- 690 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Doğmak Ve Yaşamak
Belki uyanmak zor yeniden. Toparlanmak gerek zaman geçmeden. Sebepsizce terkedişlerin, terkedilişlerin , yolun sonuna değmeden. Saklanmadan kuşların rıhtımına, uçabilmek kanatlarınla. Çoğu zaman susabilmek kelime kelime sayfalarca. Hayatı sorgulamak yaşarken . Zamanında hafife aldıklarınla yüzleşme belki de kendinle... GİZLİ DE OLSA BAZI YARALARA ELVEDA VAKTİ DEĞİL Mİ ? Gözlerini kapatıp düşlerken hayallerini, martılar misali uçabildiğini hissetmek ne tuhaf şey değil mi? Hatırlamak istediklerini unuturken, unuttuklarını hatırlamak tesadüf mü bir gece yarısı? Ya hayalinde canlananlar bir rüya mı sadece. İyi ya da kötü bütün rüyalar sonunda yoluna çıkıyorsa bunda sana ne fayda ki hatırlatmaktan başka?
Yaşam ile ölüm arasında bir uçurum misali dünya. Dönüyor gündüz , dönüyor gece. Ve işte rüyadayız. Sahi yaşadıklarımızda bir rüya olabilir mi zamanda. Yani biz zamanda yolculuk yapıyor olabilir miyiz rüyalarda. Ne derler buna bilmiyorum aslında. Tevafuk mu yoksa bir deja vu mu dünya. Ya da yoksaydıklarımız kadar mı varız hayatta. Sahi neden doğduk, neden büyüyüp ölüyoruz tekrar toprağa gideceksek . Yani topraktan gelip toprağa gidiyoruz. Bir nevi döngü gibi bir ok atıyorsun hayata, sonra o ok geri geliyor sana . Belki de gelmemizin, yaşamamızın, tesadüflerin her şeyin bir sebebi vardır. Bulmayı unutmuşuzdur. Arka raflarda saklı bilgileri ortaya çıkarma vaktidir. Hayatta her adımımız sayılı, nefesimiz bile sayılı iken bu kadar kavgalar, savaşlar niye var ki? İnsanlar ne zaman öğrenecekler hayatın çok kısa ve çelişkilerle dolu olabileceğini. Ne zaman dinecek bu gözyaşları... En iyisi kabre girince dimi ? Ama o gün içinde bir teminat yok gibi ...