- 558 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
ÖĞRENCİYKEN HOCA OLMAK-1
Sabah ağır adımlarla Abidinpaşa kapısından Ankara Tıp Fakültesi Hastanesine girdim.Bahar yüzünü göstermiş,yapraklar hafif renk değiştirmeye başlamıştı.Merakla staja başlayacağım Genel cerrahi Kliniğine doğru yürümeye başladım..Okul yeni açılmıştı,tatilden dolayı görmediğim arkadaşlarımla selamlaşarak,hal hatır sorarak,bazen kısa sohbet ederek kliniğe vardım..Kliniğin duvarları buz gibiydi,koridorlar sessiz.Ufak koşuşturmalar vardı hemşire ve hasta bakıcılarda.Açık kapılardan, geçerken yatan hastalarda acı yada endişeyi görüyordum.Bazı hastalar ameliyat önlüklerini giymiş,gözler sabit bir noktaya dalmıştı.Beklemenin ızdırabı her hallerine,davranışlarına,duruşlarına yansımıştı.Hasta yatakları iyi olsada yinede nostaljikti.Hikayelerde dinlediğimiz,romanlarda okuduğumuz,filmlerde seyrettiğimiz Cerrahi Klinik görüntüsü hakimdi..
Merdivenleri adımlayarak Öğretim Üyeleri Bölümüne geçtim.Klinik sekreterliğindeki listeleri inceledimBen ve grup arkadaşlarım Prof.Dr.Kazım ERGİN hocaya düşmüştük.Artık bizler ona emanettik. Hocamız bizi eğitecek ve bizlere yol gösterecekti..Kazım hocam sakin ve kibar bir insandı.Çalışma ve öğrenme ortamı huzurluydu..Tiroid ameliyatlarının tanınmış ismiydi..Üstümüze çeki-düzen vererek hocanın odasına girip kendimizi tanıttık.Tanıtma faslı bittikten sonra Hoca kısa bir konuşma yaptı,beklentilerini ve çalışma prensiplerini anlattı..Eğitimde nelere dikkat edeceğimizi vurguladı..Sonra kliniğe geçtik.
Sabahları ,altı yıldır alıştığım Askeri Tıbbiyenin koğuşunda gözlerimi açıyorum…Sessizlik yerini gürültüye,bazen türküye,bazen ıslığa bırakıyor.Geç yatmış uyanmakta zorlanan arkadaşları uyandırmak için hertürlü yol deneniyor.Bazen gıdıklama,bazen kızdırma,bazende kaba kuvvet.Çoğu arkadaşımla, lise dahil dokuz yıldır aynı ortamı paylaştığımızdan dolayı davranışlarımız birbirimizi incitmiyor..Neşeyle sohbet ederek,genelde birbirimize takılarak yemekhaneye iniyoruz..Zeytin,peynir,bal,reçel,birkaç dilim ekmekle klasik kahvaltımızı yapıyoruz..Yurdun kapısından çıkıp,caddeyi geçip hastaneye giriyoruz..Herkes staj yaptığı kliniğin yolunu tutuyor…Hastane personeli genelde bizleri güleryüzle karşılıyor.Diğer öğrenci arkadaşlarımızın çoğunluğu da öyle…Selamlaşıyoruz.Grubumuz büyüyerek kliniğe varıyoruz..Güçlü ve güvenli bir yapıyla yerimizi alıyoruz.Birşeyler öğrenmek bize güç veriyor.Öğrenme azmimizinde kararlı olması güven duygumuzu artırıyor…Daha çok şeyler öğrenmek için çaba sarfediyoruz…
Prof.Dr.İsmail Kayabalı,Mecit Doğru,Kamil İmamoğlu,Orhan Bumin gibi çok değerli,deneyimli,alanlarında çok bilgili hocalarımızdan Amfi derslerini alıyoruz ve Kazım Hocanın tecrübesinde pişiyoruz..
Günler hızlı geçiyor,hocaları daha yakından tanıyorduk..Zamanla Prof.Dr.Kamil İmamoğlu hocama karşı saygım arttı.Çok açık sözlü,mert,kişilikli bir insandı.Hocamında şahsıma sevgisini esirgemediğini gördüm.Kamil hocamı abi,baba,usta,mihmandar gibi görüyordum..Selam verirken,soru sorarken,sohbetini dinlerken büyük bir saygı ve hayranlıkla kendisini izliyordum..Babanın şefkati,abinin samimiyeti,ustanın mahareti,mihmandarın yol göstericiliği vardı hocamda..Hocamda,kendisine duyduğum hayranlığın farkındaydı..Kendine has uslubuyla zaman zaman bana takılıyor ,tepkilerimi ölçüyordu..
Staj dönemi çok verimli geçti.Bilgi ve pratik düzeyim çok arttı..Sonra imtihan dönemi geldi.Ben imtihana giremedim,çünki Göğüs Cerrahi imtihanına girme arefesinde babam vefat etmişti..O imtihana giremediğim için Genel imtihana girme hakkını kaybetmiştim.Yaz dönemi telafi imtihanına kaldım..Diğer arkadaşlarım imtihanda başarılı oldular..
Kadın-Doğum,Çocuk,Dahiliye stajlarını yaptık..Onlardan rahatlıkla geçtik..Ben hariç diğer arkadaşlarımın hepsi Haziran’da mezun olup doktor çıktılar..
Ben yalnız kalmıştım.Garip bir burukluk içinde telafi imtihanını beklemeye başladım..Günler ayrı bir ızdırap veriyordu.Gruptan kopanı kurt kapar hesabı benide hüzün kapmıştı..Gruptan kopmanın,yalnız kalmanın duygusallığıda cabasıydı..O duygusallık ,bazen beni farklı eziyordu,ama hep hüzünlendiriyordu..
Hüznümü Kurtuluş Parkının banklarında ,Çubuk Barajının kayalarında tek başıma yaşıyordum.Bazen hayatımı karelere ayırıp onları tek tek inceliyordum;mutlu-mutsuz,başarılı-başarısız,şanslı-şansız olduğum noktaları inceliyordum..Gelecekte ne yapmalıydım,nasıl daha da güçlenmeliydim?Bu sorular içinde güneşi batırıyordum.Yolları yalnız adımlarken düşüncelerimi ve aldığım kararları yeniden gözden geçiriyordum…
Askeri yurda döndükten sonra sınıfıma çıkıyordum..Ankara Kalesi karşımda,gözlerime takılıyordu..Kale gibi olmam gerektiğini düşünerek kitaplarıma yumuluyordum.Okudukça okuyordum.Eksik gördüğüm konuları tekrar tekrar okuyodum..Akşam güneşin kızıllığı sonrası kaybolan Kale ,şafak vakti karanlıktan kurtulup tekrar karşıma geliyordu…Onun haşmetini seyrediyor uykuya geçiyordum…
Her geçen gün konuları tekrar tekrar gözden geçirdim.Eksiğimi bulamıyordum ama yinede aynı konuları okuyordum. Çalışma alanını daha da genişletip okuyordum. Okudukça bilgim çok arttı,moralim arttı..Artık hazırdım..
Ve imtihan günü geldi.Sabah erkence uyandım,bir garip heyecanla Hastaneye geçtim..Telafi imtihanı için Göğüs-Cerrahi kliniğine gittim.Hangi grupta gireceğim diye listede adımı aradım..Fakat ismimi bulamadım..Şaşırdım..Bir daha baktım yine adım yoktu..Sekreterliğe gittim.Durumu anlattım.Sekreter hanım yıl içi imtihan listesini çıkardı..Ben o listede imtihana girmiş ve geçmiş gözüküyordum..Girmediğim bir imtihandan nasıl geçmiştim?Daha da şaşırmıştım..Sekreter hanıma;
-Ben imtihana girmedim,şimdi ne olacak?
-Daha ne istiyorsun geçmişsin.
-Onu iptal edip yeniden imtihana girsem
-Yapacak bir şey yok.Sen imtihana girmişsin ve geçmişsin..
Sekreter hanımla konuşsam da o bir türlü yanaşmadı,sonunda klinikten ayrıldım..Kafam iyice karışmıştı..Demek Genel Cerrahi imtihanına zamanında girsem,geçsem bende Haziranda doktor olacaktım..Ama haketmediğim bir diploma olacaktı..Şimdi ,beklemem gereken süreyi bekleyip,imtihana çalıştım..Ben normal olanı yapmıştım..Ben hazırdım,onlar beni almamıştı..Birçok soru,birçok düşünceler yumağı içinde yurda döndüm..Suçlu çocuklar gibiydim,kendimi boşlukta hissediyordum..
Saatlerce bu düşüncelerle boğuştuktan sonra vicdanen rahatladım..Ben süremi beklemiş,telafi imtihanına gitmiştim.Çok iyi çalışıp ,kesin geçecek bilgiye ulaşmıştım..Ama imtihanı daha önceden geçmişim..Bu benim değil sistemin yada başka insanların suçuydu..Böyle garip bir çıkış kapısı bılmuştum kendime..
Bu duygulardan sıyrılıp Genel Cerrahi imtihanına kilitlendim.Son imtihanım..Doktor çıkacağım son dönüm noktası..Konuları gözden geçirdim..Unutmamışım ve bilgi düzeyim yüksek..Yinede tekrar tekrar okudum,anlattım..Okudum,anlattım..hiç eksik göremiyordum..
Zaman daraldıkça vücudumu sıcaklık kaplıyordu..Heyecanım ayrı,Ağustos sıcağı ayrı perişan ediyordu beni..Artık pek uykuda tutmuyordu,bir Ankara Kalesi,birde Ferdi Tayfur yol arkadaşlarımdı..Düşünceler ve hayaller beni alıp götürüyordu;doktor olacağım,maaşımı alınca annemin ve kardeşlerimin isteklerini,ihtiyaçlarını karşılayacağım,parasızlık denen bela bitecek..Daha niceleri..O güzel hayaller beni alıp götürüyordu,azmimi kırbaçlıyordu..Günler günleri kovaladı,imtihan günü gelip çattı..
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.