- 646 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
YUVASIZ KUŞLAR
YUVASIZ KUŞLAR
Bu hafta benim için içim acı dolu ve hüzünle başladı.
Geçen hafta balkonda yuva yapan bir kızıl kumrudan ve bu kuşun daha önce bizim balkonda yavrulayan kumrunun yavrusu olabileceğinden sözetmiştim.
İlkbahar ile birlikte bu kuşun elbet bir yuva kurma ve neslini sürdürme hakkı vardı ve o hakka saygı duymak gerekirdi.
Bu yuvanın olduğu balkona açılan iki ayrı odadan iki kapı var... Birincisi yatak odası, ikincisi eşimin atölye gibi kullandığı malzemeleriyle birlikte dikiş makinasının bulunduğu terzihanesi. Eşimin bu bağlamda kısmen eskimiş kumaşlardan oluşan bir yığın ıvır zıvır, kot pantolon, perdelik kumaş v.s. odasında yer kalmayınca zorunlu olarak balkona taşı(nı)yor. Evimizin toplam üç balkonu var; kuzey, güney ve batıda..
Korona nedeniyle evde kaldığımız için, güneşlenmek istediğimizde öğleden sonra batı balkonu en iyi güneş ışığı alan balkon konumunda. Bir kaç gün önce, ben evin doğu balkonunda sabah sporu yaptığım gün eşim de hareketsizlikten iyice sıkılmış olmalı ki evin bir köşesinden bir köşesine gidip geliyor ve doğu balkonundan batı balkonuna kadar tam yetmiş adım geldiğini söylüyordu. Bana da " Gel birlikte yürüyelim!" dedi... Fakat ben yazmam gereken bir şeyler olduğunu belirterek yürümek istemedim. Aynı gün sabah odamın batı balkonuna açılan kapısını perdenin ardından kuşa görünmeden havalandırmak amaçlı açmıştım ve eşime de o kapıyı kullanmaması gerektiği konusunu önemle belirtmiştim..
Bir süre ev içi yürüyüş yapan eşim, sonra yine yanıma gelerek " Gel birlikte balkonda biraz güneşlenelim, hava çok güzel!" deyince bu içten teklifi kıramadım.
Batı balkona çıktık, fakat terzihanenin bulunduğu kapıdan çıktık, yirmi dakika kadar birlikte güneşlendik. Yuvadaki kuşun huzurunu kaçıracağımız aklıma gelmedi değil, fakat yuvanın olduğu yer ile aramızda, içi elbise kumaş v.b eşya dolu yüksek bir karton kutu bulunduğu için, biz kuşu, kuş da bizi göremiyordu. Bu nedenle balkona çıkarken kuşun rahatsız olacağı gibi bir olasılığı beynimde elemine etmiştim. Balkonu terkederken duvar ile kutu arasındaki aralıktan kuşa gözattlıiğımda, kuşun yuvada olmadığını görünce "Eyvah!" dedim içten ve derin bir acı çöktü içime...
Eşime:
-Kuş yuvada yok ya!
-Yoktu zaten, gelir yine, bazan uçup yine geliyor. Karnını doyurmaya gitmiştir!
- Sen o kapıdan mı çıktın yürüyüş yaparken?!
O kapıdan çıktım, ama kuş yoktu zaten yuvada!
- Yanlış yaptın, ben sana özellikle o kapıyı kullanma diye söyledim!!! O kuş gelmez artık geri!
- Gelir gelir!
Fakat benim korkum, eşimin farkında olmadığı bir durumdu ve bu nedenle endişem de giderek derinleşiyordu. İçeriye girdikten sonra akşama kadar defalarca yatak odasındaki perdenin arkasında usulca yuvaya baktım, fakat kuş yuvaya dönmemişti..
Eskiden beri doğayı iyi gözlemlediğim için ve hâttâ çocukluk yıllarımda lastik sapanı ile iyi bir kuş avcısı olduğum için kuşların huyunu tüyünü iyi biliyordum. Bir kuşun kuluçka döneminde yuvadaki yumurtalar uzun süre soğuduysa, içindeki çıkacak civcivler ölebilirdi ve kuşlar bunu iyi bilir, huzursuz olduğu yuvayı terkedip gider ve bir daha o yuvaya dönmezdi.
Eşimin hesabedemediği durum; kendisi en az yirmi dakika kadar yürüyüş yaptı, balkona ters kapıdan girdi çıktı, bir de yirmi dakika kadar balkonda güneşlendik. Bu arada kuş yuvasına mutlaka dönmek için gelmiştir fakat bizi balkonda görünce bizden kuş yuvasına girmeye cesaret edememiştir diye düşünüyorum?! Gereğinden fazla açıkta kalan yumurtalarındaki henüz cenin halindeki civcivlerinden ümidini kesmiş olmalı ki kuş gelmedi bir daha ve iki gündür yumurtalar sahipsiz kaldı...
Kaç gündür işte içim parçalanıyor, bir yandan korona ile peşpeşe gelen ölüm haberleri, bir yandan Salda Gölü’ndeki insanlığa sığmayan aç gözlü yağmacılık ve mafyanın kirli işleri, bir yandan ev hapsinde kalmak; karmakarış bir ruh hali, darmadağın düşler?! Bir de son olarak çok sevdiğim rehber arkadasımın kâlp yetmezliği nedeniyle çok erkenden yuvadan göçüp gitmesi ve ardında bıraktıkları?? Hep ağlamaklıyım gözlerim dolukuyor...
Fakat vahşi kapitalizmin hiç umurunda değil, ne doğal çevre, kuşların yaşam alanları, ne de dağ ne taş, ne kuraklık çölleşme! Kanlı petrol savaşları ile yokolup giden binlerce yaşam?!
Covid - 19 Korona virüsü tüm dünyayı acımasız kasıp kavurmaya devam ediyor. Bunun altında yatan gerçekleri bilmek, buna rağmen insanlığın ortak trajedisini seyretmekten başka bir şey yapamadığını görmek, yarınlara dair tüm güzel umutları silip atıyor.
Cellatlar ve deccallar şeytan ile işbirliği içinde sağ eliyle kan kustururken, sol eliyle çanak tutmaya devam ediyor.
Yetim ve öksüz kalan tüm yavruların ve yuvasız kalan kuşların tüm lâneti Pandora’nın kutusunu açanların ve kötülükleri yeryüzüne saçanların üstüne olsun!..
Üzgünüm çok; yuvada sahipsiz kalan yumurtaları gördükçe başka bir şey gelmiyor aklıma... Yüreğim yufka benim, fakat acılarım çok derin..
Sevgiyle kalınız güzel dostlar, sağlıcakla kalınız..
Kuş perikti yuvadan
Gelecek bahara kaldı umutlar
Kendinden emin değil
Toprakta tohum, yuvada kuş
Kanat altındaki yumurta...
Ölüm saçan korona
Ölüm satan elitler
Ne zaman düzelir dünya
Hiç belli değil;
Güneşe bağlı umutlar
Kuş kanadında özgürlük
Düş kanadında barış
Göklere çıktı acımız
Yengimizle bitecek yarış
Güneşten korona tacımız...
" Akın var güneşe akın
Güneşin zaptı yakın!" *
Şaban AKTAŞ
27.04.2020 - 10.57
Görseller: Şaban AKTAŞ
(*) Nazım Hikmet Ran
.
-
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.