7
Yorum
2
Beğeni
0,0
Puan
593
Okunma
Yedi yaşında bir kız çocuğu...Yüreği yumruğu kadar, içinde ki iyilik; bir cihan kadar...
Gözlerinde; hiç hilaf yok! Dilinde yalansız kelamlar...
Kötülük henüz filizlenmemiş.
Muhtemelen; tohumlar atılmış, büyüklerin elleriyle...
Belki...
Bir gün büyüdüğün de, o tohumlar ağaç olacak.
Kimbilir; belki de, iyilik kazanacak...
Mayası bozulmazsa, annesinin ak sütü gibi, tertemiz kalacak...
İnsanın mayasında kötülüğün olmadığını düşünüyorum. Acıma hissi, merhamet duygusu ile doğar tüm yürekler. Masum değil midir, tüm bebekler?
Bebeğin doğarken getirdiği, o cennet kokusunu bilirsiniz değil mi? Mis gibi güzellik kokar, iyilik kokar. Aşk kokar, sevgi kokar, merhamet kokar...
Yüzlerine baktığımız zaman, dudaklarımızı tatlı bir gülümseme alır ve sanki hafifler ruhumuz.
Adeta kalbimiz gülümser, umutlara yelken açmış minik bir yelkenli gibi süzülürüz, çarşaflar gibi masmavi denizin üzerinde. Sukunet ve huzur duyarız. Saliselik belki, ama mutluluktur sadece hissettiklerimiz; bir bebeği severken.
Şöyle mis gibi kokladığımız, kadife gibi tenini okşarken, hangimizin aklına ’’ O’ nun bir gün büyüdüğünde zalim bir insan olacağı’’ gelir.
Şu minicik eller, bir cana kıyacak, insanlğın yüz karası olacak... Savaşlar planlayacak, silahlar, bombalar yapacak.
Bir bebeğin göz bebeklerinde kin, nefret okuyamazsınız. Fındık kadar kalbinde asla kötülük barınmaz. Anlamaz hiç, kıskançlıktan, çekememezlikten.
Bebekler ne canidir, ne de zalim!
İnsanın tabiatında iyilik ve güzellik vardır. Öyle yaratılmıştır. Kötülük; mayamızın bozulmasına sebebiyet veren, sonradan ruhumuza bulaşan, kanserden daha da kötü bir hastalıktır.
Ve en kötü tarafı ise bulaşıcı olmasıdır.
Hani bir takım eşyaların kullanma kılavuzunda yazar, nerede nasıl kullanacağız. Ve ikaz edilir.
Tarif edilen şekilde kullanılmadığında bozulur, arıza verir.
Söylenilen şekilde temizlemezsek, ağzı burnu bir tarafa kayar, eciş bücüş olur. Biz insanların da mayasına, kötülük karışırsa; bozuluruz ve kokarız.
İnsan; yaradılışına ters düşünce, garip bir ucubeye dönüşür. Ne insan gibidir artık. Ne de hayvan.
O güzelim bebeğin yerinde yeller esiyordur artık.
Ama ben inanıyorum ki tekrar kendimize gelecek, kim olduğumuzu, nasıl doğduğumuzu ve nasıl ölmemiz gerektiğini idrak ederek, devam edeceğiz yolumuza...
Ne dersiniz?
Umut tohumları atalım mı yüreklerimize?