- 373 Okunma
- 3 Yorum
- 1 Beğeni
PASAJDA DÖRT CESET- BÖLÜM-3
PASAJDA DÖRT CESET- BÖLÜM-3
Kadın neredeyse zil takıp oynayacaktı, Salonun ortasında, adeta dans edercesine kendi çevresinde dönerek paraları etrafa saçıyor ve isterik kahkahalar atıyordu.
‘’ Bu kadar kolay olacağını düşünmemiştim Olcay.’’
Adam cevap vermekte gecikmedi.
‘’ O zaman birazda olacakları düşünsen iyi olur. Bir adam öldürdük, bir çocuk kaçırdık. Aferin çok güzel şeyler yaptınız diyerek bizi rahat bırakacaklarını mı sanıyorsun? Duralım artık.’’
Kadın ateş saçan gözlerle adama bakarak,
‘’ Durmak yok, bu güne kadar hep birilerinden korkarak yaşadım. Önüne gelen bir tekme attı. Sıradaki kız ölecek ama şimdi değil. On gün sonra.’’
Adam kadına yaklaşarak sarılmak istedi, kadın adamı iteleyerek,
‘’ Uslu dur bakayım, her şeyin bir zamanı var. Sadece kendini düşünme. Beni de düşün.’’
Adamın dudaklarına yumuşak bir öpücük kondurarak bütün tatlılığıyla,
‘’ beni ne kadar çok arzuladığını biliyorum. Şu kızı da ortadan kaldıralım.’’
Bir gözünü kırparak, ‘’İstediğini fazlası ile alacaksın.’’
‘’ Bütün amacın bana işkence yapmak değil mi? Bundan büyük zevk alıyorsun. Belki de, kendini böyle tatmin ediyorsun. Sen gördüğüm en doyumsuz kahpesin.’’
‘’ Bunu bana yapılmış bir iltifat olarak kabul ediyorum. Şimdi beni yalnız bırak şekerim.’’
Olcay kapıyı çekip çıkarken, kızgınlıkla, ‘’ kadın benimle resmen oyun oynuyor,’’ diye düşündü. Şimdi evde karısının dırdırını çekmektense, kahvenin yolunu tutmayı düşündü. Aklına kahvelerin kapalı olduğu gelince, rotasını Mülayim’in evine doğru çevirdi.
2
Heval ile Serra, Gülizar’ı sorgu odasına alırken, bende babamın yanına doğru yürümeye başladım.
‘’ Gel Eda, inşallah geride kaldığına değmiştir. Bakışların bana elin boş gelmediğini söylüyor.’’
‘’ Doğru tahmin ettin baba. Bir, iki esnafı sorguya çektim. İlginç şeyler öğrendim. Anlayacağın şansım yaver gitti.’’
‘’ Bunların hiç biri şans değil kızım, zorda olsa iyi bir polis olduğunu defalarca kanıtladın.’’
‘’ Şu kayıtları inceleyelim, her şeyin ortada olduğunu göreceksin. Elimde bir tanede şüpheli var. Sorgu odasına aldık, sorguya ben de katılmak istiyorum.’’
‘’ Sen şimdi sorgu odasına git. Daha sonra konuşmaya devam ederiz.’’
Sorgu odasına girince, evvela Heval Baş komiserle göz göze geldik,
‘’ Sorgu nasıl gidiyor Baş komiserim?’’
‘’ Hanımefendi konuşmak istemiyor.’’
‘’ Bana beş dakika verirsen hanımefendiyi bülbül gibi şakıtırım.’’
Sorgu odasının kapısını açarak, Heval Baş komiserin önünde abartılı bir şekilde reverans yaparak çıkmasını işaret ettim. Gülerek kapıya doğru yürüyünce, Serra’da çıkmak için harekete geçti. ‘’ Serra, sen kal, yanlış hatırlamıyorsam ölümün kokusunu çok çabuk alıyordun değil mi?’’
‘’ Evet Komiserim burası ölüm kokmaya başladı.’’
‘’ Duydun mu Gülizar, eğer konuşmazsan bu senin etrafa yaydığın ölüm kokusu olacak ve ölümün benim elimden olacak. KONUŞ ne biliyorsan anlat.’’
Kadın konuşamam diye inleyince, karşısına oturup gözlerimi gözlerine dikerek, ‘’ Neden konuşamazmışsın Gülizar?’’
‘’ Kızım ellerinde, henüz daha yedi yaşında, nasıl konuşayım. Öldürecekler.’’
Beyaz yalan söylemekten kimseye zarar gelmezdi.
‘’ Eğer konuşursan kızını da kurtarırız diğer çocuğu da.’’
‘’ Başka çocukta mı var?’’
‘’ Öyle sanıyorum, eminim. Biz bu sapıklara engel olamazsak birçok çocuk ölecek.’’
‘’ İki kişilerdi, çay ocağının anahtarlarını aldılar, giderken elime bin lira tutuşturup eve gönderdiler. Kızımı da yarın bırakacaklarını söylediler. Kadın ruhsuzun biriydi.’’
‘’ Nasıl anladın sen medyum musun?’’
‘’ Komiserim, uyur gibi ortalıkta dolanıyordu. Sanki uyuşturucu kullanmıştı. Bir ara adama ismiyle hitap etti. Adamın adı Olcay. Adam çok bozuldu.’’
Sorgu odasından çıkarken,
‘’ Komiserim, bir şey daha söyleyeceğim. Bilmem işinize yarar mı?’’
‘’ Ağzında geveleme de söyle?’’
‘’ Adam konuşurken zorlanıyordu. Kelimeleri zorlukla söylüyordu.’’
‘’ Kekeme falan mıydı?’’
‘’ Yok, sanki konuşmayı yeni öğrenmiş gibi heceleyerek konuşuyordu.’’
Sorgu odasından çıkarak, Leyla’nın yanına gittim, ‘’Bana bu semtte kaç tane Olcay isminde yetişkin adam var tespit et. Biraz çabuk ol.’’
Vakit kaybetmeden Sedat Amirin yanına geçtim,
‘’ Bir isim yakaladım baba Olcay diye, Leyla’dan haber bekliyorum.’’
‘’ Güzel bu iş senin biliyorsun Eda?’’
‘’ Bana güvendiğin için teşekkür ederim baba.’’ Babam suratını asarak bana bakınca, yaptığım hatayı anlayarak,
‘’ Pardon Amirim.’’
Gülerek, bana kapıyı gösterdi.
YORUMLAR
Teşekkür ederim, bu yorumunuz bana güç verdi. Saygılarımla.
Teşekkür ederim, bu yorumunuz bana güç verdi. Saygılarımla.