KUM SAATİ...
Bir kum saati duruyor masamın üzerinde... Çok güzel güzel bir şey... Ahşap bir korumanın içinde, iki cam fanus, kısacık bir boğumla bağlanmış birbirine... Mor kum tanecikleri bir yerlere yetişmenin telaşı içinde aktıkça akıyor... Zaman öylece somut bir şekilde duruyor karşımda... Ve karşı konulmaz bir çekim gücü beni de alıyor kum taneciklerinin arasına... "Hadi!" diyor, "sana kısacık bir süre veriyorum, git çocukluğuna ve şimdilerde değer verdiğin ne varsa kap gel bugüne!.."
Kafam karmakarışık binlerce kumun arasında ben, zavallı... Birden babam çıkıyor karşıma, o aydınlık, ışıltılı yüzüyle : "Sular çekildi, beni artık görebiliyor musun?" diyor ve sımsıkı sarılıp, usulca cebime harçlığımı koyuyor... Sonra annemin sesini duyuyorum, yüzünü de görüyorum; meraklı, kaygılı, beni seven yüzünü...
"Ah be güzel oğlum nerelerde kaldın?.."
"Burdayım işte anne" diyorum... "Gel seni de götüreyim, eşimi, oğlumu görürsün..."
"Ben gelemem" diyor, "Ama hep seninleyim bunu bil..."
Birden okul yolunda buluyorum kendimi, arkadaşlarım yanı başımda... Her kafadan bir ses çıkıyor, şarkılar, türküler, aşklar gırla gidiyor...Ama bir sitem var hepsinin bakışlarında; bizleri bugününe taşımadın diyen bir sitem...
Aniden o çıkıyor karşıma, narin, kırılgan yüzüyle, iri iri açmış gözlerini öylece bana bakıyor. En sevdiğim elbisesini giymiş yine... Yüreğim daralıyor... Uzun uzun konuşmalıyım onunla diyorum, ama zamanım kısa biliyorum. O da bunu anlamış gibi, telaşla bir kağıt parçası sıkıştırıyor avucuma... Eli elime değiyor, kahroluyorum... "Seni sevmiştim" diyor notunda...
"Kalmalıyım" burda diyorum..."kalmalıyım"... Zaman inatla "Hayır" diyor, "Gitmelisin"... "Ama daha gezeceğim çok yer, göreceğim çok kimse var" Önemli değil diye ısrar ediyor zaman..."Bak yukarıda kum tanecekleri azaldı, hem senin yanına aldıkların da yeterli... Bilmez misin ki bugünün de, geçmişinden bu kapıp geldiklerin üzerine kurulu"...
Kendimi aniden kum saatinin karşısında buluyorum...
Cemrelerin düşmesine daha çok mu var sevgili dostlar?... Önce hangisi nereye, ne zaman düşer hiç bilmiyorum...
Ama bildiğim bir şey var: Ben hayat yorgunuyum... Git başımdan "Hüzün" seni sevmiyorum...
YORUMLAR
karamsar biraz...düşündürücü,özlem yüklü...
belli ki; bugün, hüzne dönük yüzünüz. bu yüzden "siz"e bi tutam "izmir güneş"i yollamak istiyorum:kabul ediniz ve gülümseyiniz....