MAKAS
Bir hiç gibi geçen saatler vardır. Ardını, arkasını, içini dolduramadığım. Uzun uzun uzaklara dalışlar vardır, en yakınını görebilmek için. Bir Tanrı misafiri gibi yoklayan acılar... Bazı geceler kalabalık bir aile oturmasında eski albümlerin açılması gibi. Biraz buruk, biraz tebessümlü. Bir fotoğraf. Öylece eski, paslanmış bir makasın şifa verdiği bir fotoğraf. Yarım kalmış, kalan yarısı hiç var olmamışcasına yok edilmiş. Birkaç saniye bakınca fotoğrafın en özel yerinin artık orada olmadığı gerçekliği yerleşir aranıza bir iskemleye. Şifası da kalan yarısıyla kaybolmuş, kala kala koca bir sızı kalmıştır. Bir fotoğrafın çokça sesi vardır aslında. Çok şey anlatır, duyabilene. Eskimiştir kimi yerleri, eskitmiştir kendini ona bakan bir çift gözün yağmurlarında. Silikleşen her karesi yağmur kokusu hapseder içine ve çokça kokusu vardır fotoğrafın, uzunca bakarken burnunuza sinen. Bazı geceler hiç gitmeyecek sanırım Tanrı misafirlerimi. Bazı geceler albümün sonu gelmeyecek gibi olur. O geceler geçer, yerini fotoğrafa değen bir gözün yağmurları alır. Silikleşir bazı gecelerin sabahı. Güneş makas değen bir fotoğrafın kayıp yarısı gibidir silik sabahlarda. Bir fotoğraf ancak yağmurlu bir geceye ve silik bir sabaha emanet edilince şifa olur.
Merve YILDIRIM
‘’Beni hoyrat bir makasla ah eski bir fotoğraftan oydular. Orada kaldı yanağımın yarısı, kendini boşlukla tamamlar. Ah omzumda bir kesik el ki hala, hala durmadan kanar. Ah kavaklar...’’
Sezen AKSU
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.