Yaşamın her alanında dürüst insanları görmek istememiz ve hatta o insanların dürüstlüğüne ihtiyaç duymamız gayet normal ve insani bir gereksinimdir. Her insan kandırılmaktan ve güven kaybı yaşamaktan korkar ve doğal olarak böyle bir korkuyla yüzleşmek istemez. Çünkü insanı psikolojik anlamda sarsan en temel yıkım dürüstlüğüne inandığı insanların ve doğru olduğuna inandığı şeylerin yalan olduğunu öğrenmesidir.

Dürüst toplumu oluşturan ahlaklı bireyleri ayaklarının altına cennet serilen anneler yetiştirir. Bu söz annelerin omuzlarındaki yükün ne kadar ağır ve ne kadar önemli bir sorumluluk gerektirdiğinin açık bir ifadesidir.

Ahlak ve dürüstlük birbiriyle bağlantılı ve sosyolojik olarak birinin, diğerini, doğrudan etkilediği bir kavramdır.
Konunun uzmanlarınca çocuk psikolojisi üzerine kaleme alınmış kişisel gelişim kitaplarında çocuğun gelişim dönemi iki bölüme ayrılır. Birinci bölüm: Çocuğun sıfır yedi yaş anne eğitimi aldığı dönem. İkinci bölümde yedi on iki yaş arası teorik eğitim aldığı ilkokul dönemi ve evresi olarak değerlendirilir.

Bu iki dönem de iyi eğitim alan çocuk, fikri ve vicdanı hür, bir birey olarak yaşamının diğer evrelerinde de doğru kararlar almayı bir tür refleks haline dönüştürür ve doğal olarak yaşamın her evresinde başarılı ve mutlu olur.

Sıfır yedi yaş anne eğitimi ve yedi on iki yaş okul eğitimini iyi alamamış çocukların ileri yaşlarında görülen ve ortaya çıkan en belirgin kişilik sorunlarının başında vicdan eksikliği ve buna bağlı olarak ta ahlak bozuklu gelir. Bu tür kişilik sorunları yaşayan insanlarda görülen düşünce bozukluğuysa yalan söyleme ve dürüstlükten giderek uzaklaşma şeklinde ortaya çıkar.

Son yıllarda kendi çocuğuna işkence düzeyinde şiddet uygulayan baba veya bebeğini çöp konteynerine atan anne haberlerine sıklıkla denk geliniyor olunması işte bu eğitim dönemini iyi alamamış insanların varlığının en somut işarettir.

Dürüst bir bireylerden oluşan toplumlarda huzur ve mutluluk eksik olmaz. Bu olumlu süreç doğal olarak ekonomik kalkınmayı da beraberinde getirir. Tersi olursa o toplumlarda kaos kan ve gözyaşı hiç eksik olmaz.

Yani ve kısacası, iyi bir eğitimle fikri ve vicdanı hür, irfanı hür, dinine ve kültürel değerlerine bağlı, dürüst ve ahlaklı bireyler yetiştirmek mümkündür. Ancak tersi olur herhangi bir şekilde iyi eğitim verilmezse, bebeğini çöp konteynerine atanlarla hayatlarını çöplüğe çevirmiş insanların arasında hiçbir farkı kalmaz.

Anne olmanın yalnızca biyolojik bir süreçten ibaret olmadığını bilen ve çocuklarına ona göre kaliteli bir eğitim veren, onları vatanına, milletine ve insanlığa faydalı fertler haline getiren tüm annelerin, anneler günü kutlu olsun.




Serhat BİNGÖL 10.05.2020