksal tarafından 5/30/2020 12:11:27 AM zamanında düzenlenmiştir.
Hala iyilerin varlığına inanç duyuyorum ve bunun ispatı da var bir şekilde karşıma çıkan.
Kötülük ve kötülük salgından beter.
Bense peşindeyim iyilerin iyiliklerin ve bireysel anlamda gücüm yetmese de dünyanın iyilik sayesinde hala döndüğünü biliyorum.
Elbette atalım umut tohumlarını hem yüreğimize hem de yakın bildiğimiz her kalbe.
Sevgilerimle.
İnsanın en temiz hali çocukluktur, bu bilinir.
Bugün insanlığa zarar vermiş herkes, bir zamanlar çocuk olduğuna göre, o tertemiz canlıya n'oldu?...
İnsanlığa karıştı!...
Büyüdüğü evdeki huzur ortamından, ailenin sosyal dokudaki yerinden, doğru ve yanlışlarla ilgili düşüncelere karşı verilen tepkileri gözlemlerine kadar... Çocuk konuşamadığı dönemlerde bile sünger gibi çeker...
Çok ağlayan bebeklerin (hiçbir sağlık sorunu olmadığı saptananların) mutsuz evlerin çocukları olduğunu düşünür uzmanlar. Özellikle annenin gerginliği sütten geçer çocuğa, tüm duyularıyla algıladığı ortama o da kendince tepki verir.
O nedenledir ki cinsel yeterliliği olandan çok, anne-baba yeterliliğine sahip olanlar çocuk sahibi olmalı. Çocuğuyla beraber büyüyenler, dünyayı çocuğundan öğrenenler, gelişimlere uymamakta direnenler.... çocuklarıyla aralarına erkenden mesafe koyarlar.
Kendilerini anlayanları küçücük yaşlarında dışarda arayan çocukların her yanlışa açık olabilecekleri de unutulmamalı...
Anne baba olmak, onları dünyaya getirmek değil, dünyada var edebilmektir...
Üzerine çok şey yazılacak işlek bir konu...
Kutlarım...