BELAGAT
Rasim Canbolat
Verilen bir konu ile ilgili konuşmanın ya da yazmanın ilkine öğretmen okulunda rastladım. Öğretmenimiz bir kompozisyon dersinde.”Rüzgâr konusunda bir yazı yazın” demişti. Kâğıda kaleme sarıldık. Harıl harıl yazarken öğretmenimiz, bir arkadaşa yol gösteriyordu.
Bayan öğretmenimizin yardım amaçlı örnekleri: “Rüzgâr konusunda ne yazılmaz ki Yener? Bahar mevsiminde çiçeklerin tozlaşmasına yardım ettiği, çamaşırları kuruttuğu, yelkenleri şişirdiği, yel değirmenlerini çalıştırdığı, hanımların eteklerini kaldırdığı gibi…” kulak misafiri olduğum bu örneklere çok şaşırmıştım. Okulumuzun adı Bolu Erkek İlk Öğretmen Okuluydu, ama yine de karma eğitim alıyorduk. Erkeklerin çoğunluğu yatılı, bazı erkekler ve kızların hepsi de gündüzlüydü.
Erkek egemen sınıfta bir hanım öğretmenin “Rüzgârın hanımların eteğini kaldırmasını örnek göstermesi” 1960’ın ilk yıllarında garibimize gitmişti.
Gazili yıllarımızda bir akşam etüdü öncesinde arkadaşlar arasında ayaküstü toplanılmış, verilen sözcüğün çağrıştırdıklarını konuşuyorlardı. Konuşmacıları alkışlıyorduk. Bir ara beni de iteklediler, meydana. “Toplum karşısında konuşamam diye direnirken itiş kakış, kendimi ortada buluverdim.
Sözcük ne idi? Ne konuştum şimdi hiç anımsamıyorum. Ancak alkışlar bitince elime bir kitap tutuşturdular. Sonradan baktım: “Belagat yarışmasının birincisi” yazıyordu. “İyi konuşma, sözle inandırma yeteneği” anlamındaki belagat sözcüğünü de ilk o gün duymuştum. “Eğer iyi konuşan ben isem dünya batmış, belagat sahiplerinin hepsi ölmüştür” diye geçirdim içimden.
Sözü yine Münevverin çok yorum alan objelerine getireceğim. Bu kez bordo- mavi renkli bir cep tarağı ile açtı oturumu. Bir katılımcının, “İyice bakarsan renkler sarı- lacivert çalıyor sanki” tespitini sevdim. Gerçi tarağın orijinal rengi bordo – maviydi ama taraftar gözüyle bakana pek âlâ sarı – lacivert, hatta “Gönül gözüyle bakana” siyah-beyaz, sarı kırmızı bile görünebilirdi.
Sözcüklerin insana neler çağrıştırdığını görmek için Sevgili Münevver’in paylaşımına yapılan yorumlamaları izlemeli diyorum. İzlemeli ki insan, şu kasvetli günlerde ruhen biraz ferahlasın. Ferahlanırken de kelime haznesi zenginleşsin…
İyi konuşmak ve inandırmak için kelime hazinen zengin olursa dinleyenlerin karşısında kendini daha rahat hissedersin.
Evden çıkamadığımız koronalı günlerde hoş ve faydalı bir eğlencedir, Münevver’in paylaşımları.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.