- 391 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
En büyük haksızlığı kendimize yapıyoruz !
Geçenlerde bir kardeşimizin yazdıkları, dikkatimi çekti. Hem hak verdim, hem de aynı zamanda haksız buldum kendisini...
Olamaz mı?
Kadılık yaptığı sırada Nasreddin Hoca’ya bir adam gelip başından geçen bir olayı anlatmış. Giderken sormuş :
- "Haklı değil miyim Hocam ?"
- "Haklısın," demiş Hoca.
Biraz sonra başka biri gelmiş, aynı olayı kendi yorumuna göre anlatmış. Sonra sormuş:
- "Haklı değil miyim Hocam ?"
Ona da :
- "Haklısın," demiş Hoca.
Adam gittikten sonra karısı içerden seslenmiş :
- "Efendi ikisine de haklısın dedin, birisi haksız olmalı değil mi ?" dediğinde;
- "Sen de haklısın Hanım" demiş Hoca.
Bazı insanların davranışları, sözleri ve karakter özellikleri, bizleri etkisi altına alır. Az veya çok. Olumlu veya olumsuz.
Bunlar haklı tarafı diye düşünüyorum. Olabilir, hepimiz etten kemikten değil miyiz? Etkilenmiştir ve hayata bakışı değişmiştir. O insan yüzünden dinle ilgili düşünceleri de olumsuz bir hal almış olabilir...
Haksız bulduğum konu; Pire için neden yorganımızı yakıyoruz?
Pire İçin Yorgan Yakmak deyiminin anlamı; önemsiz bir şey için kızıp daha büyük zarara yol açacak davranış içine girmektir.
Dengesiz bir insan yüzünden, neden kendimize zarar verecek bir yol haritası çiziyoruz? Biz insanlara yol gösterici bir çok faktör vardır. Tek bir insanın etkisi altına girmek niye?
Bizlerin yolunu aydınlatmak isteyen, o kadar çok güzel insan var ki ! Onların bizlere uzanan ellerini tutsak keşke... Bu elleri iterek, O malum kişinin, ruhumuzu esaret altında tutmasına neden izin veriyoruz?
Haksızlık yapıyoruz kendimize. Binlerce yıldızın hayat yolumuzu aydınlatmasına izin vermek yerine; arkamızda bıraktığımız geçmişin zifiri karanlığına dönmekte neden bu kadar ısrarcı oluyoruz? Yarınlarımıza bir sıfır yenik başlayarak, kendimize çok büyük haksızlık yapmış olmuyor muyuz?
Evet, bizlere haksızlık yapılmış. O zamanlar çocuktuk, kendimizi savunamadık. Hakkı tutup kaldıramadık. Ama her şeyi geride bırakmanın zamanı gelmedi mi?
O zamanlar acizdik diyelim. Peki ya şu an ki gücümüzü niye hafife alıyor ve hakkın peşine düşmüyoruz. Bir ağaca kızdık diye neden koca bir ormanı yakmaya devam ediyoruz.
Bize kötü davranan bir polise kızıp, tüm polislerden nefret etmek, bir öğretmenin yaptığı hatayı tüm öğretmenlerimizin üzerine bir çamur gibi sıçratmak, bir avukatın adaleti yanıltmasından yola çıkarak, gün hukuk sistemini reddetmek de çok büyük haksızlıktır.
Bizleri olumsuz bir etki altına alarak ruhlarımızda kötü izler bırakan O şahıs her kimse, onu geçmişe gömmeli ve yolumuza sağlam adımlarla yürümeye başlamalıyız. Çok geç kalmadan kendimize yaptığımız bu haksızlığa son vermeliyiz.
Büyük şair , Mehmet Akif Ersoy ’un söylediği gibi :
Zulmü alkışlayamam, zalimi asla sevemem;
Gelenin keyfi için geçmişe kalkıp sövemem.
Biri ecdadıma saldırdımı,hatta boğarım!…
-Boğamazsın ki!
-Hiçolmazsa yanımdan kovarım.
Üçbuçuk soysuzun ardından zağarlık yapamam;
Hele hak namına haksızlığa ölsem tapamam.
Doğduğumdan beridir, aşığım istiklale;
Bana hiç tasmalık etmiş değil altın lale!
Yumuşak başlı isem, kim dedi uysal koyunum
Kesilir belki, fakat çekmeye gelmez boyunum!
Kanayan bir yara gördümmü yanar ta ciğerim,
Onu dindirmek için kamçı yerim, çifte yerim!
Adam aldırmada geç git, diyemem aldırırım.