HAKİM DEVLET YERİNE HADİM DEVLET 


Yavuz Sultan Selim’in Hakim’le -Haremeyn değil Hadim ’ül- Haremeyn ikazı burada devreye giriyor. Bu tarihi ikaz bütün zaman ve mekanlaradır. Ve evvela kutsal belde olan Mekke ve Medine’ye yönelik bu ikaz aslında Hakkın aynası olan halka yönelik olmalıdır. 
O halk ki Yaratıcının sıfatlarının tecessüm mekanı, zübde’i- alem olan insandır. Şairin ‘Hoşça bak zatına kim zübde-i alemsin efendim/ Merdüd’i- Dide’yi- ekvan olan Ademsin sen’ dediği insandır ve hürmete layık olan en önemli yaratıktır. Ona hizmet Hakka hizmettir. Hakka hizmet ise ibadettir. İbadet: kulluk yaratılış nedenimizdir. 
İşte insana hizmeti hakka hizmet bilen bir medeniyetin sahibi bizler ne oldu nasıl oldu da halka eziyet ve zulme dönüşmüş bir despot yönetime layık görülmüş, hakim devlet yakıştırmasıyla zalim devlete dönüşmüştür. Hakim devlet zihniyeti Firavunların yönetimidir. Bu Firavunist yönetimler ilahi dinlerden uzaklaşan toplumların uğradıkları akıbettir. 
Hak ve hukukun değil de güçlünün ve kuvvetlinin hakim olduğu yönetimler adaletten uzak zulüm yönetimleridir ve insan tabiatına aykırıdır. İnsanı yaşat ki devlet yaşasın diyen Osman Gazi yerine Romanın kanunlarını, faşist, komünist ve dikta yönetimlerin tavrı gündeme gelir ki birkaç kişi ya da topluluğun keyfi iktidarları başlar ve geniş halk tabakaları tam bir mutsuzluk uçurumuna yuvarlanır. 
Tüm insanlık için tam bir cehennemi yaşamdır bu tür yönetimlerin uluslara yaşattığı hayat. Bu gün dünya üzerinde bir çok ulus uzun yıllar bu tür yönetimlerin cehenneminde yaşamaya mahkum edilmiştir. 
De Gualle’nin, General Franko’nun Mussuloni’nin, Hitler’in; Stalin’in, Troçki’nin, Kruşçev’in, Mao’nun ve haleflerinin, Saddam’ın, Kaddafi’nin, Nasır, Enver Sedat, Mübarek ve Sisi’nin, Baba, Oğul Esadların Çavuşesku’larına ve diğer çağdaş ve klasik Firavunların, Nemrutların idarelerinde yaşayan mazlum halkların çektikleri eziyet ve işkenceler ciltler dolusu kitaplara sığmaz. 
İşte hakim devlet zihniyetinin gerçek yüzü. Sebepsiz yere hapse atılan, işkencelere tabi tutulan, Kafka’nın Ceza Sömürgesindeki bin bir türlü işkence makinelerinde acı çeke çeke öldürülen insanlar. Bu mazlumların ahı göklere çıkmış, yeryüzü onların masum kanlarıyla sulanmıştır. Cengiz’in ve torunu Hülağü’nün zulümleri, Moğol istilalarının hikâyeleri hala anılmakta. 
Cahiliye devri Arap hakimlerinin kölelere yaptıklarına son veren İslam insanlığa hizmet etme anlayışını hakim kılmış, yepyeni hümanist bir yönetimin esaslarını vaz ederek ilk uygulamasını Yesrip denen Cahiliye kentinde yaparak orayı medeni bir şehir yönetimi, Medine İslam devletine dönüştürmüştür. 
Kâinatın Efendisinden sonra onun Cihar yar ı Güzin arkadaşları Dört Adil halifenin örneğini verdiği bu devlet anlayışı Emeviler ve Abbasiler döneminde bazı aksamalara uğradıysa da Gazneliler, Karahanlılar, Selçuklu ve Osmanlılar dönemlerinde uzun bir saadet asırları yaşatmıştır dünyaya. 
Ömer bin. Abdülaziz, Gazneli Sultan Mahmut, Karahanlı hükümdarı Abdülkerim Satuk Buğra han ve diğerleri tam bir adil devlet ve yönetim örnekleri vermişlerdir. Selçuklu ve Osmanlı hükümdarlarını tek tek saymayı fuzuli şiğal olarak görerek buraya almıyorum. 
Ahmet KEMAL

Ahmet Kemal