- 368 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
ŞİMDİ REKLAMLAR
Reklam öyle yoğun bir şekilde hayatımıza girmiş ki. Malınızı satmak istiyorsanız yaptığınıza reklam, kendinizi ön plana çıkarmak isterseniz övünme, bir partinin, bir ideolojinin övgüsünü yapıyorsanız propaganda adını alıyor.
Aslında hepsinin amacı aynı pazarlama, malınızı, fikrinizi, ideallerinizi veya kendinizi pazarlama…
Peki, söylediklerimizin hepsi doğru mu? Alıcıları doğru mu yönlendiriyoruz? Keşke öyle olsaydı. Özellikle reklam deyince aklımıza kandırarak ikna etme geliyor. Kimse malına kötü demez, diye bir atasözümüz var. Çoğumuz bu fikirdeyiz.
Ben bu yazıda daha çok medyanın vaz geçilmezi olan reklamlar üzerinde durmak istiyorum. Bu reklamlar ticaret amaçlı olanlar. Malını pazarlamaya çalışanların gayretleri.
Hani televizyon için “aptal kutusu” denirmiş ya Avrupa’da… Gerçekten bizi aptal yerine koyan o kadar çok reklam var ki. Özellikle banka reklamları. Elbette işini yürütmek için krediye ihtiyacı olan iş insanları vardır ve bunlar belki de zaman zaman kredi bulamazlar, buldukları zaman da mutlu olabilirler. Peki evlenmek üzere olan ve maddi yetersizlikte olan insanlar? Bunların kredi alabilecek olmaları neden mutluluklarını tavan yaptırır? Birkaç ay sonra çekilen ve faiziyle daha da ağır şekilde omuzlarına yüklenen kredi taksitlerini kim ödeyecektir? İşte banka işin bu noktasını örtmeye çalışıyor. Ya da eğitim için kredi çekenler. Düğün ne ise bir defa yapılıyor. Peki eğitim için çekilen kredi? Çocuk yıllarca okuyacağına göre uzun vadeli kredinin mantığı nedir? Hele hele kredi çekerek dini bayram yapmaya teşvik eden reklamlar var ya…
Şu çiklet reklamlarına bayılıyorum. Üç kuruşluk bir ürün sahibi oldum diye sanki dünyalar onun olmuş gibi havalara uçan insanlar ne kadar komik.
Bakımları gayet masraflı olan manken kızlarımızın seyirci karşısına çıkıp saç bakımı için almamızı istediği şampuan için üç dakikada saçlarının böyle güzelleştiğini savunması ne kadar kandırmaca.
Çikolatalı bir bisküvi için ne verilirse verilsin razı olmayan kızımıza ne demeli? Sanki marketlerde tükenmiş gibi, bisküvinin kat kat fazlasına razı olmayan kızımız aptal mı dersiniz?
Bir de çikolatasını arkadaş gören çocuklar var. Biraz sonra arkadaşın yiyen bir çocuk, çok mutlu görünüyor.
Çamaşır suyunu yanında gezdiren kadınlarımız, dans ederek elindeki tabağı çalkalayan kızlarımız, düğüne gider gibi giyinip süslenip bulaşık yıkayan ev hanımları, spangle yapan büyük hanımlar, kredi kartının binde bir veren bonusunu duyunca harcamalara ses çıkartmayan cimri baba, binde bir insanın bile alamayacağı kadar pahalı olan takıların herkese reklam edilmesi… bu reklam mantığı sadece bizde değildir her halde. Ne yapalım adam malını satacak, demeyin. Peygamberimiz ne diyor: ” Bizi aldatan bizden değildir.”
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.