Kemalle bir gece nöbeti

• 24 Mayıs 2020 Pazar 02:47:07

Kemalle bir gece nöbeti

19 gün kalmıştı terhis olmaya
Durmadan değişen nöbetler yemekhane, bulaşıkhane ve hizmet görevleri derken zamanın nasıl geçtiğini unutturuyor insana.
Hiç biter mi bu askerlik diye sesler duymaya alışığım ama ömür bitiyor askerlik mi bitmez hem sayılı günler çabuk geçer değil mi?
Herkes kendi şafağını cebinde taşıyor herkes kendi hasretini yüreğinde çekiyor
şimdi Milliyetçi duyguları ile ayak bastığı bu peygamber ocağına uzaktan görüneceği o köprüyü hayal etmektedir. Askeri terminolojide köprü mevzusu bir espiridir üst devreler Yeni gelen tertiplere sorar şu uzaktaki köprüyü görüyor musunuz? Genelde cevap hayır göremiyorum o çekingen ve masum bir tavırlarıyla.
tabi ki üst devrenin verdiği tepki de manidar ulan daha ben göremiyorum sen nasıl göreceksin. Daha sıçtığın nizamiye kapısına varmamış bir de yorum mu yapıyorsun.

şikayetçi olanları görünce de halime şükrediyorum biraz da utanıyorum . Biraz utandıktan sonra dedemi hatırladım. Dedem anlatırdı bir yıl boyunca yırtık ayakkabı ile idare ettim dört sene askerlik yapmış ve bir defa bile karnım duymadı o yıllarda karne ile şefkat dağıtırmış vesselam.
Tabi ki bu vatan borcu kime hangi hizmet emredilirse seve seve yapıyoruz. Yapmalıyız. Ara da pürüzler de çıkıyor iş beğenmeyen sürekli mevcut durumundan şikayet edenler vs

Askerlik denilince memlekette neredeyse her erkeğin bir anısı debelleşir hatta bazıları askerlik süresinden daha çok anılarını anlattığı oluyor hiçbir stand up bu kadar güzel anlatamaz desem inanın. herkes kendi hikâyesinin baş kahramanı.
Tabi merak ediyordum askerlikten biz ne stand up’lar öğreneceğiz askerlik görevi boyunca nelerle karşılaşacağız.
Tabi aman kimseye karışma aman dikkat et yavrum diyen bir anneniz varsa "emredin komutanım emredersiniz komutanım" sözcüklerini yalayıp yutuyorsunuz. Çünkü bir insanın ilk vatanı annesidir ondan uzağı gurbettir. daha doğrusu ömür boyu mültecidir vatansız/annesiz kalanlar
Siz hiç bir ülkede iki defa gurbette kaldınız mı?

Şöyle etrafa bakıyorum kocaman kocaman çam ağaçları insanın ruhunu güzelleştiriyor derin derin bir nefes alıp düşünüyorum şüphesiz ki askeriyenin en büyük ihtilali bu ağaçlardır diyorum kendi kendime bir devrin aslanları ancak bu kadar şanlı idi dedirtiyor. Ağaçlarla konuşmayı deniyorum anlat diyorum hangi şehidin izini yaşıyorsun köklerinde
haydi bana 1. Dünya harbini anlat
bana Mustafa Kemal’i anlatın.
Sonra bütün ağaçlar kederlenip suspus olurlar. Daha fazla ısrar etmiyorum.

Kantine bir çay almak için uzaklaşıyorum arkadaşlara doğru çayımı yudumlayarak herkes birşeyler konuşuyor ben ilerledikçe kalabalık artmaya başlıyor
Samsunlu bir devrem var hep haklı çıkmaktan yorulmuş gibi yüzünde bir zafer gülümsemesi 361. Kısa devrelerden ismi Kemal diye telaffuz ediliyor ne zaman selam versem sürekli ekonomiden(dolar,milli servet , Reza Zarrab ,iyi parti vs) siyasetten konuşuyor
Tabi susmak güzel bir şey kimseye karışmama hiçbir konuda tartışmama duygularını bastırma
Gerçi Reza Zarrab’ın şahsı hakkında bildiğim tek şey Ebru Gündeş ile bir ilişkisinin olduğudur onu da yanlış biliyor olabilirim
Tabi adam da iddialı konuşuyor rakam vererek Reza Zarrab’ın şu kadar milyon doların yurt dışından Türkiye’ye getirerek ekonomiye can verdiğini söylüyor bu adam bu ülke için bir veli nimet ve ekliyor iyi parti iktidara gelecek bak göreceksin. Amerika bu adamı/Zarrab yok ederek/hapsederek dolar 10 liraya da ulaşır. ekonominin şah damarları kesilir. Neredeyse Reza Zarrab’a dua okuyacağım o kadar da etkili bir üslupla konuşuyor. Sanki köylü milletin efendisi değildi üretim kalkınma hepsi kafamdan silindi.
Tabi kendimi donanımsız da hissetmedim değil neyse sonra ben ekonomist değilim sıradan yurttaşım diye kendimi avutuyorum
Sonra bir ses gelir herkes içtimaya
Kortej şeklinde ard arda toplandık ve herkese bir sayı düşüyor ben de 17 diye bağırdım
Bir iki askeri hareketten sonra istirahata çekildik.
Nöbet listesine bakayım diye adımlıyorum koridoru nöbet listesi bir askeri darbe gibi indi yüzüme baktım samsunlu ile 11:00-13:00 nöbeti
Ulan dedim bu adamla ne yapacağım
Neyse inşallah bildiğim yerden sohbet açılır diye dua ettim durdum. Oysaki bu adamın karşısında Hiç şey bilmediğimi unutmuştum öyle bir zamandayız ki herkes haklı herkes kendi bildiğini doğrulamak için çabalıyor.
Saat 8.30 gibi yatağa geçtim ve 10:30’e kadar uyku tutmadı. Sanki bir zaman tünelinin içinde zamansızlığa kulak veriyorum
Zaten uyku mu gelir Kemalle bir gece nöbetimiz var onun akıbetini düşünüyorum
Hemen yataktan kalkıp askeri elbiselerimi giyiyorum Kemal’i de uyandırayım diye düşündüm ama koğuş nöbetçisi başında dikilmişti bile ve on dakika sonra da garaja doğru yola çıkıyoruz
Ben adımlarımı sayıyorum 745. Adımı sayaktım ki Kemal kardeşim sessizliğini bozarak gecenin karanlığını dağıttı
Sen Şırnaklıydın değil mi
Evet Kemal abi Şırnaklıyım
Yine sessizliğe isyan eder gibi
-yüzbaşı sana Şırnak spor diyor deyip ortaya pis pis bir sırıtma bıraktı
Ve ekliyor bu sırıtmanın üstüne
-"Bu çözüm süreci ne kadar saçma bir şey
Resmen Kürtleri yasal olarak muhatap aldılar bu ekonomiye çok büyük bir darbedir. Şırnaklı siz Kürtler ne istiyorsunuz ?
Kemal abi bu konuları konuşmak istemiyorum
Büyüklerimiz gerekli açıklamaları yapıyorlar.
Bak siz Kürtler ne istediğinizi bilmiyorsunuz
Kendinizi geliştirmiyorsunuz konuşmasını bile becermiyorsunuz
Anadilde eğitim diyorsunuz bu mümkün mü
Uydurma bir dilin eğitimi mi olur Farsça’dan Arapça’dan bir kaç kelime çalışmışlar...
Bir devlette iki dil olur mu.?
Size Kürdistan’ı kurdurur muyuz ancak hayal edin sizi hayalinizle gömeriz
Neymiş uydurma dil olan Kürtçe anadil
Bu katiyen devleti böler
Yahu TRT6(trtşeş) var neyinize yetmiyor
Şimdi size bu uydurma dilden seçmeli ders verecek hükümet
Seçmeli yetmez bu uydurma dilden zorunlu ders olarak isteyeceksiniz
Bu uydurma dilden Anadilde eğitim hakkı vereceğiz bu defa da üniversitelerde akademik dil olarak açılmasını isteyeceksiniz

-kemal kardeşim kardeş iki halktan bahsettiğine emin misin?
biz kardeş değil miyiz kardeşler arasında bu kadar ayrımcılık/ırkçılık olur mu?
Hani atalarımız ne demiş bir dil bilen bir insan iki dil bilen iki insan söz konusu dil Kürtçe olunca niye bir yerinize batıyor
Sürekli o meşhur sözünüz cevapsız kalıyor
Neymiş efendim siz Kürtler ne istiyorsunuz.?
Peki siz Kürtlerden ne istiyorsunuz.?

20 milyon nüfuslu bir halkın kaderi bir Kemal’in dudakları arasında yazık günah değil mi.?
Tabi benim ağzımdan bir sözcük bile çıkmadı
Çam ağaçlarına bir kader arkadaşı daha ekleyip suspus kalmıştım

Kemal kardeşim de içimdekileri duymadı
İçimdekileri susturdum ki yarın Allah’ın karşısına çıkacağım zaman öfkem tükenmesin/dinmesin.
Bana ayrımcılık yapanları yüce Allah’a havale ediyorum ve asla da hakkımı helal etmiyorum.

Hürmetle