Kahır Ççiçekleri
KAHIR ÇİÇEKLERİ
Küllerin arasındasın, yanık kokusundan başka bir şey yok üzerinde, kurumuş onlarca dala bakıp yeşillenmek istiyorsun; hayat karşı çıkıyor.
Sıralandığında sahip olmak için can attıkların, sana göz kırpanların sayısı bir veya ikiyi ancak bulur. Diğer onlarca dilek, öylece savrulup gidecek rüzgarla ve sen ardından aynı buğulu gözlerle bakacaksın.
Şehir eşkıyalarına kaptırdın kaydıraklarını, paralarıyla konuşunca iki ayaklı bedenler, susuverdin, elde avuçtakiyle birkaç kelamlık canın kaldı.
Dibine kadar yemek isteyince “nimettir mundar olmasın “diye elindekiler, karşıdan gülüp geçenleri gördün, aleniydi her şey.
Sen makosenlerini çıkarıp çarıklarını giydiğinde, dünya çarıklarını çıkarıp makosenlerini giydi, önce adımladılar umut tarlasını, sonra bir uçtan diğerine koşup durdular bütün fidanları ezip.
Soyun tükenmek üzere, şimdi sıçrayıp derin uykularından baş kaldırmazsan, birkaç yıla kalmaz koruma altına alınacaksın. Sonra tecrit edilmiş bir hayvan gibi doyasıya uzanıp kıvrıldığın bu dünya, görüş saatlerinde seni izlemeye gelecek, sen, “ben burada ne arıyorum” bile diyemeyeceksin, gözlerinden yansıyan acı ve pişmanlık için çok geç kaldığını bilecek usun, ve zamanla alışacaksın.
Bilir misin, alışmak nasıl bir şeydir senden bile olmayanları?
Bir dünya yaratmayı seçmişken kendine, dünyayı kendi ellerinle yıkıp sonra seyretmek ardında kalanlarını...
İnsan: Güdümlü bomba.
Zeka pırıltılarıyla dolu çelik gibi yüzler, var oluşun büyük hazzıyla yetinmeyip yeni var oluşları hedef seçen karmaşık bir zihin...
Sepetine doydurduğu elmaları, çürüdükçe yenileriyle değiştiren ve eskilerinden tek celsede kurtulan bir canlı. Yaşadığını hissetmek için diğer yaşamları ezip geçiveren koca bir tır...
Umarsız, başıbozuk, kuralları ateşe verdikçe gülümseyen bir yüz... Çehresini kaybedip başka yüzlere benzediğini fark edemeyen ya da bunu umursamayan bir bakış...
Kahır çiçekleriyle dolu bahçesinde bile, ruhunda besleyip büyüttüğü kardelenleri bir hiç uğruna harcayabilen, kendini de en az başkaları kadar boş verebilen bir anıt.
En önemli günlerinde başına gidip çelenk koyabileceğiniz kadar anlam dolu ve hiç anlayamayacağınız kadar karmaşık bir zihin...
Ve sadece umut etmeyi lüks sayar insan; umut etmekten yüksünene dek!
Talan Ayşe Kanca
YORUMLAR
siz bence süpersiniz sizin yazılarınızı sabırsızlıkla bekliyorm...bu arada tam şair ismi sizin isminiz
TALAN AYŞE KANCA.....