Yaşamın Gör dedikleri
Milli boksördü sevgilisini öldürdü…
Şöhretli manken eroin satarken/içerken yakalandı…
Falanca zengin kişi iflas edeceğini anlayınca intihar ederek canına kıydı…
Libya’nın lideri Kaddafi halkı tarafından linç edilerek öldürüldü…
“Bunlar yeryüzünde gezip de kendilerinden öncekilerin sonunun nasıl olduğunu görmediler mi? Halbuki onlar, bunlardan daha güçlü idiler. Ne göklerde ne de yerde Allah’ı âciz bırakacak bir güç vardır. O, bilendir, güçlüdür.” Fâtır, 44
İnsan ister sıradan olsun ister ünlü ve zengin aynı ruh hali ile yaşar, dikkat etmezse saygın görünümü rezil rüsvaya döner bir gün. Adalet herkese eşit yaklaşır ve suçu işleyen hakim karşısına çıkar ve hesap verir. Allah verdiği gücü yanlış kullanan herkesten bu gücü alır, başkasına verir. Allah her kulunun ne yaptığını bilir, fakat hemen yargılamaz tövbe etmesi için sabır eder. Eğer kul günah işlemekte ısrar ederse, o işlediği günah ile zor bir sınavı ona müptela eder. Hiç kimse yargının olduğu bir toplumda ben bir kişiyi kendim yargılarım da diyemez…
Eğer kadın ihanet etmişse, bırak istediği hayatı yaşasın, sende en doğruyu yaşamaya devam et. Eğer Allah’tan korkuyorsan onun adaletine güven. Kim birini öldürse, öldürdükten hemen sonra pişman olur, ben ne yaptım diye tepinir durur. Bir anlık öfkedir bu. İnsan eğer Allah’a inanmış, samimi ibadet içindeyse, öfkelenir mi hiç? Asla… Öldüren kişi bu dünyada hapiste yatar, öbür dünyada ise Rabbine hesap verir. Buna değer mi? Bırak sevdiğin kişi, kimle mutlu olacağına inanıyorsa mutlu olsun. sende mutlu olacağın başkasını bul… Hayatına yeniden kaldığı yerden başla. İnsanların aşkı bakidir diye de güvenme. Baki olan tek aşk, ilahidir.
”Ey iman edenler, Yahudi ve Hıristiyanları dostlar (veliler) edinmeyin; onlar birbirlerinin dostudurlar. Sizden onları kim dost edinirse, kuşkusuz onlardandır. Şüphesiz Allah, zalimler topluluğuna hidayet vermez.” Maide, 51
Biz İslam dinine inanandan başka insanları dost edinirsek, eroin alarak/satarak, alkol-sigara içip/satarak… Bu gibi alışkanlıkları adet edinerek mutlu olmanın yolunu arar ve sonumuz hüsran olur. Bir tuvalet köşesinde ölmüş bulurlar, siroz ve kanser hastalığı ile can verdiklerine şahit olurlar. Acıyı unutmanın, sınavı geçmenin en ucuz yolu Kur’an öğütlerini dinlemek, harama gitmemek… Gittiysek tövbe edip, bu alışkanlıklardan kurtulmanın yolunu aramak gerekir. İnsan ancak Kur’an öğütleriyle yaşadığı zaman mutlu olur. Biz haramı, haram edileni red etmenin kendimizin hayrına olduğunu kabul edelim. Allah bizim düşmanımız değil, aksine bizim mutlu yaşamamızı istiyor ve öğüt veriyor. Yahudilerin ve Hristiyanların yaşam kültürüne özenmeyin, dansını, müziğini, yemek kültürünü, içkisini, uyuşturucusu, kumarını, piyangosunu… Hayat felsefesi olarak benimsemeyin. Yaşamınızda Allah’ı unutturan ne varsa uzak durmaya gayret edin. Biz onlara değil, onların bize benzemesini gayret edelim. Bu zalimler Müslüman’a dost gibi görünürler ancak zayıf anımızı gördüklerinde ise bizi mahvetmek için ellerinden geleni yaparlar. Bunu Bosna halkına yapılan kıyımda görmedik mi?
Allah zalimlerden intikam alır, Kaddafi, Şah Pehlevi, Saddam Hüseyin… Müslüman halka zulmü eden liderlerdi… Allah onlardan intikamını yine zalimlerle almıştır. O zalimlerde günlerini mutlaka göreceklerdir. Bunu görür müyüz, o günleri yaşar mıyız bilmiyorum. Ancak, Kur’ana göre bu olacak inşallah. Kim İslam dünyasının başına geçiyorsa, gücünü Kur’anın adaletiyle kullanmalıdır. Kimseye zulmetmemelidir. Eğer böyle yapmıyorsa, o güç elinden alınır da.
Kişi ister zengin olsun, ister fakir, ister şöhreti sahibi ister kenar mahalleden birisi, sınavları aynıdır. İnsan hep sınanmaktadır. Hayat kimseye güllük gülistanlık ve garanti değildir. Bu Korana günleri, dünyayı ne hale getirdi gördük. Bu acizliğimiz herkes tarafından yaşanıldı ve görüldü… Paraya para demeyen futbolcular ve onların kulüplerin ayakta kalmaları için zoraki bir şekilde ligler oynansın diye dünya ayağa kalktı adeta… Kmse konser veremiyor ve dolayısıyla kazanç kapısı kapandı. Kimse film çeviremiyor. Yaşam durdu adeta. Aklı selim insanlar bu gerçeklerin nedenlerini iyice düşünerek, en doğruyu yaşamaya tekrar başlamalılar. Öyle ince iplikteyiz ki, bir adım atıp o ipliği koparırsak dönüşü olmayan sınava uçacağız… Düşünmeliyiz, yeniden, yeniden!
Saffet Kuramaz
YORUMLAR
Düşünmekten ötesi de var:
Elbette hayatımızı biçimlendirmek.
Yanlışların meali ise doğruyu işaretlerke bize örnek teşkil eden ve ders niteliğinde.
Ne yorgunuz ne umutsuz.
Ne açız ne de tok.
Zira orta yolu bulmalıyız.
Muhteşem dinimizin esintisi ve ön görüsü elbette hayatı yaşanır kılan ve payımıza düşen nicesi...
Ne çok eskiğimiz var ne çok yanlışımız.
Yeter ki izzeti nefsimizle yaşamanın yolunu bulalım ve o da:
Değerlerimizi saklı tutmak değersizden dahi ders çıkarmak ve ön yargısız yaşarken gardımızı da almak.
Bizi bize sunan elbette iç sesin yoğunluğuna eşlik eden dış sesin de hezeyan yüklediğinde salim kafayla düşünüp yol almak yoldan çıkmamak...
Var olun ağabeyim.
Sorgulamalara vesile idi güzel yazınız.
Selam ve dua ile.
Ve yeniden mübarek olsun bayramınız.
saf şiir
“ Biz İslam dinine inanandan başka insanları dost edinirsek, eroin alarak/satarak, alkol-sigara içip/satarak… Bu gibi alışkanlıkları adet edinerek mutlu olmanın yolunu arar ve sonumuz hüsran olur. Bir tuvalet köşesinde ölmüş bulurlar, siroz ve kanser hastalığı ile can verdiklerine şahit olurlar.“ müthiş tespit! Neyse ki size zeval gelmeden dönmüşsünüz Japonya’dan.
Almayalım tabi yaşam tarzlarını filan örnek. Zaten onlar bizi kıskanıyor. Ahlak bizde, kültür bizde, doğruluk bizde, eğitim sistemi bizde, yaşam kalitesi bizde...
Reji, ver mehteri!:)
Ha bu arada, hadi yine iyisiniz; işe başladım:)
Saygılar, iyi bayramlar...