- 432 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Milli Birlik Düşmanı (!) (Öykü)
Pencereden dışarıya bakıyordum. Kısa süreliğine yağan yağmur yerini güneşe bırakıyordu. Ağabeyimin getireceği haberleri merak ediyordum. İçerdekiler nasıldı? Mahkeme nasıl sonuçlanacaktı ? Ağabeylerimiz ve hocalarımız “Irkçılık Turancılık” adı altında muhakeme ediliyordu. Biraderimde bende Bozkurt’un, Orkun’un Tanrıdağı’nın, Çınaraltının okurlarıydık. Ağabeyim benden farklı olarak Atsız Bey’in Sabahattin Ali ile davasının olduğu gün oradaydı. O günkü Komünizm aleyhine olan nümayişteydi. Atlı polisler tarafından kovalanmış; diğer bazı gençler gibi gözaltına alındıktan sonra serbest bırakılmıştı. Bu olayı Halk Fırkasında katiplik yapan amcam Muharrem Bey biraderime önce bir tokat atmış daha sonrasında ise azarlamıştı. Ağabeyimse altta kalmamış; Milli Şef istibdadına olan tenkitlerini dobra bir üslupla amcamın yüzüne vurmuştu. En sonunda amcam:
-Çabuk odana git! dedikten sonra ağabeyim kapıyı vurup evden ayrılmıştı. En sonunda amcam bana dönerek:
-Bak yavrum… Sakın bu hergele gibi Turancı olma. O ruh hastası olan doktorun çömezleri ağabeyini zehirlemişler. Milli Şefin ve Halk Fırkasının emrinde bir Türk İnkılâpçısı ol. İlla Türkçü olacaksan garp medeniyetinin ışığında Ulus’ta Falih Rıfkı Bey’in dediği gibi Türkiye Türkçüsü ol! Bilir misin bunların ağababalarından olan Enver de aynı bunlar gibi Almanların çıkarları için Turan hayalleri kuruyordu. Onun yüzünden 90000 asker tek kurşun atmadan öldü. Şükür ki ebedi şefimiz ve milli şefimiz gibi iki büyük deha geldi de bizi hem düşmanın hem de bu hayalci cellatların elinden kurtardılar.
-Peki amca öyle diyorsun da… Milli şefimiz vaktinde Enver Paşa’nın yaveri değil miydi? Hem o deli doktor dediğin adam Gazi Hazretleri onu İstiklal Harbinde Milli Maarif ve Sıhhat vekili yapmadı mı? Lozan’a İsmet Paşa ile beraber göndermedi mi? Madem o kadar kötü adamdı neden 12 ciltlik Türk Tarihi basıldı. Bir önceki Sıhhat Vekili Refik Saydam bu adama maaş bağlattı?
-Bak çocuğum daha küçüksün. Lise çağındasın. Kanın kaynıyor. O yüzden bilemeyeceğin ve anlayamayacağın şeyler var. O Hitler misali saçını tarayan muallimin (öğretmen) sözleri size tatlı geliyor. Ama unutma Milli Şefimiz Gazi Hazretlerinin en yakın dostu ve İstiklal Harbinin ikinci adamı. O bir şey yapıyorsa bil ki aklın, bilimin, muhakemenin neticesidir. O yüzden al Milli Şefimizin 19 Mayıs nutkunu tekrar oku ve ağabeyinin peşine düştüklerinin iç yüzünü anla. Az daha unutuyordum bugünkü cumhuriyet. Yatmadan bunu da oku ki bu Nazi işbirlikçisi müfsid çetenin marifetlerini iyi idrak et. Bu mevzulara da fazla kafanı yorma. En nihayetinde senin tek bir vazifen var: oda dersini çalışmak… İnkılabımıza faydalı bir vatandaş olmak.
Amcamın didaktik vaazları kafamı ziyadesiyle şişirmişti. Suallerime cevap vermek yerine hep Türkçüleri suçluyordu. Çelişkilerini hiç görmüyordu. Elime tutuşturduğu gazete… Atsız’ın, Zeki Velidi’nin ve Hasan Ferit’in resimlerini koyarak “Milli Birlik Düşmanı: Irkçı Turancı” diye manşet atıyor ve Türkçüleri Nazi işbirlikçiliği ile suçluyordu. Halbuki aynı neşriyat bir iki sene önce Türkiye’de Almancılığın sembolü idi. “Nihayet harb başladı” Kemalist Türkiye’den Faşist İtalya’ya selam” Hitler sitayişleri (övgüleri) gazetenin en mümtaz yerini süslüyordu. Hem dışarıdaki Milletdaşlarını bir araya getirmeye çalışan insan nasıl Milli birlik düşmanı olabilirdi? Hem “Nazi” diye itham ettikleri Atsız “Yabancı Bayraklar Altında Ölenlere Ağıt”ta ne diyordu:
“Dövüşün! Son fişeğe, son damla kana kadar savaşın!… İstemediğiniz yabancı saflarda ölün! Zarar yok… Bu ayrılıklardan yarının büyük birliği doğacaktır… Birleşeceğiz ve Tanrıdağı’nın eteklerinde kımız içerek sizin ve bizim bir olan atalarımız için Tanrıya yakaracağız.”
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.