- 353 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
GÖRÜCÜ (TANIŞMA)
Sözünü ettiğimiz o eski dönemlerde kızla erkeğin birbirini görmesi oldukça zordu. Kızlar biraz serpilip kız görüntüsü almaya başladığında artık sokakta oynayamaz, çok zorunlu olmadan da sokağa çıkamazdı.
Akrabalık olursa, kuzenler rahat rahat evlere girer çıkar, bu yüzden de yakın akraba sevdaları, evlilikleri sık olurdu.
Tanışmanın en kolay yönü düğünler, bayramlar yoluyla mümkündü. Bu yüzden kızlar düğünlere giderken takar takıştırır, güzel görünmeye çalışır, erkekler de bu fırsatı kaçırmazdı.
Bu dönemde evliliklerin görücü usulüyle olmasının bir sebebi de buydu elbette. Şimdiki gençlerde olduğu gibi çeşitli iletişim araçlarıyla binlerce karşı cinsi görmek, tanışmak mümkün olmadığı için onlar da çevrelerindeki kısıtlı adaylardan seçmek zorunda kalırlardı. Öyle ki, eski zamanda sadece elini görmek, yüzünü görmek, hatta yürüyüşüne şahit olmak bile seçmenin sebebi olabiliyordu.
Evlilikte görücü usulünün açıklama en muhtaç yeri tanışma konusudur. Bizim filmlerimizde biraz abartarak verildiği gibi görücüde öyle babaların “Ben ne dersem o olur”, “Ben kızı şu adamın oğluna vermeye söz verdim” gibi katı tutumlar çok azdır. Belki kırsal kesime gittikçe farklılık gösterebilir.
Her şeyden önce kısıtlı da olsa kızla erkek birbirini görür, hatta fırsatların elverdiğince de buluşur konuşurlardı. Zaten dinen de öyle birbirini gerdekte görecek şekilde evlilik asla uygun görülmüyor. Evlenmeden önce kızla erkeğin birbirini görmesi esastır. Nikahta kızın fikri sorulur, onun onayı alınmadan nikah zaten olmaz.
Kızla erkek birbirini tanımalıdır, gibi bir görüş belki bugün kulağa hoş gelse de tanıma, o kadar da basit bir iş değil aslında. Siz de tanık olmuş, hatta yaşamışsınızdır. Tanışarak evlenen, çok uzun süre fülört eden çiftlerin evlendikten kısa bir süre sonra büyük hayal kırıklıklarıyla karşılaştığını görmüşüzdür. Burada dört yıl gibi bir sürede bile karşısındaki insanı tanıyamama sizi şaşırtmasın. İki önemli neden var ki gözden kaçıyor.
Birincisi gençlerin bu dönemde çok toy olmaları. Tanıma ancak iyi bir bilgi ve tecrübeyle mümkündür. Karşı cinste ne aradığını bilmeyen genç, baygın baygın bakışmayı yeterli bulabilmekte, evlilik için asıl aranması gerekenlerin belki de hiçbirinden haberi olamadan evliliğe karar verebilmektedir. Daha da önemlisi karşısındaki insanın riyakarlığıdır. Eğer kendini size iyi göstermek istiyorsa ve siz ne kadar tecrübeli de olsanız sizi kandırabilecek bir sürü insan vardır. Öyle oyuncu tipler var ki, siz tecrübeli de olsanız yüzündeki maskeyi fark edemeyebilirsiniz.
Çok uzun zamanda bile tam olarak karşısındakini tanıyamıyorsan, tanışarak evlenmenin ne kadar sağlıklı olduğu tartışılır her halde.
Aileyi devreden çıkartıp bir ömür boyu yaşayacağın insanı seçmeye çalışmak çok cesurca bir tavır aslında. Elbette hayatını kuracağın insanın gönlünün sevdiği biri olması lazım ama o delişmen dönemde gözlerini kapamış, el yordamıyla yolunu bulmaya çalışan insanların bir çukura düşme, duvara çarpma, arabanın altında kalma ihtimali ne kadarsa yeni usulde bir gencin çabasının sonucu da budur bence. Zaten aşık olarak evlenenler arasında boşanmanın yüksek olması belki tek sebep olmasa da çok önemli bir yeri olduğu bir gerçektir.
Burada usulünüz ne olursa olsun sizi en az sizin kadar düşünen, sizden çok daha fazla tecrübeye sahip büyüklerinizi devreden çıkartmadan, tanışarak, anlaşarak hayatınızı kurun. Büyükleriniz olumsuz bulmuşsa, inadına oldurmaya çalışmayın. En önemlisi de bir evlilik adayını iyice anlamadan, incelemeden yapışıp kalmayın. Çünkü o kadar önemli bir karar alıyorsunuz ki hiç, ama hiç aceleye getirilecek bir iş değil bu…
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.