4
Yorum
2
Beğeni
0,0
Puan
632
Okunma
Kulak kabartın dinleyin biraz da olsa beni:
Tanrı oku dediği halde okumadıysanız. Ben dinle desem de dinlemezsiniz. Varın Hallacın asıldığı cehalet ağacına asın fikirlerimi. İşiniz bitince de yobazlığınızın ateşiyle yakın. Sonrasında nehrin sularında yıkarsınız küllerimi. Namusumu, idam sehpasına mahkum kılan zihniyetin en fazla yüzyıllık hükmü var. Diğer yüzyılda tadacaksınız sizlerde kafirliği. Anılacak hepinizin alnınızda nasır tutmuş cahilliği. Kınayan gözlerle bakıyorsanız kadın olmam sebebi, iffetimi pazara döküyorsanız kadın olmam sebebi. Bir erkek girse de on kadının koynuna kirletmez ismini. Ama kadınsa tek bir erkeğin kollarında kaybedebilir iffetini. Evet, evet bıraktınız kız çocuğu olunca toprağa gömmeyi. Ama Utancınız yaşıyor ve oraya, beyninizin örümcek ağlarıyla örtülü zihinlerinizle yaftalayarak devam ettiriyorsunuz bu adeti. Sizler, para kazanmak için her türlü hileyi yaparken, yetimin hakkını paylaşırken, yalanla halkı kandırırken, adaletin terazisini bozarken kaybetmediyseniz, kahkaha atıyor diye kaybetmez insan namusunu. Gün ışığında yadırgadığınız güzeli, gece olup evlerinize çekilince ’’keşke tek bir sefer onunla olabilseydim’’ diye ah çekiyorsanız, karanlıkta gizliyorsunuz demektir sapıklığınızı, edepsizliğinizi.
Masallarınızda bile hep kurtarılan kadınlar, kurtaranlar ise erkekler. Kadınların yoksulluğu erkeklerin ise beyaz atları var. Halbuki yüzünden tanımayacak kadar salak, acımadan saçlarına tutunacak kadar kabalar. O yüzden yakınmayın paralı erkeklere gidiyor diye güzel kadınlar. Yada bu masallarınızı yakın, anlatın çocuklarınıza daha okunası masallar. Ejderhayı birlikte öldüren, beyaz atları beklemeyen prensesler anlatın. Pamuk prensesi uyandırmaya yetmezken 7 cüce, yetiyor tek bir erkek gelirse beyaz atı ile. Çünkü birileri alabiliyor para kokusunu uyurken bile.
-Mustafa Onur Orhan-