Sanırım ben..
Sanırım ben, yani uzun uzun yazmalarda usta değilim.. Hayır, öyle değil.. uzun uzun düşünüp konuştuğum oluyor çok, kendimle.. de duyan olmaz genelde..
Geçmiş yıllardan kalan yazılarımı okuyunca: "ooww ben bunları ne ara yazmışım lan!" dedim (yine kendi kendime:)
Sevdim kendimi, üzüldüm sonra.. sonra bir buket çiçek yapıp tebessümümden, iliştirdim yakasına eski ben’in..
Ben hiç pamuk dalı görmemiştim gerçekte, dokunmamıştım meselâ elime alıp.. Geçen yıl bir buket yapıp gönderdiğinde Kenan, dedim benim kalbim de bunun gibi; pamuktan..
Hani eskiden cam gibi sanırdım, kırılıp dökülürdü de iyileşmeyecek sanırdım. Ama artık kalbimi pamuk olarak görüyorum, üstüne su dökülse bile kuruyup pamuk kalabiliyor.. bunun farkındalığını hissettim.. sonra dedim hadi ulan! Hadi gelin!
Öldürmüyor sonuçta..
Bir de şu hepimizin evde kalma günleri var.. Aşçılık okumuyorum ama alaylı olarak da fena değilmişim bunu öğrendim.. bir de Ah’çılık da iyiyimdir yeri gelmişken söyleyeyim, derin derin âh çekmelerde..
Yaşıyor ve yaşamıma değer katıyor olmanın haklı gururunu paylaştığımda bazen, övgü dolu cümlelere seviniyor kulaklarım. Ama işte hepsi uzaktan..
Ben herkesi uzaktan sevmelerle meşhurum..
Herkesin uzaktan seslenmelerine alışık..
Sevgiler efendim ve bir daha..