- 388 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
ÖLMEK İSTEMİYORUM...
ENBİYA/ 35. AYET
Her nefis mutlaka ölümü tadacaktır. Biz sizi, gerçek değerinizi ortaya çıkarmak için şerle de hayırla da imtihan ediyoruz. Sonunda zâten bize döneceksiniz.
"İki iyilikten birini versin; deriz ve ekleriz.
"Allah kurtarsın. "
Acı çeken aylarca yatağa mahkum hastaları olan insanlar, çok iyi bilirler bu duyguyu.
Öyle bi gün gelir sevdiklerinin artık ölmelerini temenni etmeye başlarlar. Suçluluk duyarak vicdanları sızlayarak.
Yatak yaraları iltihaplanıp artık kokmaya başlar. Evde bakım mümkün değildir artık. Hastanede ise yaralar pansuman yapılır iltihap tedavisi uygulanır ve serumla bir kaç gün beslenir. sonra hasta taburcu edilir.
Böyle bir kısır döngü yaşanır. Böyle bir kaç sene sürer bu içler acısı durum.
O çok sevdiğimiz insanın ölüp kurtulmasını isteriz. Ve bunu kendimize bile itiraf edemeyiz. Ama isteriz. Daha fazla yüreğimiz kaldırmaz çünkü...
Peki onlar ne düşünür? Acaba ölmek isterler mi? Empati yapmak istemeyiz. Böyle yaşamak istenmez diye düşünürüz. Kalem kırılmıştır. Karar verilmiştir...
...........
" Ölmek istemiyorum" Dedi yaşlı kadın...
Büyük evinin, büyük yatak odasında, konforlu yatağında, tek başına ve hasta bir halde ağlıyordu bu sözleri mırıldanırken...
Zorlukla oturdu yatağın içinde. Uzandı komidinin üzerindeki günlüğünü aldı. Gözlerinin altı morumsu bir renkteydi, ince çizgilerle yılların yorgunluğunu görebilirdi yüzüne bakan. Aniden
hırçınlaştı.
Elleri zangır zangır tiriyordu. Öfkeyle yırtmaya başladı. Eskimiş yıpranmış buruşuk elleriyle parça parça yaptı
defteri...
Eskimişti evet.
Çekiştirdi saçlarını. Avuçlarına baktı. Yolmuş olduğu gümüşi renkte saçları adeta kahkaha atıyordu. " Eskidim evet eskidim"...
Nefesi daraldı. Öksürdü, boğulurcasına öksürdü.
İki büklüm oldu yatakta. Hareketsiz kaldı öylece. İçinden " Allah’ım kurtar beni" diye geçirdi...
Lakin dili dönmedi... Uzandı yorganı çekti
üzerine. Yine içinde patladı kelimeler...
Dudaklarını ısırdı:
"Çok geç kaldım. Boşa geçti koskoca bir ömür. "
Çok acizdi, şu an konuşmaya bile gücü yetmez bir durumdaydı. Ama o kadar çok yapmak istediği şey vardı ki... Ah bir genç olsaydı. Ah bir sağlıklı olsaydı. Ve ah bir yılları geri alabilseydi...
Çok geç kalmıştı çok.! Ömür bir su gibi akıp geçmişti, bir çırpıda sanki... Ve yıllar sellere kapılıp alıp başını gitmişti adeta.
Bir şans daha verilseydi...
" Allah’ım yeniden doğmak istiyorum., lütfen bir şans ver!
Demeye yüzü yoktu ki... Koskoca bir ömre yazık etmişti.
Bir kez bile, "Allah’ım sensin benim yaradanım!"
Dememişti şöyle içten samimi...Bir kez bile başını secdeye koymamıştı başını.
"Daha erken "
Daha erken; diye oyalanıp dururken gencecikti. Koskoca bir ömür tası tarağı toplamış gitme hazırlıklarına başlamıstı bile.
Maalesef ne gençlik kalmıştı elde ne de sağlık. Kalkıp bir abdest almaya gücü yoktu şimdi.
Bakıcı kadının cenazesi vardı ve iki gündür izinliydi.
İçler acısı bir durumdaydı ve dua etmeye bile utanıyordu işin açıkcası...
Açamadı bile ağzını. Yine içinde depremlere neden oldu cümleler...
Korkuyla irkildi yaşlı kadın. Daldığı düşünce harbinden bir an sıyrıldı, duyduğu sese kulak verdi:
" Dile benden ne dilersen!
Hemen cevap verdi, solgun ve kanı çekilmiş yüzü iyice bir bembeyaz renk almıştı şimdi. Nefes nefese konuştu:
" Ölmek istemiyorum!
" Geç bunu...
" Tamam anladım, gençliğimi geri ver ne olur!
" Yapamam maalesef... Başka bir şey, başka bir şey iste.
" Sağlığımı geri ver o zaman lütfen!
" Üzgünüm... Böyle şeyler değil, para iste, altın iste, elmas, yakut, mesela pırlanta iste...
" Ne yapayım ben onları! Diye bağırdı yaşlı kadın. Sesi çok gür çıkmıştı.
" Yat iste kat iste. Tarla, bağ, bahçe ne istersen. Mal mülk hepsi gani gani ben de...
" Yeteerr!" diye haykırdı.
"Yeter! "
" Zaten o dediklerin yüzünden heba oldu ömrüm. Ben ölüm döşeğindeyim ne işime yarar bu saydıkların. Sus kes sesini artık!
" Daha önce bunlardan başka derdin tasan yoktu, ölümlü olduğunu bilmiyor muydun?
" Sus defol git, sus dedim sana!
Yaşlı kadın yorganı başına çekti... Hıçkıra hıçkıra ağlıyordu...
" Ölmek istemiyorum! Henüz çok erken!
YORUMLAR
Dememişti şöyle içten samimi...Bir kez bile başını secdeye koymamıştı başını.
Sonuç harika, Alışılmışın dışına çıkarak yazının tümünü değerli kılmış final. Kaleminizin hayata katmak istediği değerleri seviyorum. tarzınız çok naif dolayısı ile daha dikkatli olmalısınız. Yazılarınız argoya ve çirkin kelimelere kapalı olmalı. Yazıya tümüyle sirayet ettiğinize inanıyorum. sanırım sizde okuduğunuzda o kelimeler için aynı şeyleri düşünüyorsunuzdur.
Lanet yerine "Aman Allahım" gibi.
Geç bunu yerine "keşke gücüm yetseydi buna" gibi. Zira merhametiniz yazıya geçiyor. dolayısı ile kalabalık ediyor ham kelimeler yazınızda.
"İki iyilikten birini versin; ve ekleriz.
"Allah kurtarsın. " Giriş için yetersiz kalmışlar kardeş . Sabah sabah fazlamı oldum ne ? :)
Günaydın.