- 953 Okunma
- 4 Yorum
- 2 Beğeni
Darağaçlarını Alnından Öpmek B/aşkaymış
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Maviydi ölen gözlerinin güvercin uğultulu tortusu
O korkusuz bilinmezlikte bilememiştim kendimi
Bilemiştim sana
Bilemedim
Gelemedim
Sonsuz bir boşluktum, kendim !
Düşecektim o boşluğa, söz vermiştim...
Ah benim ayak izlerimin takipçisi... Tetikçi, katil karıncaların yavaşlığında sızlayan kararsızlık ilmeğimin düşü... Yüzüm,aynalar ve zamanın ilmeğinde karşıma çıkan sessizliğin büyüsü...
Uzundu ip, ah dolayamadım boynuma.
Çanlar çalarken o meydanın göbeğinde ve hayal şehirlerin caddelerinde gölgenin dolaştığını bildiğimden yapamadım...Bir gün yapacaktım biliyordum ama o gün bugün değildi,hissedebiliyordum. Ölüm ikiz olacak, yaşam ikiz ölecekti çünkü... Dokunamadım boynuma,aortumun ruhunda, eflatunda geziniyordu mavi kelebekler,mavi kuşlar,dokunamadım.
Darağaçlarını alnından öpmek b/aşkaymış.
Anlamamışım neden geç kaldığımı gözlerime.. Hep senin yüzünden ! Bir kez bile gözlerime bakmamıştın sen ! . Neden ölüm daha erkenciymiş, bilememişim,kanatlarım neden kırık...Açtım karanlık perdelerini aralayıp gözlerine...Ay ışıklı bir geceye düşen cemreydi gözlerin. Bir dua gibi sakladım seni kendime...
Gözlerinin ninnisinde uyutmaya çalıştım çocukluğumu
Seni aradım ülke bildiğimiz aşk ikliminde.
Hayaletler dolaşıyorken anı defterinin sararmış sayfalarında, kitap kurtları gibi koklarken zamanı an’ın teninden biz, gizil bir sırrı paylaşıyordu, sırı dökük kırık aynalarla yüzlerimiz...
Ben şiirlerimi hep sana yazmıştım, bilgeydi kalem, aşkın bir nehir kenarında unuttuğu çakıl taşlarının gölgeli yeşilinde temizlenmişti aşk...
Pas tutmuş zamanın demirlerinde pıhtılaşmıştı kanımız...
Bir mahzen karanlığında doğurmuş olmalıydık aşkı, tanrı olmalıydı unuttuğumuz adıllarımız,emeklemeyi çoktan unutmuştuk,yürüyemezdik,koşmak ne kelime... Birbirini unutmuş iki ihtiyardık... Ölüm gelecekti,ölecektik... Sonra sen öldün...
"Ve yılların içinde demlenirken kadın, mavi gök kuşlarını sarhoş edeceğinden bihaber akmıştı dünyaya, pek bir erken doğmuştu anda zaman, zamanda tutku. Esrik bir zaman sarkacına üflemişti adlarını tutkuyla,sonra bileklerini kesecekti.Kan kokusunu takip eden leş kuşlarının gagalarından kusacaktı zaman,kusacaktı zaman,bir şarkı mırıldanacaktı zaman,kimse dinlemeyecekti. Dünyaya, içinin nefesinde boğduğu kuşları bırakıp,aşkı gebe bırakan bir ülkede uyuyacaktı...
Senelerce sonra o ahşap kulübede küçük bir kız çocuğu bulundu.Eline sıkıştırdığı kağıtta "Cesedim çocuk kalsın" yazıyordu...
YORUMLAR
mimoza2023
Bu kent, bu ülke bu dünya yeniden doğarmı? Bilmem amma hüznü dem saklı, küllerinden doğarmı bu çocuklar.
Yüreğin dert görmesin Şairem. İçdenlikle kutluyorum.
Sevgi ve Selamlarımla
mimoza2023
Yazıma,ruhuma,içimin çocuğuna değer katan yorumunuz için çok teşekkür ederim.... Şiirle,şiir tadında yazılarla,hüznün demlendiği sevgilerde,sevdalarda buluşmak dileğiyle... Yeniden çok teşekkür ederim.... :) Sevgilerimle....
Etkileyici bir yazıydı. Hele ki " "Cesedim çocuk kalsın" cümlesi.
İçimi fena burktu..
Selamlar
"