- 367 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
SINIFTA SİYASET YAPMAK
İki arkadaş birlikte geziyorlarmış. Biri havadaki bulutlara bakıp sanıyorum, yağmur yağacak, demiş. Değerinin canı sıkılmış, asık suratla dönüp, sen bana ördek dedin demiş. Tabii arkadaşı hayretler içinde kalmış. Arkadaşım nereden çıkartın, ben sana ördek demedim, demiş. Diğeri ördek dediğinde ısrar ediyormuş. Sonunda suçlanan adaman demiş ki, söyle bakalım nasıl ördek dedim ben sana ? Adam, yağmur yağınca ne olur, demiş. diğeri, her yer ıslanır. Devam etmiş iddia sahibi, biraz daha yağınca? Sel olur demiş diğeri. Peki demiş adam sel bir yerde toplanır mı? Evet demiş diğeri. Toplanan su göl olur yani. Adam dayanamamış, uzatma be adam tamam göl olur. Peki gölde ne yüzer demiş adam. Gayrı ihtiyari ördeeek, demiş. İşte o zaman adam feryat feryat bağırmış, ha işte sen yağmur yağacak derken bana ördek demek istedi, ben anladıııım, demiş.
Buluttan nem kapmak deyiminin bu kıssa ile ilgisi var mı bilmem ama çok anlayışlı olduklarını, feraset sahibi olduklarını söyleyenlerin birçoğu böyle dostlar. Açık, net şekilde söylediğinizi anlamamakta ısrar ederken, hiç aklınızdan geçmeyen şey ile suçlayıverirler adamı.
Mesleğim öğretmenlik olduğu için ve özellikle de birçok konuyu anlatırken bu tip arızaları alışık olduğumdan konunun başında arızaları bilir ve uyarırım gençleri. Yine de anlattığım şeyi dinlemez, uyarılarımı anlamaz ve anlatımımın bir yerinden girer aynı arızayı yaptırıverirler. Bunu yapan sadece öğrenciler sanmayın, koca koca adamlar bile ne söylediğinizi tam anlamadan, dinlemeden dalıverir lafın ortasına.
Geçen yıllarda Türkçemizin içinde bulunduğu vahim durumla ilgili bir teklif aklıma geldi. Sırf dikkat çekmek ve gündem oluşturmak amacıyla özellikle İngilizceden dilimize giren ve gramer özelliğini bozmayan kelimelerle ilgili, eğer İngilizcedeki gibi yazmaya devam ederlerse biz de yazdıkları gibi okuyalım, diye bir teklif yaptım facebook’da. Yani cafe yazmışsa Türkiyedeki bir tabelaya, biz de kafe değil “cafe” diye okuyalım, show yazılmışsa, kasten “sıhov” şeklinde okuyalım, dedim.
Meslektaşlarımın yoğun olarak bulunduğu sayfada bana yabancı kelimelerin okunma kurallarını kitaplardan bulup yazanlar gördüm. Ben yazım kuralı bilmiyormuşum olarak algıladılar. Ne yapayım, ben çocuklardan şikayet ederken yazının tümünü okuma ve anlamaya çalışma zahmetine katlanmayan meslektaşlarımın anlayışsızlıklarına üzüldüm.
Şimdi siyaset yapmaya gelelim.
Öğretmen arkadaşlar arasında bir anket yapmak isterdim bu konuda. Sınıfta siyaset yapmak ne demektir diye. Öğretmenliğimin ilk yıllarında öğrenmiştim bu tanımı: ders anlatırken bir patinin lehinde veya aleyhinde konuşamaz öğretmen. Bunu açıkça isim vererek yapamayacağı gibi, ima ile de yapamaz.
Peki öğretmen ne yapar? Ülkede, çevresinde gördüğü bir aksaklığı, kötü bir davranışı dile getirebilir mi? Elbette, getirebilir yetmiyor, dile getirmelidir. Ancak bir insanı hedef alarak değil, davranışı güdeme getirerek. Siz söylemeseniz de açıkgözlü çocuklar bahsettiğiniz şeyle ilgili olarak çıkarımlar yapım, sizin kimden söz ettiğinizi, bahsedilen şeyin hangi görüşü temsil ettiğini anlar mı? Olabilir, ama sizin gayeniz bu olmamalıdır. Başta da anlattığım gibi birileri sizin anlattıklarınızdan, bırakın anlatmayı giyiminizden, sözcüklerinizden de bir şeyler çıkartabilir. Bu ihtimal var diye susamazsınız, susmamalısınız.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.