Başarıyı hedef alın mükemmel olmayı değil. yanlış yapma hakkınızdan vazgeçmeyin; vazgeçerseniz yeni şeyler öğrenme ve gelişme olanağınızı kaybedersiniz. unutmayın; mükemmeliyetçiliğin arkasında korku yatar. insan olduğunuzu hatırlayarak korkularınızı göğü
asude_vuslat
asude_vuslat

Deve kuşu misali !

Yorum

Deve kuşu misali !

0

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

437

Okunma

Deve kuşu misali !












İki kafadar; akşama kadar gezmedik yer bırakmamışlar. Aynı mahallede büyümüşler, aynı okulda okumuşlar. Hemen her gün birliktelermiş. Görüşmedikleri gün sayısı, yok denecek kadar azmış. Beraber yer içerler, yedikleri içtikleri ayrı gitmezmiş.

Tencere yuvarlanmış kapağını bulmuş derler ya, bu iki arkadaş da aynen öyleymiş. Canları ne isterse onu yaparlar, elde avuçta ne varsa; vur patlasın, çal oynasın günlerini zevk_i sefa ile geçirirlermiş.

Çoluk çocuğa karışmak fikrine de hiç bir zaman sıcak bakmamışlar. Her ikisi de sorumluk altına girmek istemedikleri için, evlenmemişler. Özgür bir yaşam tarzı olarak düşündükleri bekarlık hayatı, onlara daha cazip gelmiş.

Böyle yaşayıp dururlarken, arada bir tefekküre daldıkları da olurmuş hani. Bir kaç dakika süren o nadir anlarda, kendi kendilerini, sorgulayan bir ruh haline bürünürlermiş.

"La arkadaş! Biz böyle günümüzü gün ediyoruz. Her şey iyi hoş. Kafamız da iyi...

"Ama, ya Ahiret diye bir yer varsa? Ufak ta olsa bir ihtimal var, ne kadar hoşumuza gitmese de! Sevapmış, günahmış, hiç alakamız yok...

"Halimiz ne olacak bizim?

Derler, sonra aynı hızla devam ederlermiş, günlerini gün etmeye. Şu söz; tam da, bu iki gencin yaşama bakış felsefelerine göreymiş.

"Hızlı yaşa, cesedin yakışıklı olsun"

Nitekim sorular ve cevaplar hep aynı olurmuş. Böyle düşünmek daha çok işlerine gelir, hayata bakmak için de daima "at gözlüğünü " tercih ederlermiş.

"Aman ya! Bu dünyaya bir daha mı geleceğiz?

Diyerek, aslında kendilerinin de tasvip etmedikleri, bahanelerin arkasına gizlenirler, kendi iç seslerini susturduklarında tüm meseleler çözülmüş gibi, sahte bir huzura kavuşurlarmış. Aslında hiç olmayan bir huzur. Kafasını kuma gömen.

"Deve kuşu misali...

"Belki de ahiret diye bir yer yoktur! Diye de kendilerini teselli ederlermiş.

"Boşu boşuna heba mı edelim yani; şu güzel ömrü?

"Boş ver kanka, biz eğlenmeye bakalım" derlermiş.

Böylece, günler,aylar, yıllar su gibi akıp geçmiş. Yaşları kemale erse de, ruhları hep çocuk kalmış. Hiç büyüyüp olgunlaşmamışlar.

Bir caminin önünden geçerken, namaz için koşuşturan insanları gördüklerinde çok eğlenirlermiş. O insanların, telaşlı halleri çok saçma görünürmüş onlara.

"Bak bak!

"Cennet varsa da, zaten bunlardan bize yer kalmaz ki." diyerek dalga geçerlermiş...

Alkol aldıklarında, sokaklarda nara atarak sabahlara kadar dolanırlarmış.


"Yaa arkadaş! Bizim bu halimiz ne olacak? Gülüp oynuyor, gezip tozuyor, sabahlara kadar içiyor, akşama kadar yatıyoruz.

"Ne anne baba duası alıyor, ne de fakir fukara sevindiriyoruz! Yarı ayık, yarı sarhoş böyle konuşurlar, ertesi gün de hiç birini hatırlamazlarmış bile.

Bir gün bu iki arkadaşın başına çok kötü bir şey gelmiş. Ölüm hiç haber vermeden, davetsiz bir misafir gibi, aniden soğuk yüzünü göstermiş. Gerçi haber vermiş. Ama bu iki arkadaş kulaklarını ve gözlerini, tüm gerçeklere kapadıklarından, koca bir ömür nasıl geçti farkına bile varamamışlar.

Yani; üç maymunu oynamışlar...

"Giden gitmiş, ama kalanı bir korku sarmış. Tabiri caizse; paçaları tutuşmuş...

Ve sürekli aynı sözleri mırıldanıp duruyormuş.

"Ölüm varmış...!

"Ölüm varmış...!

Arkadaşının tabutu, omzunda; kara kara düşünüyormuş. "Ya Ahiret varsa! Kafasını sürekli bu soru mesgul ediyormuş.

Arkadaşının cenazesi, evinden alınıp cami avlusuna getirilmiş. Çekine çekine girmiş cami avlusuna. Ömrü boyunca ilk defa adım atıyormuş buraya. Çok garip hissetmiş kendini. Hem buraya yabancı hem de buraya aitmiş gibi. Karmaşık duygular içinde, gözleri dalıp gitmiş. Korku ile huzur arası bir ruhi hal içindeymiş. Nedamet hissi ve arkadaşının ölümüne duyduğu keder, sol tarafını karanlık bir bulut gibi kaplamış. Ve kocaman bir mengene arasında, kalmış gibi daralan yüreği...Çatladı, çatlayacak!

Eski günleri hatırlamış; namaz kılmak için, camiye giden insanlarla dalga geçtikleri, gelmiş aklına...

Arkadaşına bakmış. Tabutun içinde, sessiz sedasız, öyle boylu boyunca uzanmış yatıyormuş. Tabuta yaklaşıp, İyice eğilmiş. Başını ki tarafa yavaşça sallayarak, kimseye belli etmemeye gayret ederek sessizce konuşmuş.

"Oğlum var ya, ayvayı yedin !

"Ya cehennem varsa...


.........


Patıska kefen, çürük teneşir, işIi kazan.
Minarede “öIü var!” diye bir acı saIâ...
Er kişi niyetine saf saf namaz...
Ne aIâ! BöyIedir de öIüme kimse inanmaz hâIâ!
Ne tabutu taşıyan ne de toprağı kazan...
Necip.Fazıl.Kısakürek

Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Deve kuşu misali ! Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Deve kuşu misali ! yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Deve kuşu misali ! yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Bu şiire henüz yorum yazılmamış.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.