YABANCILAR GELMİŞ, TOPLAMIŞ GİTMİŞ.!
YABANCILAR GELMİŞ, TOPLAMIŞ GİTMİŞ.!
İşten çıkarılıp işsiz kalan 2 ayrı kişi, farklı zamanlarda ziyaretime gelip: “Hocam ne iş yapacağız?” dediler. Ben de: “Köylerinize gidin çiftçilik, hayvancılık yapın, baykuşların tünediği viranelere döndürdüğünüz köylerinizi şenlendirin, köklerinize tutunun ve vatanınızı yeniden fethedin, sıfırdan Türk milleti olun” dedim. Biri Kütahyalı, diğeri Niğdeli idi. Birbirlerini tanımazlar. Her ikisinin verdiği cevap aynıydı: “Hocan bizim oralarda köylerde toprakları yabancı birileri gelip toplamış gitmiş.”
Basından da buna benzer haberler okuyoruz. Bir milletvekili yaptığı basın toplantısında şöyle dedi: ”Iğdır Ovasının tamamını İsrailliler aldı. Harran Ovasının yarıdan fazlasını İsrailliler satın aldı. Türkiye’deki ekili alanlarımızın önemli bir bölümünü İsrailliler satın alıyor. Ya kendileri ya da buradaki ortak firmaları.”
Bu durum gösteriyor ki son yıllarda Türkiye’nin her yerinde planlanmış bir proje kapsamında topraklar yabancı birileri tarafından toplanıyor, yok pahasına satın alınıyor. Yani Türk’ün altından toprağı çekiliyor, Türkiye, yani vatan el değiştiriyor, Türkiye hızla Türksüzleştiriliyor. Türk, kendi vatanında yabancılaştırılıyor, marabalaştırılıyor.
Kabahatin büyüğü Türklerde. Aşağı yukarı 1950’li yıllardan itibaren Türk köylüleri işi olan da olmayan da şehirlere yığıldı. Köylerini boşalttılar. Şu anda Anadolu köylerinin pek çoğu virane halindedir ve oralarda yaşayan kimse yok.
Çok kısa bir zaman sonra olacaklar şunlar: Türkiye’nin her yerinden toprakları toplayan bu yabancılar, toprağın ve toprak ürünlerinin sahibi ve patronu olacak. Ürünün, işlemesinin ve pazarının tek belirleyeni olacak. Tekelleşip tek elden fiyat belirlemede tek karar sahibi olacaklar. Toprağını yok pahasına satan köylüler de onların amelesi olacak ve ürün piyasası bu yabancılar tarafından belirlenecek. Türkler, kendi vatanında yabancı haline gelecek.
“Türkiye Türklerindir” lafı, sadece Hürriyet gazetesinin logosunun kenarında kalacak. Sonra biri çıkacak ve Kenya kurucu devlet başkanı Jomo Kenyatto’nun şu lafını tekrarlayacak: “Batılılar geldiklerinde ellerinde İncil, bizim elimizde topraklarımız vardı. Bize, gözlerimizi kapayarak dua etmeyi öğrettiler. Gözümüzü açtığımızda, bizim elimizde İncil onların elinde topraklarımız vardı.”
Biz 1919-1922 yılları arasında Millî Mücadeleyi işgal edilmiş topraklarımızı kurtarmak için vermiştik. Savaştık ve işgalcileri kovduk. Ancak Atatürk’ün ölümünden sonraki süreçte kademe kademe ülkeyi her alanda yabancılara teslim ettik. Modern anlamda dolaylı yoldan ülkeyi işgal faaliyeti son yıllarda hızla arttı ve artık neredeyse elimizden çıktı.
Bu durumda ne yapılacak? Ya mevcut yönetim kadroları milliyetçi ve istiklalci bir ruh kazanacak ya da bu ruha sahip kadrolar işbaşına gelecek. Siyasi ve ekonomik anlamda yeniden bir Millî Mücadele başlatılacak. Atatürk’ün, kendi döneminde bütün yabancı şirketleri satın alıp millîleştirdiği gibi hızla topraklarımızı, üretim kaynaklarımızı, işleme ve pazarlama mekanizmamızı ve kurumlarımızı millîleştirme çalışmaları yoğunlaştırılacak. Ondan sonra boşaltılan Anadolu Türk köyleri tekrar doldurulup şenlendirilecek ve Türkler toprağına sahip çıkacak.
Türk milleti köylerde toprakla millet olmuştur. Tarih boyunca bizi şuurlu millet yapan topraktır, vatandır, köydür. Çünkü Türk’ün millî ve manevî değerleri, kimliği, kültürü, sanatı, örfü, âdeti, dini en saf ve hakiki manada köylerde yaşar. Köyleri elinden alınıp şehir hapishanelerine tıkılan Türkler, hızla millet olmaktan çıkar ve kolayca tasfiye olur gider. Büyükşehirler, milleti millet olmaktan çıkarır, illet haline getirir. Millî dokuyu ve kuvvetli millî sosyal yapıyı çözer ve bağımsız, bencil, salt kişisel menfaatleri etrafında bir hayat kuran, millî varlığı ve değerleri önemsemeyen kozmopolit, mankurt bireylerden oluşur. Gâvur bunu bildiği için çok akıllı bir proje yapmış ve Türk’ün elinden toprağını, fabrikasını, mağazasını, her şeyini almış. Şu anda Türk kendi vatanında vatansızdır, paryadır. Bir süre sonra kovulacak duruma gelecektir ve kendisine “defol git!” denilecektir. Tabii Türk’ün gidecek bir yeri de yoktur.
Türk, akılsızlığının ceremesini bir kez daha çekmekle yüz yüzedir. Allah Türk’ün yardımcısı filan olmasın, ne hali varsa görsün..!! NOGAYTÜRK
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.