- 720 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Korona'nın Bize Öğrettikleri
Aylardır zengin fakir ayrımı yapmadan herkesi önünde el pençe divan durduran bir hastalık korona. Gözle görülemeyecek kadar küçük ama milyonlarca insana zarar verecek kadar da acımasız, etkili. Öyle ki can kayıpları bunun en büyük kanıtı olsa gerek. Ülkelerin ekonomik zararlarını hiç saymıyorum bile.
Tamamen ne zaman ortadan kalkacağı henüz belli değil. Her şeye hükmettiğimizi düşündüğümüz bizlere kök söktüren bu salgınla ilgili net bir ilaç vs. ne yazık ki yok. Tek yapabildiğimiz sosyal mesafeyi sağlamak, kişisel temizliğe önem vermek. Bunlar şimdilik yapabildiklerimiz. Sonrasında zaman neyi gösterir bilemeyiz. Hiçbir zaman karamsar olmamakta fayda vardır. Ülkemizde ve dünyada bununla çalışmalar son sürat yapılıyor. Aşısının geliştirilip insanlığın faydasına sunulması bekleniyor. Tabi daha önce de dediğimiz gibi kesinleşmiş bir şey yok ortada.
Bu konuda ehil olan kişiler de kurallara uyalım, yayılımını kontrol altına alalım ve can kayıplarını en az seviyeye çekilmesi noktasında haklı olarak sık sık uyarıyorlar bizleri. Bu uyarılara ne kadar uyduğumuz tartışılır doğrusu. AVM ve benzeri yerlerin normalleşme adı altında açılması salgın bitti demek değil elbette. Bazı şeyleri ya yanlış anlıyoruz ya da anlamak istediğimiz gibi anlıyoruz. Metrelerce kuyruğa girip üstelik tedbir, kural önemsemeden alışveriş yapmak da nedir ya? Aylardır evlere tıkılıp kalmamızın meyvelerini bir anda mahvetmeye kimin hakkı var? Ya önce sorarım size, kıyafetsiz misiniz, hadi gittiniz diyelim ne diye her şey güllük gülistanlık gibi hareket ediyorsunuz? Kusura bakmayın ama, artık hiçbir şey eskisi değil. Acı ama uzunca bir süre daha eskisi gibi olmayacak.
Kurallar değişti. Oyunu kuran ve yönlendiren artık bizler değiliz. Bu durumda bizim yaşantımızı, önceliklerimizi tekrar tekrar gözden geçirmemiz gerekecek. A’dan Z’ye her şey dahil buna ne yazık ki. Tabi her şeye olumsuz tarafından bakmamak lazım. Bize kazandırdığı, öğrettiği güzel şeyler de var. Mesela bizler artık daha çok evlerimizde vakit geçiriyoruz. Aile bireyleri, çoluk çocuk arasında etkileşim daha arttı. İnsanlar kadir kıymet bilmeye başladılar. Para, pul, hırslar değil de bugün eve nasıl ekmek götürürüm, sağlığımı nasıl korurum telaşı sardı hepimizi. Temizliğimize çok ama çok önem vermeye başladık. Dünya üzerinde kurduğumuz hükümdarlığın çok da kudretli olmadığını gördük mesela. Bizim acizliğimizin ayan beyan ortada olduğunu gördük; sürekli kazanma, hırs, iş, çalışma gibi kavramlar yerine paylaşma, sevgi, yardımseverlik gibi kavramların değerini gerçekten anladık.
Tüm bunları bizlere korona sayesinde öğrendik. Üstelik bu süre zarfında daha az katliamlar gerçekleştirdik, daha az çocuk öldü, daha az masum öldü. Kavgalar, savaşlar az da olsa duraksadı. En önemlisi pek çoğumuz doğaya, toprağa yöneldik. Ne kadar kıymetli olduğunu bir kez daha şahit olduk. Hayvanlar, bitkiler vs. biraz rahat nefes aldılar. Onlara zarar veren cani insanoğlunun derdi başından aşkın şimdilerde. Ve en önemlisi insan: Yaratıcısını hatırladı, ölümün çok yakınında olduğunu gördü. Bu da insanların sevdiklerine daha sıkı sarılmalarına ve onların değerini kaybetmeden bilmeleri gerektiğini öğretti. Sonuç olarak bu korona bize elbette çok zarar verdi. Ama kendimizi yenilememiz açısından yadsınamaz. Gönül isterdi ki hiç olmasın. Maalesef oldu, fakat bu hastalık kalıcı değil. Elbet bir gün son bulacak. Bunu düşünerekten hareket edelim, adeta küllerimizden yeniden doğacakmışçasına dimdik ayakta kalalım. Şartlar ne olursa olsun umutlu olalım. Umut, bizi hayata bağlayacaktır. Kalın sağlıcakla.
Necati DİLEK
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.