Adaletten, haktan, hukuktan anlamak için avukat olmak gerekmiyor. Elbette hukukun inceliklerini bilmek, hakkın yerini bulmasını sağlamak için bu işin detaylarını bilmek şart. Bir ülkede kanunların olması, mahkemelerin olması, hakimlerin, savcıların, avukatların olması elbette çok önemli ve şart da. Ama günlük yaşantımızda öyle ince haklar var ki ancak ferasetle anlaşılabiliyor ve o feraset de bir Müslüman’da olması gereken bir özellik.
Bir arkadaşınız, siz göre göre tanımadığınız birine sataşıyor ve adamı dövüyor. En yakında ve şahit olarak arkadaşınızın aleyhine ifade verir misiniz?
Kardeşinizin bir marketten bir şeyler çaldığını görseniz aleyhine şahitlik yapıp ceza almasına sebep olabilir misiniz? Yoksa, market sahibi kardeşinizi suçlarken kardeşinizin market sahibine karşı iftara suçlamasına destek mi verirsiniz?
Çok zengin birinin işlediği suça şahit olsanız ve suçu işleyen kişi sizi tehdit etse ve hatta size maddi çıkar sağlasa yine de hak, hukuk diyebilir misiniz?
Sizin tarafı olduğunuz partinin belediye başkan adayı bir yolsuzluk yapsa ve siz de bunu bilseniz en azından kendi adınıza o kişiye oy vermemeyi tercih edebilir misiniz?
Çok yakın arkadaşın okulda cam kırsa ve bunu üstlenmeyip bir başkasının üzerine kalmasına göz yumsa, siz itiraz edip camı kimin kırdığını söyleyebilir misiniz?
Taraftarı olduğunuz takımın oyuncusu bal gibi kasıtlı hareket yaptığı için ona ceza veren hakemi haklı bulabiliyor musunuz?
Eşiniz bir komşu kadın sevmediği için iftira atsa, hayır eşim yalan söylüyor, iftira ediyor, diyebilir misiniz?
Eğer bunları yapamıyor ve haksız olduğu halde yakınınızı koruyorsanız, yaptığınız şeye siz bir kılıf bulsanız bile Allah katında en büyük günahlardan birini işlemişsiniz demektir.
Evet doğru söylediğinizde yakınınızla aranız açılabilir, evet çok sevdiğiniz birinden yabancı biri için uzak kalabilirsiniz. Ama en azından vicdanınız rahat olur, en azından Allah katında hesap vermek zorunda kalmazsınız, bir de hakkı savunduğunuz için sevap kazanırsınız. Zaten bir haksızlığı savunan ve sizden de bunu isteyen biriyle arkadaş olmayın, öyle biri de hayatınızda olmasın. Bir arkadaştan, sözüm ona bir dosttan oldum diye üzülmeyin, bugün kayıp gibi gördüğünüz durum yarın böyle kaypak biri olmadığı için hayatınızda kazanıma dönecektir.
Yine yukarıda saydığım durumlarda hep yakınınızı koruyor ve bunu bir marifetmiş gibi anlatıyor, kendinizle gurur duyuyorsanız, işte o zaman vay ki vay halinize !