- 414 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
CÜMLE KURMAK
Hangi yaşta olursak olalım, tamamlanmamış cümlelerimiz vardır der Füruğ. Evet o genç yaşta söyleyemediklerini ardında bırakarak , iz bırakarak gitti. ’’Budur benim payıma düşen .’’ derken içli bir dokunuşla bize dokunarak, tılsımlı bir biçimde temas etti dokundu ve gitti.
Aslında her ’’insan tek’’i içinde böyle değil midir ? Bizden öncekilerin atalarımızın anamızın babamızın tamamlayamadığı yarım bıraktığı kurguları tahayyülleri tamamlamak üzere koyulmuyor muyuz işe ? O heyecanla ilmik ilmik dokumuyor muyuz yazgımızı ? Ve sonra hayat yoruyor üzüyor kırıyor döküyor ve içten ahlar çektirerek benden bu kadara dercesine bizler de yarım bırakmıyor muyuz, ıskalamıyor muyuz hayatta bir çok şeyi ?
Kurduğumuz cümleler esrik, boğazımızda düğümleniyor anlama/anlamlandırma çabalarının verdiği ağır maliyet ve yorgunlukla bitmeyen cümlelerimizi yarına, yarınlarımıza, bizden sonrakilere, çocuklarımıza bizi anlayanlara bizi sevenlere değer verenlere kıymet bilenlere yorulmak isteyenlere bırakmıyor muyuz ?
Kalbi , kalbimize yakın olanlara yarım bıraktığımız cümleleri bırakıyoruz. Tanrı karşısında acz ve hiçliği terkimize alarak bitiremediği cümlelerin bilincinde olarak bende Füruğ gibi, hangi yaşta olursak olalım nerede hangi yaşta ölürsek ölelim tamamlanmamış cümlelerimizin var olduğunu hesaba katarak tamamlanma gayretiyle güzel cümlelere yelken açıyorum.
Nİhat DAĞLI’nın dediği gibi ’’Keşke bulsam beni, artık acının önünde diz çökmemeyi öğretiyorum sancıma. ’’
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.