- 400 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
intihar
Göl kenarındaki restoran havaya uçtuğunda cesetler göle yayılmıştı, Filistinli intihar bombacısı uygun zamanda düğmeye basmıştı, Şem’in gölde cesedi bulunduğunda diğerlerinden farklı olarak yara izi yoktu. Şem patlamadan önce boğulmuş olabilirdi babam her zaman onun Araplar tarafından öldürüldüğüne inandı, hayatındaki tek amacı sefil Arapları İsrailden uzaklaştırmaktı. Biz insanlığın seçilmiş nesiliydik, Einstein ve Perelman bir yahudiydi, yüksek zekaya sahip olan insanlar sadece bizden çıkardı.
Şem koştu, uzun patikada göl kenarında nefes nefese kalana kadar koştu, belki koşmak için uygun bir zaman değildi bir tacizci ile karşılaşabilirdi. Ağaçların arasına girdiği zaman etrafı aydınlatan dolunay birden yok oluyordu. Yüzü dikenli dallar nedeni ile çizilmişti, gölden uzaklaşmadan koşmaya devam etti, zemin engebeliydi, uzaktan gelen dalga sesleri gecenin sesini ve kafasındaki sesi bastırıyordu. Göl kenarında ağaçlar arasında boşluk çoğaldı ve dolunay etrafı aydınlattı. Ay ışığı dalgalar üzerinde parıldıyordu. İskeleye giden yolda yavaşladı Şem. İskele beklediğinden daha uzun sürede belirdi. Dokununca boyaları dökülen her adımda türlü sesler çıkaran, genç kızlığında saatlerce oturup hayallere daldığı iskelenin paslı merdivenlerinden inerken bacağının kanadığı günü hatırladı. İskelede yürümeye başladı, kırık tahtaların arasından bakınca göl suyu çizgi gibiydi. Her adımda anıları canlandı, annesi babası kız kardeşi Din ve erkek kardeşi Avn onlara bu kötülüğü yapmak istemiyordu. Nefes almakta zorlandığını hissetti, hayatını tek bir problemin çözümüne adamış ve başarısız olmuştu hayata bağlayan hiçbir şey kalmamıştı, gidecek başka yeri yoktu adım adım ölüme yaklaşıyordu, korkuyordu soluk alıp vermesi hızlanmıştı kenardaydı , göl önünde uçsuz bucaksız bir okyanus gibiydi, yıldızlar geceye mistik bir şekil vermişti. Sürekli kendisini çağıran bir adam vardı bu adam gölün dibinden ona sesleniyordu :ŞEM! Şem yaklaş bana benim gibi yap sen de hayatına son ver gerçek mutluluğu bulacaksın ben ,Petros amca, aynı problem için yıllarımı verdim gerçek mutluluk çözümde değil , çözümsüzlükte!
Usulca suya gir Şem!
Bu sesin nereden geldiğini bulmak için derinlere inmek gerekti , ayaklarının yerden kesileceği derinlere, Petros amca sanki gölden çıkmış, arkasından ona yaklaşıp omuzlarını okşamaya başlamıştı ona elini uzattı, benimle gel Şem seni sonsuz gençliğin ve kusursuz zekanın olduğu yere götüreyim, orda başarısızlık yok , sayıların dünyasından bu sahte mekandan uzaklaş ve gerçek yaşamı yakala, dünya birden eksen eğikliğini sıfırlamış ay hızla kendisine yaklaşmaya başlamıştı, ve Petros amca ellerini okşarken hatırladığı tek şey sakalındaki tek bir beyaz teldi.
Din yazı geçirmek için en uygun yerin baba evi olduğunu biliyordu, bilim merkezinde çocukluğundan beri tanıdığı insanları görecek Newton ve Einstein ile sohbet etme şansı bulacaktı. İnsanı yaşamdan soğutan bir sıcaklık vardı, Yahudilerin neden arap coğrafyasını seçtiğine kızmaya başlamıştı, çok kısa da olsa yağmur çiselediği zaman mutlu oluyordu. Gökyüzü birden kararmış daha fazla yağmurun geleceğini müjdelemişti.
Gözlerini açmış olmasına rağmen yataktan kalkmak istemiyordu, odasının kapısı iki kere usulca çalındıktan sonra annesi girdi.
-“Günaydın, kahvaltı için çay mı kahve mi istersin?Kendini nasıl hissediyorsun bu sabah?”
-İyiyim, yatak keyfi yapıyorum.
-Bu keyif bir erkek ile ilgili olabilir mi?Kocanı şimdiden özledin galiba
-Anne, sen kahvaltı hazırlamaya başlasan , beni odamda minik klima ile başbaşa bıraksan nasıl olur?
-Enınde sonunda o yatak tan çıkacaksın.
-Ben de bu amaçla hazırlık yapıyorum.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.